çok bağırdığımız zaman veya üşüttüğümüzde sesimizin kısılmasıdır. berbat bir durumdur.
günlerden birgün otobüse bindim. inerken yaşayacağım rezilliğin farkında olsam binermiydim hiç.. herneyse bindim otobüse. sesim kısık; neredeyse yok denecek kadar az. ineceğim yere yakın ''inecek var'' şeklinde bir ses çıkarmam gerekiyor. otobüsteki son 10 dakikamda bunu nasıl söyleyeceğim hakkında fikir üretmeye çalıştım. ses denemesi de yapamıyorum ki insanlar var çevremde. bir ara kağıda yazıp şöföre okutmayı bile düşündüm. ama buna cesaret edemedim.. son otuz sn.. son on beş sn.. son bir sn ve artık inmem lazım. artık ne olacaksa olsun diyerek: ''böğğkk böğğrr'' diye bağırdım. inanın ne dediğimi ben bile anlamadım. çıkan ses sadece gürültüyü andırıyordu. herkes neye uğradığını şaşırarak dönüp bana baktı. arka taraftan gülüşme sesleri duydum ama dönüp bakacak yüzüm kalmamıştı. şöför beni anlamadı. tekrar aynı denemeyi yapamazdım o an. elimle garip hareketler yaparak nihayet inmem gerektiğini anlatabildim.
(bkz: en utanç verici anlar)
(bkz: başından aşağı kaynar suların dökülmesi)
1 mayıs'ın ardından kısılması, hele hele ardından sekreterlik yapmanız gerekecek 'kurumsal' bir işteyseniz, 'akdoğanlar grup' yerine 'i am a dracula' demeniz arasında pek bir farkın bulunmadığı durum.
iş ortamında eziyet çektiren olaydır. sabahtan herkese mail ile sesin kısıldığı belirtilmesine rağmen telefonun çalması delirtir. sms denilen teknolojik icat ise kurtarıcıdır.
en bilinen sebebi bazen de öksürükle birlikte seyreden soğuk algınlığı ile genelde maç-konser sonrası yaşanan fazla bağırmış olmaktır.
bizim lise son sınıfta bir kızın sesi bir gün komple gitmişti, kısılmış falan değildi hani, ilk başta şaka yapıyor sanmıştık. ertesi günü kısık sesle de olsa konuşabilmeye başlamış, birkaç güne ancak düzelmişti.
sebebini sorduğumuzda soğuk algınlığı yaşadığını fakat çok şiddetli bir algınlık olmadığını, öksürünce de ağzından azıcık kan geldiğini ve birden sesinin gittiğini söylemişti. ilginç..