en mantıklı,tutarlı insandan en delisine kadar bi çoğunun aklına en az bir kez gelir. çoğu zaman abudik gubidik esip geçen anlardır bu fikrin akla geldiği anlar ama alt yapısı o kadar da hafife alınacak bir şey değildir.
zira böylesi bir düşünce kişinin sevdiklerine karşı içinde bir takım öfkeler biriktirdiğine işarettir. öfkelenmiştir, kırılmıştır belki ama bunu karşıdakine bir türlü söyleyememiştir. ya da söylemiştir ancak karşı taraf bir duvar kadar kayıtsızdır. burada o ihtimal gelir; o kişiye veya kişilere yokluğunu armağan etmek. öyle bir armağan ki hediye edileni asla mutlu edemeyecek bir şey.
bundan lezzet alır o kişi 'o da mutsuz olacak'. 'kim bilir nasıl suçluluk hissedecek' vs. bunları düşünür sürekli. değerinin anlaşıldığını hayal eder örneğin. ama bunu göremeyeceği aklına gelmez o an. sadece hak ettiği değeri ölmüş dahi olsa görmekten hoşnuttur.
intiharına ilişkin bir ayrıntı düşünmez. sadece olası sonuçlarını öngörüp bunları düşünmekten haz alır.
'işte sana ummadığın bir tokat attım şimdi' der içinden adeta. belki hayallerinde kendi kendini acındırır. 'ah zavallı çocuk anlayamadılar bak işte çocuğu canına kıydı...' . bunları düşünür. safra suyu olabildiğince kararmıştır. *
dedim ya garip bir psikolojinin ürünüdür bu düşünce lakin altındaki sebepler bir bir bulup çıkartılmalı, kişi öfkelerinden arındırılmalıdır... bu kirli altyapı temizlenmedikçe kişi bu girift ruh hallerinin içerisinde sürüklenip duracaktır.
kendi bedeni artık onun için değerli olmadığı için bedeni üzerinden ona değer verenleri cezalandırmaktır. zaten normal ruh haline sahip olan birinden intihar eylemi gözlemleyemeyiz. bu yüzden eleştirmek hatalı.
bencil bir insandır.Asıl cezayı zaten kendisi en kötü şekilde çekecektir bir de ardında bıraktığı insanları hiç düşünmeden cezalandıracağını düşünmesi gereksizdir.zaten düşünecek olsa intihar etmezdi.neyse.