ünlü ve büyük bir aşk hikayesi olan leyla ile mecnun aşkında leyla' ya düşen, kolay olmayan aksine takdir edilesi olan özenilesi bir haldir. bütün bu yüceliği ve takdir edilişinin yanında çokça, allah kahretsinlik, lanet olsunluktur.sessizce sevmek hiç şüphesiz beraberinde susarak özlemeyi getirir. demem o ki, bunu alan bunu da aldı; (bkz: susarak özlüyorum)
sessizce sevmek, geceleri kimse duymasın diye yastığa yüzünü sımsıkı gömüp ağlamaktır, nefes almamak istemektir.
sessizce sevmek, her zaman, her yerde ona ait bir şeyler bulmak ve yaşanan acıyı kimseye belli etmemektir.
sessizce sevmek, hayatın tüm getirilerine rağmen, bir şeylerin eksik olduğunu hissetmektir.
sessizce sevmek, her gece onun için dua etmektir, mutlu olsun diye.
sessizce sevmek, sessiz kalmak istemektir hep, hayali ile mutlu olmak için.
sessizce sevmek, arkadaşlarına dolaylı yollardan onu sormaktır, cevapları kötü olmasın diye milyonlarca kez yalvarmaktır.
sessizce sevmek, bir kere daha yüzünü görmek için can atmaktır ama belli edememektir.
sessizce sevmek, msn'de binlerce kez sayfayı açıp, fotografına bakıp kapatmaktır.
sessizce sevmek,yaptıklarından kırılmış olsan da, gülüşünü hatırlayıp, sıcaklığıyla ısınmaktır.
sessizce sevmek, şeker hastası bir çocuğun çikolata ya duyduğu özlemdir.
sessizce sevmek, yokluğuyla da olsa hayat boyu mutlu olmaktır.
sessizce sevmek bazı gecelerde deli divane acı çekmektir.
sessizce sevmek, neden diye çığlık atarak ağlamak ama kimseye duyurmamaktır.
sessizce sevmek, her izlenen güzel filmde onunla başrole geçmektir.
sessizce sevmek, gerçekten onun varlığından mutlu olmaktır.
sessizce sevmek, bir kere daha sarılmak için, hem de sımsıkı sarılmak için can atmaktır.
sessizce sevmek, inanmaktır hissedilen şu güçlü duyguya her zaman.
sessizce sevmek, ona dokunamamaktır.
sessizce sevmek, önceden onu size soranlara, şimdi onu sormaktır.
sessizce sevmek, dişlerini sıkmaktır; olur olmadık yerlerde gözyaşı akmasın diye.
sessizce sevmek, her gece rüyalarda dansetmektir beraber, kollarında uyumaktır.
sessizce sevmek, kokusunun aniden burnunuza gelmesi ve tüm hücrelerinize yayılmasıdır.
sessizce sevmek, "neden yalnızsın?" sorusuna maruz kalmaktır.
sessizce sevmek, gündüz düşleridir onunla.
sessizce sevmek, çok özlemektir.
sessizce sevmek, korkmaktır ve kocaman bir yalnızlıktır.
sessizce sevmek,yine de bir gün gerçekten anlayacağını umut etmektir ve buna inanmaktır.
*Her şey olduğu gibi kalsın istiyorum. Ben hep bir sıfır mağlup olayım; sen hep uzak bir hayalden ibaret. Sen olduğun gibi kal. Ulaşılmaz. Dokunulmaz. Koklanılmaz. Ben olduğum gibi. Dünya olduğu gibi.
Ruhunun en çirkef, suretinin en çirkin, zihninin en çiğ hallerini biliyorum; hiçbirini gözlerimle görmemiş olsam da. Ne bir mükafat verdin bana ne bir ceza. Ama cennetini de biliyorum, cehennemini de.
"Seni uzaktan seviyorum...." diye düşündü erkek içinden. "Yaklaşmadan, anlatmadan, anlaşılmadan.... Ben seni beklentisiz seviyorum. Hiçbir şey ummadan, talepte bulunmadan, hayal bile kurmadan. Kendi içimde taşıdığım sessiz sedasız bir sır bu. Ben belki de senden çok bu sırrı seviyorum."
