sevdayı yurutmek adına cabalamalarınız sonucu elinızde bırseyın olmadıgını gordugunuz zaman kullandıgınız cumledır. sevdayı zamana bırakıyorum. belkı alev alev yannmaya devam eder belkıde gun gelır küllenir.
Güneş çoktan gösterdi yüzünü tam tepede. Şimdi nerdesin napıyosun bilmiyorum ama çoktan uyanmış olmalısın. Yüzünü yıkarken şöyle bir bakıp aynaya ismimi hecelediğini hissettim, sol yanım sızladı çünkü;Biz ayrılmadık bu durumda sadece beklemekteyiz, gelecek gün neyi gösterir diye zamana bırakılmış bir sevdayı yaşıyoruz, hasretini çekiyoruz bir
yapılamayacak, olmayacak şeydir. zira sevda ancak yaşanır varlığını koruduğu sürece. onu dondurmak, durdurmak, bırakmak, ara vermek gibi bir şansınız yoktur. o ya var yada yoktur. aksi zaten mantıksızdır zira sevda tutku-tutkulanmak ve tutulmak demektir. o tutukluluğun kendine has, içinde bir özgürlük hali. bir ateştir. var yada yok. sanırım bunu en güzel sezen aksu'nun 'ben sende tutuklu kaldım' mısraları tasvir eder.
doğru bir eylemdir çoğu zaman. sevda zamanla güçlenir. karşındaki kişiye zamanla daha bir tutulur daha iyi tanırsın. bazen zaman onsuz nefes alamayacak hale getirir. bazen de tam tersi olur. aşk körelir.
bazı şeyleri zorlamamak durumudur. zamana bırakılması en mantıklısıdır.
çünkü zorladıkça kalpler kırılacak, kötü sözler edilecektir. gereği yoktur bunların... en iyisi susup kenara çekilmek, olaylardaki özne durumundan çıkıp seyirci statüsüne oturmaktır...
salıvermek bütün anıları zamanın dalgasına. vazgeçmek mutluluk getiren yapay sebeplerden. gerçeklerle yüzleşmek için biraz kenara çekilme vaktidir bu an..yanına almak sadece kendini ve aklını. kalbini bırakmak çok uzaklarda..
tekrar gülen gözlere kavuşmak için, vazgeçmek kalbinden. anılardan,sevdiklerinden
yardım beklemeden onların desteğini alma vakti sanırım. alışılmış kalp ağrılarını silmek hafızadan küçük bir an.yaşamak?ne için kimin için? sorulara cevap bulma zamanı artık...
(bkz: ben)