basit bi dille anlatalım. birden bire kanser hastası olduğunu düşün. hayatının her alanında, işinde, yemeklerinde, evindeki odalarda dahi bir değişime gitmek zorunda olduğunu.. git gide bunaldığını. bazı şeyleri eksik hissettiğini. hatta bazı şeyleri gözle görülür oranda kaybettiğini düşün. kanser olmak basit olmadı mı?
peki.
kilolusun dedikleri için diyete girdiğini düşün. yada bunu kendi iyiliğin için yaptığını. mesela en çok istediğin anda çikolata yiyemediğini. yani aslında bunun en çok istediğin anda ona sarılamamak anlamına geldiğini düşün. en çokta, her gün bir kereliğine sahip olduğun 24 saati neredeyse 24 aydır hatta belki daha da fazla zamandır, sadece ona göre ayarlıyorken birden bire o 24 saatin tümünde onsuz kaldığını düşün. hayat herkese göre zordur ama böyle durumlarda sadece senin için zordur.
Pişmanlık,iç burukluğu biraz da gözyaşı kokan eylemdir.
(bkz: Kendine küsmek)
Hayatta zaten çok zor bulunan aşkı,sevgiyi
ya yanlış zamanda ya da yanlış kişide bulmuşsunuzdur.
gerçekten çıkarabilme cesaretine sahip olan insanların en iyi yaptığı eylem. zor ama temiz iştir. sabrının sınırları zorlandığı vakit, birlik beraberliğe ihtiyaç olan şu günlerde dehayde siktir git demek rahatlatır, arındırır.
deli gibi pişman olsan da yapmak zorundasındır. adını her duyduğunda kalbin acısa da, bir süre sonra ona da alışırsın. ya da acı geçmiş gibi kendini kandırırsın...
zordur. aileden bir parça gibi bellemişseniz asıl işte o zaman zordur. hayatınızdan çıkmak zorundadır ama çıkmamalıdırda .. bıraktığı boşluk dolmaz , ama gitmelidir..
muhtemelen mecbur kalınan eylemdir, insanlar hayatlarında, etraflarında sevdikleri olsun isterler onları çıkartmak değil. çıkarmak zorunda kaldılarsa da bir yanları hep o kişide kalır. Diğer ihtimaller hep düşünülür belki başka türlü olsaydı böyle olmazdı denir.
insan, aslında en çok kendini sevdiğinden, diğerini hayatından çıkarması da yine kendine olan sevgisinden kaynaklıdır. en acınası, en acıklı hikayede bile, aslolan aslında kendi egosudur insanın. kendi egosuna ters düşen her alanda (iş,aşk,dostluk...) karşısındakini harcamaktır, karşısındakinden vazgeçmek.
acısı, çıkarma işlemini yapanın alışma sürecine bağlıdır. alıştıktan sonra bir bakmışsın sanki hayatında hiç olmamış.
hayat acımasız, bu çarkın suyuna gitmeyi öğrenince acımasız gibi sanılabilmekle beraber hayatın sana verdiğini kendisine vermektesindir.
onsuz bir hayatı düşünmek olasılıksız gibi gelse de hayat, onsuz da kendi bildiğini okuyacak ve rutinine devam edecektir... Elbette ki zor bir karardır lakin zamanı gelmişse yapılması gereken eylemdir, klasik tabirle, zaman en güzel çare olacaktır... *