Bilerek mi yanına almadın giderken başının yastıkta bıraktığı çukuru?
Güveniyordum oysa ben sevgimize,
vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin doğruluğu kadar.
Beni senin gibi bir de annem terketmişti ki,
göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukur..
acımasızca olan bir durumddur. tam kendinizi ona adamışken, bütün hayallerinizin odağında o sevdiğiniz insan varken kıçınıza tekmeyi yediğinizde afallarsınız. bir anda sudan çıkmış balığa dönersiniz. o saatten sonra artık insanlara güvenmemeye başlarsınız. en çok güvendiğiniz insan bile ardına bakmadan sizi bırakıp gidebiliyorsa, artık kime güvenilebilir ki düşüncesi kaplar beyninizi. hayat arabeskleşir, o eski anlamını yitirir artık. kendinize gelmeniz epey zamanınızı alır. ve geçen o dönem sizin için çok sancılı geçer. buruk bir hayat, eskileri düşünmek, nerede hata olduğunu bulmaya çalışmak, sevdiğinize sizi bıraktığı için öfke duymak ama bir yandan da onun yenıden donmesi için içten içe dua etmek sizin için sıradanlaşır. o yüzden kimseye hakettiğinden fazla değer verilmemli, geleceğe dair çok plan yapılmamalı ve mümkünse aşırı güven ve sevgidden uzak durulmalıdır.
sebep bulur olmuşsun,
ihanetinin en hoyratçasına
bana anlatma sevgili!
ayrılık sözlerinin en anlamsızlığını.
merak etme !
yüreğim daha sen gitmeden unuttu seni.
onsuz geçen günlerde kısa süre eski resimlerle avunmayı, zamanla resimlere el atmamayı, başka uğraşlar bulmayı gerektirir. aksi ne kadar onunla yaşanırsa o kadar da çabuk insanı anında çökertme etkisine sahiptir.
iğneyi sevdiceğine batırıyorsan çuvaldızı önce kendine değdirmen lazımdır. bi çuvaldızı kendine sok bakalım ben ne yaptımda terk edildim diye. biraz daha derine batırdıkça neler yaptıkların göz önüne gelecektir.
bence bu durumu en iyi özetleyen sözlere sahip şarkılardan biridir bir bkz.
candan erçetin---kendine ii bak deme
Bir sabah olsa binbir umutla
Güneş bile açsa.. açmaz saçma
Bir gece olsa samanyolu hatta
Yıldız bile kaysa.. kaymaz saçma
O son sözü duymak bile fazla inan
iyi niyet değil şefkat değil nereden bu dil
Bir sabah olsa binbir umutla
Güneş bile açsa.. açmaz saçma
Bir gece olsa samanyolu hatta
Yıldız bile kaysa.. kaymaz saçma
O son sözü duymak bile fazla inan
iyi niyet değil şefkat değil nereden bu dil
Kendine iyi bak deme denmez saçma
Kendime bakarım elbet sen hiç korkma
Kendine kalıyor insan eninde sonunda
Sen bize iyi bak tanrım sevdalı kullarına
Herşeyi alma bir küçük eşya
Bırak bana yeter.. yetmez saçma
Dön gel uzatma hayat bu unutma
Zaman bile dursa.. durmaz saçma
O son sözü doğru sanıp kanmam inan
iyi niyet değil gerçek değil kimden bu dil
Herşeyi alma bir küçük eşya
Bırak bana yeter.. yetmez saçma
Dön gel uzatma hayat bu unutma
Zaman bile dursa.. durmaz saçma
O son sözü doğru sanıp kanmam inan
iyi niyet değil gerçek değil kimden bu dil
Kendine iyi bak deme denmez saçma
Kendime bakarım elbet sen hiç korkma
Kendine kalıyor insan eninde sonunda
Sen bize iyi bak tanrım sevdalı kullarına..
acıtmasına çok acıtır. depresyona sokar. çaresizliklere sürükler. amma ve lakin zamanla insanı olgunlaştıran, çok şey kazandıran bir merettir bu aynı zamanda. zamanla depresyondan çıkılır, farklı daha güçlü bir insan ortaya çıkar. başlangıçta bahsettiğimiz acı da günden güne azalır ama hiç yok olmaz. aşı gibidir, öldürmez ama ilk terkediliş diğerlerine karşı bağışıklık kazandırır.
hayatta en inandığın en güvendiğin insanın bir gün çıkıp senin karşına hoşçakal demesidir. iki tarafında sevgiyi tüketmesi durumunda kaçınılmaz sondur. eğer gerçek bir aşk yaşanıyorsa insanlara karşı güven problemi yaratır.
bana bir şey olmaz boşver diye kahramanlık yapıp, eve girer girmez yatağına atlayıp haftalarca kalkmamak. bu haftalar boyunca ağlamak, sonra da aynaya baktığında yüzünü tanıyamamak.