kara anlamına gelen arapça bir kelimedir. büyük türkçe sözlük halt etmiştir; esmer anlamına gelmemektedir. esmer kelimesinin arapçası semradır. kökü sevd olan kelimedir. örneklemek gerekirse; hacer ül esved yani kara taş. aklıma gelmişken, görüldüğü üzere hacer kelimesinin güzel bir anlamı yoktur; bildiğin amiyane taş manasına gelir. değerlisinden de değil yani.
sev diyemedim.
sev nasıl der ki insan.
sevde'din de
sevmedin.
sevmezsen sevme.
sevdim ama seni ben.
sevdim hem de öyle çok.
sevmeye hiç doyamadan.
çok uzaktan sevdim seni hep.
boğaziçi'nde aldığım nefesle sevdim.
moda'da dolaştığım sokakta sevdim.
ben seni sen beni sev diye sevmedim ki hiç.
sevde'din. sevdim.
sadece varlığının hayali, senin geçtiğin yerlerde olmak bile bana yetiyor da artıyor bile. aşığım sana. öyle aşığım ki, ifade edilebilesi bir şey yok ortada. sevde. ben yokum, ben yok olayım. sen var ol hep. razıyım.
Sevde bir vesiledir,
Vapurda martılara
O'nun hayaliyle simit atılır.
Nefes ölürken de verilir ama
O'nun ümidiyle nefes yeniden alınır.
Sevde yaşamam için bahanedir.
Varlığını bilmek tesellimdir.
unutmaya çalışıyorum.
Her gün "bugün unuttum" diye uyanıyorum.
ancak ben unutursam mutlu olursun, ben o zaman seni ancak mutlu edebilirim diye tüm çabalarım. Ama çok zor. Unutamıyorum.
Unutamadığım'dır sevde.
bu gece cuma gecesi ya, can sıkıntısından eurotruck oynamaya ve süperfm açıp tırımı sürmeye koyuldum. herşey bir anlık unutabilmek, kafayı dağıtabilmek içindi. ama ne yaptım! yarabbi ne yaptım! bir şarkıya geldi sıra hem de öyle bir şarkı ki, hayatımda kolpa denen grubu dinlemedim. hiçbir şarkısını ve hatta vokalistinin sesini dahi bilmem ama. bir şarkı geldi çattı yüreğime. ben kafa dağıtmak amaçlı yapmıştım oysaki bu fiiliyatları.
gurur benim neyime deyip gururumu okşuyordu şarkı. sanki tüm unutmak istediğim şeyleri evet 'sevde'yi yeniden hem de tüm duygularımı zerresine kadar yeniden yaşatıyor ve ulusal bir radyo kanalından bağırıyordu.
önce korktum sevde'nin bu şarkıyı dinlemesinden. Çünkü dinleyip de beni ve sevgimi hatırlamasından, hatırlayıp da suçluluk duygusuna kapılmasından korktum. ama sonra kendimi telkin edip, beni çoktan unuttuğunu ve mutlu olduğunu hayal ettim. gerçekten mutlu mudyu? bilmiyorum. çok istiyorum ama mutlu olmasını. her anımda dua ediyorum her anında mutlu olacağı insanlarla karşılaşması için.
şarkı bitti sonra, iki saat geçmesine rağmen hala kulaklarımda olan şarkı gurur benim neyime diyordu.evet gururumu hiçe sayarım. benliğimi hiçe sayarım sevde'm için. ama eğer onu mutsuz edeceksem bu gece, şu an allahım canımı alsın da böyle bir şey nasip olmasın bana. kimse üzmesin onu. herkes sevsin ve hep mutlu olsun.
Her gün özlediğimdir.
Her gün daha çok özlediğimdir.
Her an adını yüreğimde hissettiğimdir.
Her an dilimle susup kalbimle söylediğimdir.
Ben bunları yazarken hiç bilmeyecek olandır.
O zaman sorarlar adama "neden öyleyse bu yazmaların birader" diye.
Duymayacak
Görmeyecek
Hiç bilmeyecek
Hiç sevmeyecek
Ama bir gün o güzel yüzü
Bir gün o canım yüreği
Gülecek
inşallah Gülecek.
lisedeki tarih öğretmenimin yazdığı kitabın adıdır. Törenin acımasız yanını anlatmıştır. ilk imzalı kitabımdı. Çok sevinmiştim hatırladımda. (bkz: Sevde- yaşar ekşiler)
Az önce rüyamda gördüğümdür. Sözde doğum günümmüş. Ve doğum günüme gelmiş. Dönerken hoşçakal demeye sarıldık. "Bir daha görüşemezsek..." dedim yüzüne, "böyle konuşma!" deyip azarladı beni. Ne güzeldi. ah ne güzeldi. Sonra uyandım, sabah olmuştu.
sen benim hiçbir şeyimsin. oysa sen benim her şeyimsin.
sen benim hayalimsin. hayallerimin kaynağı. sen olmadan yaşamayı bile düşünemediğimsin.
hiç kimse ben olayım. uğrunda kaybolayım. yok olayım. toprak olayım.
ama sen benim her şeyimsin.
belki de en iyisi uyumak yine. rüyamda "belki bir daha görüşemeyiz" deyip yeniden helalleşmek.
on saniyecik daha. uyanmamak. sürekli yanında olacağını bilsem, hiç uyanmamak.
Unutmak kolay demiştin, alışırsın demiştin.
Öyleyse sen unut beni yeter ki benden isteme.
Gözlerimde yaş, kalbimde sızı unutmadım seni,
Unutamadım, unutamadım ne olur anla beni.