sessiz çığlık

entry40 galeri1
    40.
  1. 39.
  2. 38.
  3. çok güzel ya!

    0 ...
  4. 37.
  5. Orijinal ismi "Open House" olan psikolojik bir slasher filmi. Ne çok kötü ne çok iyi; arada kardeşlerin ensestliğine göndermeler var; psikopat iki kardeş (biri kız biri erkek), evlerini satmak isteyen çiftlerin evlerine bakmak amacıyla gidip nerede beleş oraya yerleş hesabı çöktükleri gibi utanmadan ev sahiplerini de kesmektedirler; birkaç hafta o evde çömüp buzdolabındaki şarapları içip bir iki davet vermekte ve eve gelme cüretini gösteren davetsiz misafirleri doğramaktadırlar. Sonrasında da cesetler çürümeye başlayınca tekrar yola düşmektedirler.

    Fakat bu sefer psikopat erkek kardeş evin sahibesini aşık olduğu için öldüremez ve olaylar farklı bir boyut alır.

    Sonunu önceden tahmin edebileceğiniz, kimi zaman çok ağır aksak ilerleyen, oyuncuların fena rol kesmediği, germeyen ama ilginç fikirler sunan sahneleri olan bir film. Gece yapacak işiniz yoksa.

    Puan: 10 üzerinden 4
    2 ...
  6. 36.
  7. Majör depresyon belirtisi ilerlerse sahibini bi kutu uyku hapı almış halde yatarken bulabilirsiniz. (Eğer acemiyse bileklerinide kesmiş olabilir.)
    0 ...
  8. 35.
  9. Bağırırsın ve sesin çıkmaz, duvarlar üzerine gelir. Depresyona giriyorsundur.
    0 ...
  10. 34.
  11. Vicdan içimizdeki en gürültülü çığlık, en sağlam yargıcımızdır. Bizi insan olmanın erdemine en çok yaklaştıran duygumuzdur. Hayattaki yalnışlarımız doğrularımızdan fazla ise vicdanımız pek mesai yapmamıştır. Vicdanımızla yaptığımız herşey bize rahat bir uyku ve huzurla yaşamanın anahtarını sunar. Doğru ve güzel olanı hep bize anımsatır. insanoğluna başka hangi duygu böyle güzel bir hizmeti sunuyor ki? Bunun kıymetini bilmek ve bu güzel sese her zaman kulak vermek lazım. Böylesi doğru bir rehber varken içimizde neden başka seslere kulak verelimki? içimizdeki vicdanın sesi hiç susmasın.
    0 ...
  12. 33.
  13. Bazen insan butun duygularını bastirir, bastirir... oyle bi bastirir ki icinde yer kalmaz.. kulagin cinlamaya baslar.
    Dusunduklerin doğru mu değil mi bilemezsin.. paranoyaya duser, arafta kalirsin.
    Git gide Kulagindaki ses cinlamaktan oteye çığlığa donusur.. durduramazsin.
    Benim en buyuk hatam herkesi kendim gibi görüyor olmam. O bende neyse ben onda o'yum dusuncesi..
    Yanlis olduğu her defasinda suratıma carpiliyor ama iste vazgecemedim bundan. Belki de gecmek istemedim.
    Kafamdaki paranoyalar çığlık oldu, sessiz sessiz kemiriyor. Sabahin bu saatinde kendimi disari atma sebebim, daralma sebebim..
    Nefret ediyorum yaziyla da olsa yakinmaktan.. ama sürekli mutlu gorunmek zorunda olmaktan hakkaten yoruldum. Eskisi gibi iyi numara da yapamiyorum zaten.
    Sessiz falan değil bu, bildigin çığlık.
    0 ...
  14. 32.
  15. sanırım orjinal adı hush olan bir filmin türkçe isim çevirisi
    0 ...
  16. 31.
  17. 30.
  18. sustuklarım çok güzel! duymanı isterdim... dersiniz bazen.
    3 ...
  19. 29.
  20. 28.
  21. Sokak hayvanlarının uğradığı işkenceler, tecavüzler ve yaşam haklarına duyulmayan saygı için haklarını ararken kullandığımız, onları fazlasıyla ifade eden sözcüklerdir.

    Ayrıca hayvanlar konusunda aramızda aktif olarak bulunan bir kişinin de takma adıdır.
    0 ...
  22. 27.
  23. 26.
  24. 25.
  25. gözlere bakınca duyulur daha çok...
    0 ...
  26. 24.
  27. tezat diyorlar lakin iç içe, hayatın ta kendisi, diğer bir adı suretinin.
    2 ...
  28. 23.
  29. gecenin sessizliği ev sahipliği yaparken bağlılık ve sorumluluk hissiyle zincirlendiğiniz acı dolu odanızda, kimseleri rahatsız etmemek adına kendi varlığını hiçe saymak anlayışında bir duyarlılığın zorbalığıyla kahır davlumbazı olmuş yüreğinizin, bacanızı filtrelemesi sonucu ıttırat ile ortaya çıkan sessiz kıpırdanışlarınız, titremeleriniz.
    0 ...
  30. 22.
  31. 21.
  32. 20.
  33. 'avaz avaz susmak'da başka bir boyutudur.
    (bkz: emre aydın)
    0 ...
  34. 19.
  35. osman öztunç eseri.