Sırrın senden bile güzel çünkü, senden bile özel. Sırrın bir billur kadeh, kırılmasın diye yüreğimde taşıyorum. Sırrın nazenin bir mum alevi, sırf yanmaya devam etsin diye karanlığı gündüze yeğliyorum. Kimse bilmiyor, bilmesi de gerekmiyor. Hem kim ne anlar? Ateş bu, hep düştüğü yeri yakar. Bense ne bir şeyleri değiştirmek peşindeyim, ne bir yere varmak. Ne sahip olmak derdindeyim, ne kendimi kanıtlamak. Her şey olduğu gibi kalsın istiyorum. Ben hep bir sıfır mağlup olayım; sen hep uzak bir hayalden ibaret. Sen olduğun gibi kal. Ulaşılmaz. Dokunulmaz. Koklanılmaz. Ben olduğum gibi. Dünya olduğu gibi. Merkez Efendi'nin dediği gibi, "her şey zaten dengede ve ahenkte, canım efendim. Her şey zaten merkezinde."
Ben senin ismini tarçın kokulu akide şekeri gibi tutuyorum ağzımda, damağımda, ruhumda. Kaygılarını biliyorum, yalnızlıklarını, kırgınlıklarını ve hırslarını da. Kalbinin ritmini duyuyorum; yanında olmasam, elini tutmasam da. Ruhunun en çirkef, suretinin en çirkin, zihninin en çiğ hallerini biliyorum; hiçbirini gözlerimle görmemiş olsam da. Ne bir mükafat verdin bana ne bir ceza. Ama cennetini de biliyorum, cehennemini de.
Seni olduğun gibi sevdim, tüm günahların ve arızalarınla. Uzaktan sevmenin en güzel yanı bu zaten. Kimseyi değiştirmeye kalkmıyorsun. Her şeyi olduğu gibi kabulleniyorsun. Aynı gökkubbenin altında yaşadığımızı bilmek yetiyor bana. Başımızı kaldırdığımızda gördüğümüz sema aynı, yıldızlar aynı, dolunay aynı. Bunu bilmek yetiyor bana. Umurumda değil ki nerede uyuyorsun, kimin yanında.
Bacağında şarapnel parçasıyla yaşayan bir asker gibiyim. Etimde yabancı bir madde, kemiğimde bir metal parçası gibi duruyor aşkın bende. Başkası duysa korkar, "aman" der. "Nasıl olur? Böyle de yaşanır mı?" Halbuki ben alıştım. Rahatsız etmiyor beni, onu anladım. Şarapnel ve ben, gül gibi geçiniyoruz, yanyana ama karışmadan birbirimize.
*
"Seni uzaktan seviyorum...." diye geçirdi kadın içinden ve başını çevirdi. Bakmadı bile ondan yana. Bakması gerekmedi.
Ne güzel uzaktan sevmenin rahatlığı, hafifliği, beklentisizliği. Herkesin habire birbirinin hayatı hakkında konuştuğu bu dünyada "biz" diye bir şey olmayınca, hakkımızda konuşacak bir şey de bulamıyorlar ya, ne güzel. Özgürlük işte!
Sen özgürsün. Dilediğin zaman gidersin aklının estiği yöne. Tutsaksın bir o kadar. Mecbursun kendi sorumluluklarına, alışkanlıklarına, hayatına. Yapışmışsın kabuğuna. Hayalimdeki sen gerçek senden daha özgür aslında. Görsen, hayalimdeki seni kıskanırsın.
Seni sevdiğimi söylememekteki ısrarım bu yüzden. Her şey böyle daha duru, daha güzel. Söylesem büyü bozulur. Zaman ağırlaşır, zaman hantallaşır. Doğallık kaybolur, konuşmalar yapaylaşır. Söylesem dünya durur, bir daha hiçbir şey aynı olmaz. Sen değişirsin. Bir başka hal gelir üzerine. Bir beklenti, bir istek, bir kıvanç, gizliden gizliye bir kibir siner bakışlarına. "Aşıklar kibirli olur" demiş şair. Sevdiklerini fethedilmiş bir kale gibi görmeye kalkarlar. Bense hayat boyu susmaya razıyım, o kibiri gözlerinde görmektense.
"Böyle adama
Yaklaşmaz hiçbir güzellik
Doğduğu günden beri kalbinde bir delik,
Almak için bütün sızıları içine."
Oğuz Atay tanısa, seni anlatmak için söylerdi bunları. Bütün sızıları içine çeken adamsın çünkü. Bir de beni almanı istemem o delik kalbine.
*
Uzaktan sevmek daha güzeldir bazen. Ne incitir, ne acıtır. Ne yaralar ne kanatır. Gözlerinle görmediğin ama sesini duyduğun, varlığıyla huzur bulduğun bir denizin yakınında yürümek gibidir böyle sevmek..... Uzaktan sevmek en güzelidir bazen.*