dinleyecek bir sessizlik bulmakla koyulmalı işe. herkes kendi sessizliğine sahip çıkmalı.
bitmeli bu kavga, birileri yorgun düşmeli ve pes etmeli artık...
beethowen dinlemiş mesela güzel bir yeşilliğin arasında kuş cıvıltılarının ortasında bahar noktasında. o sessizliği dinledi ama sadece . biz ise "seslerin sessizliğini" dinledik. anlayabildiysek tabi beethowen ın tüm eserleri seslerin sessizliğidir.
on binlerce insanla bir kamping alanında çadırların içerisinde gece üç etraf kapkaranlık herkes orada ve işte dinledik.
17 ağustos 1999 depremi bize sessizliği nasıl dinleyeceğimizi en iyi gösteren felaketti. binaların altında tek bir "can" ın sesini duymak için bütün şehir sustu ve dinledik sessizliği.
sesizliği dinlemenin en olağan üstü yanı "bence" "o" nu gözlerini kapatıp düşünmek tüm azametini tüm kudretini düşünmek seni evreni yerleri gökleri ve aralarındakileri yaratanı yani "allah ı düşünmek" sessizliği dinlemek işte buna derim... çünkü senin bile sessizliğini paylaşandır . tektir bir tanedir...
dünyanın dönerken çıkardığı ses si notasına denk gelir ama gelin görün ki kulaklar o kadar gereksiz ve kötü sese maruz bırakılınca bunu duyabilmek imkansız.
yapmayın oğlum işte bunu yapmayın. zaten sabahlamış bir avuç insanız şurada, çoğumuzun içi delik deşik, dertten gözüne uyku girmiyor, bari böyle şeyleri hatırlatıp birbirimizi üzmeyelim amk.
benzer kaderleri paylaştığımız, yüzünü bile görmediğimiz, görmeyeceğimiz bu insanlara az da olsa merhem olalım. zaten kendimize bir faydamız yok...
insanı gerçek benliğiyle birleştiren ve huzur veren muhteşem bir şeydir. Eğer gerçekten içinizdeki tüm sesleri susturur ve yalnızca sessizliğe odaklanirsaniz, her seye ragmen aslında ne kadar mutlu ve huzurlu olduğunuzu fark edeceksiniz.