lisedeki tarih öğretmenimin yazdığı kitabın adıdır. Törenin acımasız yanını anlatmıştır. ilk imzalı kitabımdı. Çok sevinmiştim hatırladımda. (bkz: Sevde- yaşar ekşiler)
sen benim hiçbir şeyimsin. oysa sen benim her şeyimsin.
sen benim hayalimsin. hayallerimin kaynağı. sen olmadan yaşamayı bile düşünemediğimsin.
hiç kimse ben olayım. uğrunda kaybolayım. yok olayım. toprak olayım.
ama sen benim her şeyimsin.
belki de en iyisi uyumak yine. rüyamda "belki bir daha görüşemeyiz" deyip yeniden helalleşmek.
on saniyecik daha. uyanmamak. sürekli yanında olacağını bilsem, hiç uyanmamak.
Az önce rüyamda gördüğümdür. Sözde doğum günümmüş. Ve doğum günüme gelmiş. Dönerken hoşçakal demeye sarıldık. "Bir daha görüşemezsek..." dedim yüzüne, "böyle konuşma!" deyip azarladı beni. Ne güzeldi. ah ne güzeldi. Sonra uyandım, sabah olmuştu.
kara anlamına gelen arapça bir kelimedir. büyük türkçe sözlük halt etmiştir; esmer anlamına gelmemektedir. esmer kelimesinin arapçası semradır. kökü sevd olan kelimedir. örneklemek gerekirse; hacer ül esved yani kara taş. aklıma gelmişken, görüldüğü üzere hacer kelimesinin güzel bir anlamı yoktur; bildiğin amiyane taş manasına gelir. değerlisinden de değil yani.
sev diyemedim.
sev nasıl der ki insan.
sevde'din de
sevmedin.
sevmezsen sevme.
sevdim ama seni ben.
sevdim hem de öyle çok.
sevmeye hiç doyamadan.
çok uzaktan sevdim seni hep.
boğaziçi'nde aldığım nefesle sevdim.
moda'da dolaştığım sokakta sevdim.
ben seni sen beni sev diye sevmedim ki hiç.
sevde'din. sevdim.