bugün

Fazla bir mektup, son bir sans gibi
saklanma patika yol zaman zalim
fezanın yangınlarından yadigar halim....

-----------

ölümle atlar nasıl yarışır?....

böyle olmasaydı, biz birbirimizi her zaman üzerdik, bizim bütün düzenimiz kargaşada düzendi, sen dudağını kilitlerdin, ağlayıp küserdin inan dokunulmayacak kadar güzeldin..

ey o zalim şüpeyi şakağıma çekiç vuran çelişki, ey onun elini tutunca dağılan kalabalık...
şarkıda alıntı yapılan parça da şudur efenim;

catherine major-la desert des solitudes
bir karaçalı efsanesidir. Sikko aşk şarkılarının yerine dinlenmesi gereken efsane şarkıdır.
zamanında hakkında yazmayı bırakın, konuşmaktan bile çekinilen şarkı. karanlık çeker, güneş doğmaz. fazla bir mektup da gelmez.

camımda kör sineklik.
Bıraksaydın da son sözümü söyleseydim, arar bulurdun gerçekten özleseydin.
fakulte cikisi yaktigim sigaraydin.
Objeler ihvanlık, nesneler objektif
eskimez insanlık, eskimoyu katletti
kan döker kalbe vermez direktif
zamanla ağır geldi taktığım sudan bileklik
göstermez gündüz gözü camımda kör sineklik

Gecenin bu saatlerinde akla gelip içimize işleyen sözlere sahip parcadir. Yaman edebiyatciymissin karacali.
"Bıraksaydın da son sözümü söyleseydim
Arar bulurdun gerçekten özleseydin" sözleriyle derinlere dokunan şarkı.
"ne var yani adımlarını alsan geri." derken,sadece ses tonuyla ağlatabilen şarkı.

Suç olmadan dönerken bir otopsi sabahından
Doğrulurken öfkenden iki adım uzağında
Boynundan göğsüne denk düşen bulvar
Devrilen binalar Acıbadem Durağı'nda

Hayır, dudak payı yırtık ruhum ayrık
Mukadderat zift tut ki kaldık ayrı gayrı
Saklanma patika yol zaman zalim
Fezanın yangınlarından yadigar halim

Objeler ihvanlık nesneler objektif
Eskimez insanlık eskimoyu katletti
Kan döker kalbe vermez direktif
Zamanla ağır geldi taktığım sudan bileklik

Göstermez gündüz gözü camımda kör sineklik
Kör bıçaktım üstümü örtmeseydin
Bıraksaydın da son sözümü söyleseydim
Arar bulurdun gerçekten özleseydin

Aslında şaşkınım yıllar olmuş attığın
Kurşunun bıraktığı şuurumun sakatlığından
Yanında yattığımdan dibe battığımdan
Sesimi sildiğimden şarkımı kısalttığından

Fakülte çıkışı yaktığım sigaraydın
Bu aşkı kılıcım bile karşılayamazdı
Ölümle atlar nasıl yarışır
Böyle olmasaydı

Biz birbirimizi her zaman üzerdik
Bizim bütün düzenimiz kargaşada düzendi
Sen dudağını kilitlerden ağlayıp küserdin inan
Dokunulamayacak kadar güzeldin

Ey o zalim şüpheyi şakağıma çekiç vuran çelişki
Ey onun elini tutunca dağılan kalabalık
Gökyüzüne baktığımda saygın bir subay görüyorum
Bu haydut kibrimi bir tarafa bırakıp

Ruhun sevmek istediğinden nefret etmek zor
Onsuz ağaç gibisin hiç akraban yok
Sor kaç semt kaç durak ağlanır
Kaç eşya ayaklanır kaç kadın yasaklanır

Aşkın ilk nefes bilgeliğin son gasp edilir
Sabahın körü yüzümde tokat sersemliği
Odam boş diyelim ki bugün savaş bitti
Ne var yani adımlarını alsan geri

Bilirsin hayat bir bakıma güzeldir
Dar sokaklar poz veren eski dostlar gibi
Mercedes gibi, turkuaz gibi, yaz gibi
Fazla bir mektup son bir şans gibi
hoşgeldin haziran. yine sigara yaktırdın bize..
"bıraksaydın da son sözümü söyleseydim.
arar bulurdun gerçekten özleseydin"
Bilirsin hayat bi bakıma güzeldir dar sokaklar poz veren eski dostlar gibi mercedes gibi turkuaz gibi taz gibi..

