sessiz çığlık

entry40 galeri1
    1.
  1. bi nevi yardim cagrisidir. ilgi bekleyen ergenin hirsizlik, kavga gibi ailenin en azindan tepki gosterecegi suclar islemesi bu cesittendir. bunun bir de sevgiliye hitap edileni vardir ki avaziniz cikana dek bagirsaniz duyulmaz, aslinda ne demek istediginiz anlasilmaz.eger hatunsaniz simarikliginiza ne istediginizi bilmeyisinize verilir. bir film karesi vardir herkesin bildigi, kizin gozu donmustur yumruklar savurur erkege nefretini haykirir bagirir cagirir o anda istedigi sevdiginin ona sikica sarilmasi ve yokluguna katlanamadigi guven duygusunu telkin etmesidir. erkek kaskati durur. hizini alamaz kiz cekip gider bekledigi sadece simsiki sarilmadir. erkek duymaz kizin yardim icin yalvarislarini kacmak istedigini dusunup tutundugu ipi keser. birakir, dibe duser kiz. erkek bilmez kapidan ciktiktan sonra kizin halini, yalniz seyirci gorur yikilmisligini, anlasilmamanin yarattigi hayal kirikligini. iste boyle biseydir sessiz ciglik. kendini ifade yolu digerlerinden farkli kisilerin cozumsuz bitimsiz yalvarislaridir. ama duyulmaz iste.
    0 ...
  2. 2.
  3. osman öztunç'un düz yazı şeklinde okuduğu şiiri. vurucu cümleler içeririr. yamulmuyorsam albümünün de ismidir.

    Ak sakallı kocaların
    Yüzlerce yıldan beri
    Duyarlı ve titrek ellerinde çevirdiği
    Işıl ışıl sayfalardan
    Beyaz takım elbisemi giyinerek döndüm

    Tepeden tırnağa tertemiz
    Ve en insancıl yanımla
    Vakit dağların bakır rengiydi
    Şaşırdılar
    Parkamı palaskamı ve postalımı
    Çıkarıp bırakınca nehrin kıyısına
    Üzüldü dost üveyikler kanaryalar ve ağaçlar
    Demek gitti dediler
    Bilge yol başçı

    Bu üzüntüye fazla dayanamadı anam
    Ve toprağa düştü usulca gözyaşları babamın
    Dedim ki onlara
    içimdem kopup giden öncünün
    Geri dönmeyeceğini biliyorum
    Sırf bu yüzden
    iğrenç şairlerin çaldığı şiirlerimi de
    Bıraktım anaforuna doğurgan bir öfkenin

    ilişmen bana
    Birde beyaz takım elbiseme
    Ben Vefa Sultan Hazretleri'nin daima bahsettiği
    Bir dil bir dilek bir kültür aynasından
    Bir başbuğ gönderdim
    Güneşin geldiği yerden gittiği yöne doğru
    Tanrı Türk'ü asıl şimdi korusun

    Dinle dinle beni Harun
    Parkamdan palaskamdan postalımdan
    Bir de o nehirden sana sır vereceğim
    Zebaniler Üsküdar'ı basmadan üç gece evvel
    Şeyh Yahya heybeme biraz azık biraz telaş
    Sayısız düş tohumu doldurup gökyüzüne gönderdi
    Buğdaya kuru üzüme tütüne
    incire erik ve kaysıya kıtlık düşmeden
    Koyuna yaşlı öküzlere
    Bil cümle hayvanlara hastalık bulaşmadan
    Kervansaray Bedirkale Arap Köyü topraklarına
    Kuraklık düşmeden
    Gece ile gündüz çekilmeden
    Yerle göğün arasından
    Erkekler dölsüz kalmasın
    Anasından emdiğini yavrusuna emdirsin diye
    Dişi gençliğim
    Hürriyet yıldızları yurdumun yeryüzüne
    Dökülsün emrini verdi

    Vird-i evrad ile
    Sırlara ermiş erenler gece sarhoştular
    Yıldızların arasından doğrulup
    Tuğ kaldıranda Bilge Kağan
    "Ey Türk! Üstte mavi gök çökmedikçe
    Altta yağız yer delinmedikçe
    Senin ilini ve töreni kim bozabilir"
    Haykırışıyla ezilirken zebaniler
    Uğurladık kutlu törenin son mümessilini

    Ey yiğitler sultanı Alparslan
    Seni görüpte baştan çıkmayan bir aklın başını
    Ezmek yaraşır
    Çünkü çirkin bir yılandır o

    Toprak yağmura doymadı dedim
    Sus dedi
    Güneşi anlatsaydım doğmayı unuturdu
    Kahrolayım Şeyh Yahya'dan
    Vefa Sultan Hazretleri'nden
    Başbuğum'dan
    Bir de Üsküdar'dan ayrılamadım

    ilkokul çağlarımdan 29 yaşıma kadar
    Varlığım Türk varlığına armağan olsun
    4 ...
  4. 3.
  5. avazım çıktığı kadar susuyorum.
    1 ...
  6. 4.
  7. harika bir osman öztunç şiiridir. insanı etkiler.
    1 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. göz yaşıdır. duymasını bilene.
    2 ...
  11. 7.
  12. Canı cok fazla yanan şahısın içten yaşadığı duygudur.
    0 ...
  13. 8.
  14. avaz avaz susuyorum demişti fatih kısaparmak.
    0 ...
  15. 9.
  16. bazen bir o kadar tehlikeli, bazen de sorunların çözümü olabilir.
    2 ...
  17. 10.
  18. Kenzaburo Oe tarafından yazılmış bir kitaptır. Kitabın kahramanı; Mitshu adında içe kapanık, hayattan bir beklentisi kalmamış, sürekli geçmişini yargılayan ve küçükken çocukların attığı bir taş sonucu tek gözünü kaybetmiş bir adamdır. Diğer kahraman Nathsu ise; çocuklarının engelli doğuşu neticesinde kendini suçlayarak, mutsuz olan ve kendini içkiye vermiş biridir. Son kitap kahramanı ise; Takashi adında isyankar ve gençliğinde öğrenci çatışmalarına katılmış biridir. Kitabın konusunu ise; Mitshu, Nathsu ve Takashi arasında geçen olaylar ve geçmiş hesaplamaları oluşturur...
    2 ...
  19. 11.
  20. bağırmanın, ağlamanın anlamsızlaştığı saf acıyı çekerken, iç organların parçalanıyor gibi hissederken kopan çığlıktır. sesi yoktur ama anlamı çoktur...
    2 ...
  21. 12.
  22. haykırmak isteyen ama kalp kırmaktan korkan, bağırmak isteyen ama üzmekten korkan, anlatmak isteyen ama yanlış anlaşılmaktan korkan, sormak isteyen ama cevapsızlıktan korkan, incitmek isteyen ama sadece kendini incitebilen, öldürmek isteyen ama sadece kendini ölüme götürebilen, duyulması halinde her şeyin çözüleceği acı ince derinden keskin ses.
    3 ...
  23. 13.
  24. aşk hesapsızlara sorulurken duyulan bu vurdumduymaz ses, kişiye çığlığı verir tıpkı hüznü ve çaresizliği verdiği gibi...
    0 ...
  25. 14.
  26. en güzel yüzde okunan çığlıktır. bakarsınız gözlere, o ateşi, o feryadı görürsünüz. dudaklarınız kızılcık şerbeti içer ama yüzünüz kan ağlar.
    2 ...
  27. 15.
  28. depresyona sürükleyebilir . . .
    5 ...
  29. 16.
  30. "yuvarlak kare" gibi oksimoron bir sıfat tamlamasıdır.
    0 ...
  31. 17.
  32. bir türlü atmayı beceremediğim çığlık türüdür. başaranların karşı tarafa sessizliğiyle ayar verdiği şehir efsaneleri arasında anlatırlır.
    0 ...
  33. 18.
  34. sessiz çığlıklar;

    üst üste bindirilmiş acılardan çıkan "gıcırtıların",
    "dengesiz bir hareketle" yıkılıp,
    büyük bir gürültü ve "hiçliğe" dönüşüvereceği anların habercisidir...

    varlığı; keskin bir cam parçasını andırsada,
    yumruk yapılmış ellerin içinde "sımsıkı gizlenir".

    gösterilmez! söylenmez! farkına varılmaz!
    ta ki; elini kanatıp,akan damlalar
    herşeyein üzerinde "kırmızı bir gölge" olana dek...
    1 ...
  35. 19.
  36. osman öztunç eseri.