    Ak sakallı kocaların
    Yüzlerce yıldan beri
    Duyarlı ve titrek ellerinde çevirdiği
    Işıl ışıl sayfalardan
    Beyaz takım elbisemi giyinerek döndüm

    Tepeden tırnağa tertemiz
    Ve en insancıl yanımla
    Vakit dağların bakır rengiydi
    Şaşırdılar
    Parkamı palaskamı ve postalımı
    Çıkarıp bırakınca nehrin kıyısına
    Üzüldü dost üveyikler kanaryalar ve ağaçlar
    Demek gitti dediler
    Bilge yol başçı

    Bu üzüntüye fazla dayanamadı anam
    Ve toprağa düştü usulca gözyaşları babamın
    Dedim ki onlara
    içimdem kopup giden öncünün
    Geri dönmeyeceğini biliyorum
    Sırf bu yüzden
    iğrenç şairlerin çaldığı şiirlerimi de
    Bıraktım anaforuna doğurgan bir öfkenin

    ilişmen bana
    Birde beyaz takım elbiseme
    Ben Vefa Sultan Hazretleri'nin daima bahsettiği
    Bir dil bir dilek bir kültür aynasından
    Bir başbuğ gönderdim
    Güneşin geldiği yerden gittiği yöne doğru
    Tanrı Türk'ü asıl şimdi korusun

    Dinle dinle beni Harun
    Parkamdan palaskamdan postalımdan
    Bir de o nehirden sana sır vereceğim
    Zebaniler Üsküdar'ı basmadan üç gece evvel
    Şeyh Yahya heybeme biraz azık biraz telaş
    Sayısız düş tohumu doldurup gökyüzüne gönderdi
    Buğdaya kuru üzüme tütüne
    incire erik ve kaysıya kıtlık düşmeden
    Koyuna yaşlı öküzlere
    Bil cümle hayvanlara hastalık bulaşmadan
    Kervansaray Bedirkale Arap Köyü topraklarına
    Kuraklık düşmeden
    Gece ile gündüz çekilmeden
    Yerle göğün arasından
    Erkekler dölsüz kalmasın
    Anasından emdiğini yavrusuna emdirsin diye
    Dişi gençliğim
    Hürriyet yıldızları yurdumun yeryüzüne
    Dökülsün emrini verdi

    Vird-i evrad ile
    Sırlara ermiş erenler gece sarhoştular
    Yıldızların arasından doğrulup
    Tuğ kaldıranda Bilge Kağan
    "Ey Türk! Üstte mavi gök çökmedikçe
    Altta yağız yer delinmedikçe
    Senin ilini ve töreni kim bozabilir"
    Haykırışıyla ezilirken zebaniler
    Uğurladık kutlu törenin son mümessilini

    Ey yiğitler sultanı Alparslan
    Seni görüpte baştan çıkmayan bir aklın başını
    Ezmek yaraşır
    Çünkü çirkin bir yılandır o

    Toprak yağmura doymadı dedim
    Sus dedi
    Güneşi anlatsaydım doğmayı unuturdu
    Kahrolayım Şeyh Yahya'dan
    Vefa Sultan Hazretleri'nden
    Başbuğum'dan
    Bir de Üsküdar'dan ayrılamadım

    ilkokul çağlarımdan 29 yaşıma kadar
    Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
    1 ...
  36. 18.
  37. sessiz çığlıklar;

    üst üste bindirilmiş acılardan çıkan "gıcırtıların",
    "dengesiz bir hareketle" yıkılıp,
    büyük bir gürültü ve "hiçliğe" dönüşüvereceği anların habercisidir...

    varlığı; keskin bir cam parçasını andırsada,
    yumruk yapılmış ellerin içinde "sımsıkı gizlenir".

    gösterilmez! söylenmez! farkına varılmaz!
    ta ki; elini kanatıp,akan damlalar
    herşeyein üzerinde "kırmızı bir gölge" olana dek...
    1 ...
  38. 17.
  39. bir türlü atmayı beceremediğim çığlık türüdür. başaranların karşı tarafa sessizliğiyle ayar verdiği şehir efsaneleri arasında anlatırlır.
    0 ...
  40. 16.
  41. "yuvarlak kare" gibi oksimoron bir sıfat tamlamasıdır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük