şibumi' nin anti kahramanı nicholai hell' in, hapisteyken bile gözlerini sımsıkı yumarak ulaştığı, insanların biraz olsun değerini bilemediği ve yerli yersiz kahkahalarla öldürmeye çalıştığı değer.
--spoiler--
gözlerini yumuyor, taşlarla çevrilmiş yeşil çimlere uzanıyordu. rüzgarın yaladığı çimlerde sessizliği buluyor, huzura karışıyordu.
--spoiler--
Sana olan duygularım aslında gerçek değil farz etsen
Birde buna inanıp beni sırf bu yüzden kalkıp terk etsen
Bende bunun üstüne seni ve bu şehri terk edip gitsem
Ardında bıraktığın o gizli kalmış saklı duygular
Sen hiç susmayı denedin mi ?
Sen hiç susmayı denedin mi ?
Belki bakışlara bıraksan çok daha kolaycacık çözerler
Belki bakışlara bıraksan çok daha kolaycacık çözerler
içinden hiç çıkılmaz,o karma karışık düşünceler
içinden hiç çıkılmaz,o karma karışık düşünceler
Sen hiç susmayı denedin mi ?
çıralıda bir pansiyonda hamakta uyurken hissedilendir. ağustos böceklerini saymazsak ( ki onların sesini çok severim ) huzur bulmak için uzak doğu'ya gerek kalmamaktadır.
sessizlik bazen keder, bazen acı, bazen hüzün,bazen çığlık......kendini ifade etme şeklidir sanırım. yada fırtına öncesı sessizlik misali son düşüncelerin aktivitasyona geçış süreci olarak da algılayabiliriz. aslında sessizlik güzel bir şey......çünkü sessizlik anında hersey ala bildiğince özgür ve de konusur. yapraklar,agaclar....diller susar şekiller ve renkler konuşur.
dozunu kaçırdığınız vakit huzur değil acı verir.. ince çizgiyi geçmeden kullanmak ise bazen mümkün olmayabilir.. bu da; acıyı hissedebilecek tüm halleri kullanmak zorunda kaldığınızı gösterir..
sessizlik diye birşey yoktur.doğada yada varolan mekanda duymadığımız değil algılayamadığımız ses vardır. biz duymasak da o ses vardır. sadece biz duymayız ve yok sayarız.
bir sessizlik var hayata dair,
bir sessizlik var aşka dair,
bir sessizlik var sevgiye dair,
bir sessizlik var gülümsemeye dair,
bir sessizlik var neşeye dair,
bir sessizlik var umutlara dair,
bir sessizlik var sessizliğe dair...