    Ak sakallı kocaların
    Yüzlerce yıldan beri
    Duyarlı ve titrek ellerinde çevirdiği
    Işıl ışıl sayfalardan
    Beyaz takım elbisemi giyinerek döndüm

    Tepeden tırnağa tertemiz
    Ve en insancıl yanımla
    Vakit dağların bakır rengiydi
    Şaşırdılar
    Parkamı palaskamı ve postalımı
    Çıkarıp bırakınca nehrin kıyısına
    Üzüldü dost üveyikler kanaryalar ve ağaçlar
    Demek gitti dediler
    Bilge yol başçı

    Bu üzüntüye fazla dayanamadı anam
    Ve toprağa düştü usulca gözyaşları babamın
    Dedim ki onlara
    içimdem kopup giden öncünün
    Geri dönmeyeceğini biliyorum
    Sırf bu yüzden
    iğrenç şairlerin çaldığı şiirlerimi de
    Bıraktım anaforuna doğurgan bir öfkenin

    ilişmen bana
    Birde beyaz takım elbiseme
    Ben Vefa Sultan Hazretleri'nin daima bahsettiği
    Bir dil bir dilek bir kültür aynasından
    Bir başbuğ gönderdim
    Güneşin geldiği yerden gittiği yöne doğru
    Tanrı Türk'ü asıl şimdi korusun

    Dinle dinle beni Harun
    Parkamdan palaskamdan postalımdan
    Bir de o nehirden sana sır vereceğim
    Zebaniler Üsküdar'ı basmadan üç gece evvel
    Şeyh Yahya heybeme biraz azık biraz telaş
    Sayısız düş tohumu doldurup gökyüzüne gönderdi
    Buğdaya kuru üzüme tütüne
    incire erik ve kaysıya kıtlık düşmeden
    Koyuna yaşlı öküzlere
    Bil cümle hayvanlara hastalık bulaşmadan
    Kervansaray Bedirkale Arap Köyü topraklarına
    Kuraklık düşmeden
    Gece ile gündüz çekilmeden
    Yerle göğün arasından
    Erkekler dölsüz kalmasın
    Anasından emdiğini yavrusuna emdirsin diye
    Dişi gençliğim
    Hürriyet yıldızları yurdumun yeryüzüne
    Dökülsün emrini verdi

    Vird-i evrad ile
    Sırlara ermiş erenler gece sarhoştular
    Yıldızların arasından doğrulup
    Tuğ kaldıranda Bilge Kağan
    "Ey Türk! Üstte mavi gök çökmedikçe
    Altta yağız yer delinmedikçe
    Senin ilini ve töreni kim bozabilir"
    Haykırışıyla ezilirken zebaniler
    Uğurladık kutlu törenin son mümessilini

    Ey yiğitler sultanı Alparslan
    Seni görüpte baştan çıkmayan bir aklın başını
    Ezmek yaraşır
    Çünkü çirkin bir yılandır o

    Toprak yağmura doymadı dedim
    Sus dedi
    Güneşi anlatsaydım doğmayı unuturdu
    Kahrolayım Şeyh Yahya'dan
    Vefa Sultan Hazretleri'nden
    Başbuğum'dan
    Bir de Üsküdar'dan ayrılamadım

    ilkokul çağlarımdan 29 yaşıma kadar
    Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
    1 ...
  37. 20.
  38. 'avaz avaz susmak'da başka bir boyutudur.
    (bkz: emre aydın)
    0 ...
  39. 21.
  40. 22.
  41. 23.
  42. gecenin sessizliği ev sahipliği yaparken bağlılık ve sorumluluk hissiyle zincirlendiğiniz acı dolu odanızda, kimseleri rahatsız etmemek adına kendi varlığını hiçe saymak anlayışında bir duyarlılığın zorbalığıyla kahır davlumbazı olmuş yüreğinizin, bacanızı filtrelemesi sonucu ıttırat ile ortaya çıkan sessiz kıpırdanışlarınız, titremeleriniz.
    0 ...
  43. 24.
  44. tezat diyorlar lakin iç içe, hayatın ta kendisi, diğer bir adı suretinin.
    2 ...
  45. 25.
  46. gözlere bakınca duyulur daha çok...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük