Konya'daki Kayalar Camii'nin müezzini doktorların
yaptığı iş bırakma protestosuyla ilgili: (@tip_dunyasi)
"Dün hastaneler görev yapmadı. Günlük tedavi olacak adam var.
Bu neyi getirir? Bu daha fazla doktorun öldürülmesini getirir.
Sen hastaneden boş döndün. Öldürmez misin sen?"
https://twitter.com/hasko...?cxt=HHwWgIC-_Y3qpvIqAAAA
akp icraatları ....
* bütün fabrikaları yabancılara sat .
* devamlı kriz çıkartarak türk işverenleri batır .
* türk ordusunu libyada , suriyede tüket .
* şimdi de türk doktorlarını taciz et , kaçır . yerine
suri , paki vs getir . sessiz işgal
* ab ülkeleri haricindeki turistler ancak tur vizesiyle
veya ticari vizeyle gelebilir .
* yabancılara vatandaşlık verilmesi , toprak
satışı yasaklanır . okullara yabancı öğrenci alınmaz .
verilen vatandaşlıklar iptal edilir . gayrimülkler alış fiyatının
biraz üzerinden istimlak edilir .
* mülteci lobileri ifşa edilir ve ajanlık suçuyla hukuki
işlem başlatılır ...
* suriyeli haricindeki yabancılar en kısa zamanda
bedava bilet ve biraz para verilerek ülkelerine gönderilir .
* türkmenler hariç suriyeliler de suriye ve rusya ile anlaşarak
ülkelerine döner . arap savaşçılar arap ülkelerine dağıtılır .
* sınırlara mayın döşenir . kontrol sıkılaştırılır ...
Yılmaz ÖZDiL @yilmazsozcu
Kimliği bile olmayan, ikametgah adresi bile olmayan kaçak
Suriyelilerin memleketin 81 vilayetine gidebilmesi serbest, milletvekili
Profesör Ümit Özdağ'ın Hatay’a gitmesi yasak… Sessiz istila değil bu,
kendi memleketimizde mülteci olmamıza ramak var!
Gün geçmiyor ki, Türkiye’de düzenli ya da düzensiz olarak
bulunan göçmenler bir olaya, özellikle de yüz kızartıcı suçlar
denilen türden bir olaya bulaşmasın ya bir ayaklanma benzeri girişime kalkışmasın.
Şu anda Türk polisi işi gücü bırakmış, bu göçmenleri Türk
vatandaşlarından korumaya çalışıyor ya da bunların kendileri
arasındaki olayları yatıştırmaya çalışıyor.
Ve belli ki, verilen emirler gereği özellikle Suriyeli göçmenlere
karşı son derece yumuşaklar.
Kadınlar Günü’nde yürümek isteyen yerli ve milli kadınlar
dövülürken, kendi aralarında savaya tutuşan Suriyelilere
“Aman kardeşler yapmayın” şeklinde bir yaklaşım söz konusu.
Ve şimdi yeni bir kararla bu göçmenlerin herhangi bir
mahallede nüfusun yüzde 20’sini geçmeyecek şekilde
yerleştirilmelerine karar verildi.
Yani 10 bin kişinin yaşadığı bir mahallede en fazla
2 bin göçmen olabilecek.
Korkum o ki, bu aynı zamanda Türkiye’de bir bu kadar
daha yani 8 milyon yeni göçmene yer açmak anlamına da gelebilir.
iktidarın göçmensever politikaları zaten belli de, muhalefetin
bu konudaki politikasızlığı gerçekten dikkat çekici.
Allah muhafaza bu ülkenin başına bir büyük felaket
gelecekse bu ne dolar kurundan gelir ne ekonomik durumdan.
Ama bu göçmen meselesi bu devleti yıkabilir.
Bu sorunu Ümit Özdağ’ın şahsi meselesi gibi göstermek
ve bu denli sessiz kalmak hayra alamet değildir.
Korkum o ki, bu devleti bunca yıldır yıkmayı beceremeyenler
bu işi göçmenlere yaptıracaklar.
Halk buna izin vermez ise de bu kez olacakları Ümit Özdağ
gibilerin üzerine yıkıp çıkacaklar.
Suriyeliler Suriye'ye Platformu: "Son birkaç gündür gördüğümüz
haberler, sığınmacı ve kaçaklar hakkında yaptığımız uyarıların
önemini bir kez daha göstermiştir.
Uyarılarımızı tekrarlıyoruz, Türkiye çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya!"
Son 4 çocuğunu Türkiye' ye geldikten sonra yapan adam, 40 yaşına gelmiş,
2.karısını almış, ondan da çocuk istiyoruz diye geliyor!
Diğer yanda 4 asker eşinin bugün, daha çocuk sahibi değil, eşleri
Suriye' ye görevlendirilmiş diye tedavilerini erteledim!
Bu, benim kanıma dokunuyor!
10 gunder beri universite hematoloji sevki için uğraşıyoruz.
Aldığımız cevap sevklerin kısıtlandığı Suriyeli olsak olabileceği.
Gözleri görmez kulakları duymaz ama en vatansever onlar.
Sokak röportajında konuşan vatandaş: "Başımızdaki 'Suriyelileri göndermeyeceğim'
diyor ya... 1000 odalı sarayın 100 odasını da onlara ayırsın, beraber yaşasın da bir görelim.
içişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Samanyolu TV'de "Yeni Türkiye'de artık MHP'ye yer yok.
Seçim barajı inmeli BDP (HDP) meclise girmeli" dediği görüntüler sosyal medyada tekrar gündeme geldi.
içişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Sessiz istila filmi bir edepsizliktir.
Direkt hükümeti hedef alan bir saldırı ile karşı karşıyayız.
Paylaşım yapanların yüzde 54'ü bot hesap."
Bende izledim bu kısa filmi. Çocuk sokaktan geçerken iki suriyelinin çocuğu kovalaması korkuttu beni. Küçükken beni de iki kişi böyle kovalamıştı o aklıma geldi. Berbat bir his.
Tayyip'in muhtemelen uygulamaya çalıştığı plan şöyle; Türkiye'ye yabancı sığınmacıları dolduracak ve bunlara vatandaşlık verecek. iç işleri bakanlığı yabancılara kendi vatandaşından daha fazla ayrıcalık gösterdiği için kolluk kuvvetleri bunların her türlü taşkınlıklarına, tacizlerine göz yumacak ve bunun sonucunda Türk Halkı bu yabancı sığınmacılara karşı ayaklanma çıkarıp sokaklara dökülecek. " Böylece Tayyib'in eline inanılmaz bir fırsat geçecek çünkü 2023 seçimlerini kaybedeceğini kendisi çok iyi biliyor. " Tayyip bu durumu bahane edip, Cumhurbaşkanlığı yetkisini kullanarak OHAL ilan edecek ve 2023 seçimleri askıya alınacak. " Biliyorsunuz ki Anayasaya göre iç karışıklık durumlarında Cumhurbaşkanı yetkisini kullanarak Ohal ilan edebiliyor ve bu durumda seçimleri 1 sene erteleyebiliyor " Sonrasında Meclis çoğunluğunu kendilerinde olduğu için 4 ayda bir Ohal durumunu uzatabildikleri kadar uzatacaklar. Muhtemelen bu süre içerisinde de Meclis çoğunluğunu elinde tutan Cumhur ittifakı, Anayasayı değiştirerek, seçme seçilme hakkını tamamen Anayasadan çıkartıp, monarşi ilan edecek ve Tayyip'i değiştirilemez mutlak Devlet başkanı yani Padişah ilan edecekler. 2.Plan ise diyelim ki millet seçimlere kadar sağ duyulu davranıp sokaklara dökülüp isyan çıkarmadı. Bu sefer de oy verme karşılığında Türk Vatandaşlığı verdiği milyonlarca sığınmacının oyu ile 2023 seçimlerini tekrar kazanarak yine Anayasa değişikliği yapacak ve seçme seçilme hakkını Anayasadan çıkarıp kendisini Padişah ilan etmeyi hedefliyor. Yani her 2 ihtimalde de amaçlarına ulaşmış olacak. Nasıl zekice plan değil mi ? " Bir taşla iki kuş " Bu söylediklerimin en büyük kanıtı 15 Temmuz senaryosu ile başkanlık sistemini getirerek tüm yetkiyi kendisi üzerinde toplamasıdır. Bunun ikinci ayağı Seçme seçilme hakkının Anayasadan kaldırılarak, Erdoğan ailesinin yönettiği bir mutlak monarşi oluşturmaktır. 3.Bir planı ise bekçi kadroları üzerinden silahlandırdığı yandaşlarını ve ülkeye doldurduğu yabancı sığınmacıları tek bir çatı altında toplayıp, kendisine bağlı bir milis gücü oluşturmayı hedefliyor. Böylece seçimleri kaybetse bile bazı şehirleri zorla zapt edecek ve bu şehirlerde yeni bir ülke kurarak içinde kendi seçmenlerinin olduğu tamamen kendisine biat etmiş bir millet oluşturup yine burada bir krallık ilan etmeyi hedefliyor. Tabi millet Tayyip'in ülkede çıkardığı bu iç karışıklıklarla uğraşırken, pkk doğuda kürdistan hayallerine, ermeniler ise büyük ermenistan hayallerine kavuşmayı hedefliyecek ve doğudan da onlar saldıracaklar. Böylece Türk halkı doğuda Ermeni ve pkklılarla batıda Erdoğan ve milisleriyle çatışarak ülkelerini savunmak zorunda kalacaklar. Tahminimce bu senaryolar üzerine ABD ve Tayyip çokça planlar kurmuşlardır. Bütün senaryolar ABD'nin işine yarayacak her halükarda ABD'nin hedefi tamamen Türkiye'yi parçalamak. Böylece burada kurulacak bu ufak devletçikleri daha iyi kontrol edebileceklerini düşünüyorlar. Hedef Türkiye'nin yok edilmesidir, her şey sinsice yavaş yavaş planlı projeli bir şekilde Tayyip ve ABD iş birliği ile yürütülüyor. ABD bu planların yürütülmesi karşılığında, Tayyip ve ailesine, aynı Suudi Arabistan, Suriye, Afganistan, Irak, Lübnan, BAE gibi bir çok arap ülkesindeki Krallar gibi bir Krallık vaat ediyor. Adam boşuna seçilirken ben BOP eşbaşkanıyım demiyordu. Necmettin Erbakan hoca vefat etmeden önce Tayyip hakkında çok defa milleti uyarmıştı ancak kimse ne demek istediğini anlamadı. Ülkede 2002'den beri Akp tarafından yavaş yavaş yürürlüğe konulan yasaları, yönetmelikleri, kararnameleri, Anayasa değişikliklerini inceleyip, Tayyip ve Akpliler tarafından söylenen sözleri kafanızda birleştirirseniz, ülkemiz üzerinde yürütülen bu kirli oyunları görmeniz zor olmaz. Türk milleti çok dikkatli olmalıdır ve bu oyunlara gelmemelidir. Yoksa Suriye'de yaşanan olayların yakında Türkiye'de olmaya başladığını göreceğiz...
Bu kısa filme lafa luga eden kişilerin bacılarına, analarına, karılarına taciz tecavüz edildiği zaman anlarlar. Çok kötü bir yere gidiyoruz. Bir an önce bu mülteci bozuntularının sınır dışı edilmesi gerekiyor.
islahiyeliyim, antepli. Bir kaç yıl önce yeni kimlik çıkarmak için gittigimde nüfus müdürlüğü ağzına kadar doluydu. Resmen yalan adresle... sırada beklerken defalarca duydum... yalan adresle kayıt yapıyorlardı.
Bu mevzular çıkmadan önce türkmen bir suriyeden gelme arkadaş vardı eniştemin iş yerinde, arada ona soruyordum gerçek gündem için... durum gerçekten vahim duysanız ağzınız açık kalır. Ki bu adam ailesini getirmeden önce haftasonu gidip pazartesi antebe gelip işbaşı yapıyordu sen hesap et.
yapımcısı hande karacasu'nun gözaltına alındığı haberinin ardından youtube'daki izlenme sayısı youtube'un koyduğu trend sansürüne rağmen 500 binden 1,5 milyona fırlamış olan distopik kısa film. emniyet'in bu hamlesi filmde resmen streisand etkisi yarattı.
2011'den bu yana, mülteci dalgasının 2043'e kadar nelere yol açabileceğini açık bir şekilde anlatan, başarılı bir simülasyon.
simülasyon dediğime bakmayın, aslında youtube'da yayınlanan 9 dakikalık bir kısa filmden ibaret. ancak yönetmenin anlatım tarzı gerçekten simülasyonda olduğumuzu hissettirdi. tabi güzellikleri sadece bununla sınırlı değil, ilk birkaç dakikası bildiğiniz kısa film olarak ilerlerken, birden belgesel tarzı bir anlatıma evriliyor. o anlatımı da bayağı bir başarılı buldum, zira mülteci problemi 9 dakikalık videoda bu kadar iyi anlatılabilirdi.
aldığım son bilgilere göre, yönetmeni göz altına alınmış. alınması normal, çünkü gerçekten sessiz bir şekilde istila ediliyoruz, ve gerçekleri öğrenmemizin önüne bu denli geçilebiliyor.