Karanlığın içine gömülmektir bazen,
bazense konuşmaktan çok düşünmektir ,anlamaktır yani azda olsa özümsemektir..
Kimi zaman bir bunalım türküsü, kimi zamansa anlamak için kişisel bir tercih olan fırtına gürültüsü,tabi içimizde..
en kötüsü de herkesin kahkahalarla güldüğü bir ortamda birden oluveren sessizliktir. "aah ne güldük ya.." falan diye toparlanmak istenir. fakat sonuçsuz kalır. yüzündeki tebessümü nasıl gidereceğini düşünürsün. yavaş yavaş geri çekilir. "ne yapıyorum ben?" diye düşünmeye başlarsın. sonrasında devreye gruptan biri girer ve "ya şu ... ne oldu ya?" diye. ve durum az da ola kurtarılır, cehennem azabı sona erer.
büyüklerin dediğine göre "insan sesi duvarı bile ayakta tutar" yani kimsenin yaşamadığı bir evin duvarları bu yüzden çürür ve dökülürmüş. peki sessizlik bir duvarı yıkabiliyorsa, insana neler yapabilir? o ses duvara çarpıp tekrar kulağımıza döndüğüne göre bizi ayakta tutan bir ses mi oluyor? Bu durumda sessizlik eşittir yalnızlık diyebilir miyiz?