Yeşil çam gücü, hasta ruhlu star ve yönetmenlerin (şöhret ve para için) sıfır zekâ senaryo kabulleriyle ülke bebelerinin kafaları karıştırılmış ve bir dönem kızlı-erkekli bebeler armut gibi patır patır yerlere serilip kendilerini 'of ulan of' yaylalarında bulmuşlardır.
Ülkenin seven ama ayrılan karakterleri bu uğurda yanlarına yancılarını (ki bunlar tipsiz ve sevimli olurlar genellikle) da alarak ellerinde mendilleri, ceplerinde içki şişeleri kendilerini yaylalara, meyhanelere, pavyonlara, balıkçı barınaklarına gözyaşlarıyla hüngür hüngür vurmuşlardır.
Sen filmi çektin parayı cukka ettin ama olan dışarıda seni izleyen bebelere olmuştur.
O gündür bu gündür bebeler halâ sağlıklı ilişkiler kuramamakta, ilişkilerin gözyaşlarıyla
yıkanması gerektiğine inanmaktadırlar. Bunlara göre aşk 120 dakika, aman hemen sevip gitmeliyim şeklindedir. Ayrılamazlarsa araya ana - baba, olmadı kadın bacağı sokulur.
Ülke genelinde yaşanan aşk acı bir sonla bitmeli, gözyaşları denizleri taşırmalı, Kerem ile Aslı gibi çöllere vurulmalı, olmadı başka kucaklarda eriyip gitmeli, revolveri de bir ara doldurmalı şeklinde sevdiği halde ayrılanlara normal gözlerle bakılmış, toplum tarafından yalayıp - yutulmuşlardır.
tuhaftir.halbuki sevmek cabalamaktir.vazgectim deyip pes etmemektir.sevdigin icin gerekirse sevdigine karsi bile ugrasmak.ta ki sevdiginin seni sevmedigini duyana kadar.yine seversin ama bilirsinki bu sevgin sevdigine sıkıntı verir,sirf o uzulmesin diye vazgecmis gibi yaparsin.
olabilecek bi durum. bazen cok seversin belki onsuz nefes alamayacak kadar ama o kadar zit karakterlisinizdir ki biraradayken hep kavga edersiniz birbirinizin beklentilerini karsilayamazsiniz ve bi yerden sonra sevgide yetmemeye baslar artik ve ne kadar sevsenizde birbirinizi yurumez o iliski. sende en zor karari verirsin, gidersin.