ağlamaların en zorudur belki de. boğazdaki düğümün asla çözülmediği, göğüsteki ağrının gittikçe büyüdüğü andır. göz yaşları daha tazyikli akar. delikanlılığından ödün vermeyenler, kalabalıklarda yalnızlığının farkında olanlar başvurur bu yönteme. sessizdir ama gizli değildir.
yastığa var gücüyle kafayı koyup susmak, gözlerden akan biraz tuzlu su biraz da hıçkırmak..
insan çok mutlu olduğunda bir geleceği düşünmez birde bu kadar sakin ağlarken. sadece ağlamak ister, sessizliğine ağlar çaresizliğine, mutsuzluğuna, kendine küser bazen, sesini bile bomboş duvarlar arasında duymak istemez iste sessiz sessiz ağlar..
içinize akıtırken gözyaşlarınızı, haykırmasıdır bi yandan da o'nun adını gönlünüzün; çığlık çığlığa! hallerin en biçare olanında hem de! yapacak, söylecek bir tek sözünüzün bile kalmadığı bi zamanda!**
gün boyu herkesten sakladığınız acınızı yada derdinizi tüm zorlamalara rağmen daha fazla tutamayıp, gözlerinizden damlaların akmasıdır. yaşlar süzüldükçe anlarsınız ki kötü durumdasınız. hiç bitmeyecek sanırsınız bu durum, eziyet. ama içten içe ağlayıp sabah feci bir baş ağrısıyla uyanmaya başlayınca geceleri artık düşünmemeye çalışırsınız fazla.
duyguları içinde yaşayı sonucunda aglamak ama ses cıkarmadan.genelde gerçek acıların sonucunda ses cıkarılmaz sinir bozucu bir olay yasanmamıs üzücü bir olayın sonunda verilmiş bir tepki türü.
dahada çok ağlayası gelir, boğazına düğümlenir sevimsiz tüm anılar. daha da sessizleşirsin tıkanırsın sesin çıkmaz artık istesende. sonrasıdır en fenası, hıçkırıklara boğulup bağıra çağıra yorgun düşene kadar ağlamakla son bulur.