Fazla bir mektup son bir şans gibi..
hayat böyle bir yerden sonra ne kadar karışsan da kalabalıklara...
karaçalının farklı bi tarzıdır. güzeldir. dinlenir.
Bir Karaçalı şarkısıdır. Bir diğeri için ise (bkz: defolu caddelerde fotomontaj)
Hatırlatıp iyi bok ettiniz başlığıdır.
Neyse ben gidip efkarlanayim biraz.
Sözlükte olması sevindiren yazar. iyi ki varsın.
Sözlükte olması sevindiren yazar, iyiki varsın.
Güzel parça
Ve güzel nick.
(bkz: #35813992)

sabit olan kaynakları göster arkadaşım.

türkler şu kaynakta islama kılıç zoruyla geçmiştir diye göster.
Ben bu kişi yerine Türklerin zorla müslüman yapılması hakkında bilgi vereyim isteniyorsa.

Türkler islam'a normal bir şekilde geçiş yapmamıştır. ilk tanışma aşaması Hz. Ömer döneminde olmuştur fakat bu sadece bir görüşme şeklindedir. Daha sonra Hz. Osman döneminde saldırılar olmuştur Fakat Türkler tarafından yenilgiye uğratılmışlar ve geri çekilmişlerdir.

Bu şekilde sürekli bir iletişim olurken Araplar halen bir sonuç elde edememiştir tabi ki kubeyte bin Müslim denen Türk katili bireye kadar.

Kubeyte bin Müslim denen emevi komutanı olan şahıs Türkleri islamlaştırmak adına Türklerle bir savaşa tutuşmuştur. Ve de bu savaşı kazanarak her yeri talan etmiştir.

Şimdi savaştan bahsediyoruz zaten birileri çıkıpta saçmalarsa açıkçası gülerim. Savaşın gülle yapılmadığını hepimiz biliyoruz sanırım?

Her neyse bu komutanın saldırıları sonucunda kaybedildiği için iki seçenek vardır. Ya teslim olursun ya direnirsin. Şimdi sözde Türk islamcılara soralım o halde.

Türkler bağımsızlık sevdalısıdır diyoruz. Peki bu işgaller sonucu direnenlere ne oldu ? Tabi ki hepsi öldürüldü. Bir çok Türk öldürülüp ağaçlara asılmıştır bu çok açık şekilde bilinir zaten.

Peki teslim olanlar ne olmuştur? Müslüman ve bu şekilde ilerleyen zamanlarda tamamen bu din benimsenmiştir.

Ama gidipte Türkler zorla olmadı gök tanrı diniyle benzerdi gibi şeyler söyleyip tarih konuşmak komedi gibi bir şey.

Gök tanrı inancının islam'la uzaktan yakından alakası yok. Gök tanrı da tek tanrı var islamda da tek tanrı falan diyen kişiler var. Onlar göktanrı inancında bulunan tanrıyı farklı bir şey zannediyor. Halbuki ne olduğunu bilse.
ilk verseünden ve mercedes gibi turkuaz gibi yaz gibi derken ne anlattığına dair hiçbir şey anlamadığım ama geri kalanı çok çok güzel olan bir şarkı. Beat ve kullanılan sampleın da oldukça büyük etkisi var tabii bunda.

Edit: eksi veren arkadaş sanırım hiçbir şey anlamadım dediğim kısımları saçma bulduğumu sanmış, oysa dümdüz anlamadığımı söyledim, açıklamak isterse de dinlemeye hazırım merak etmiyor değilim.
''sor kaç semt kaç durak ağlanır
kaç eşya ayaklanır, kaç kadın yasaklanır''

https://www.youtube.com/watch?v=I1BE76o3oAI
sözleri, vokali, beati... biraz melankolik. lirikal anlamda bütün hüzünleri mahvediyor.