sesimi duyan var mı

entry84 galeri0 video1
    33.
  1. Bünyem tarafından şu an haykırmak istenilen cümledir. Yazıyorum ama beni duyan var mı ?
    2 ...
  2. 32.
  3. sesimi duyan var mı?

    bir umut kıvılcımı arıyor gözleri. belki kendi canı olsaydı tonlarca yığının altında bu kadar acı çekmezdi. bir ışıltı arıyor gözleri,bir umut... sesimi duyan var mı?

    ilerliyorum dehşetin savurduğu tozların arasında.bir çocuk gördüm yıkılmış bir evin yanıbaşında. duyguları belirsiz,ağlamak istiyor ama şaşkınlığından ne yapacağını bilemiyor ve öylece oturuyor yerde. gözleri buğulu ve körpe aklı olayları kavramaya çalışıyor. bilmiyor 4 yaşında 40 senelik işkence çektiğini. nasıl olmuşsa o orada ve annesi,babası yok yanında. aralarında sadece beton yığınlar var ve o biliyorki bu birkaç beton parçası onları ayırmaya yetmez. onlar sadece biraz uzağında o kadar. sadece göremiyor onları. biraz sonra gelecek ikiside biliyor.

    geçiyorum bu fotoğrafı ve devam ediyor mecburen ayaklarım yığınların ortasında. o küçük kıza yardım ettiklerinden emin olduktan sonra. saatin kaç olduğu umurumda değil ve zamanında bir önemi yok zaten buradaki can pazarında.

    ağlamanın oluşturduğu boşalmışlık ve tepkisizlik kaldı vücudumda. ne hissetiğimi bilemiyorum ama benimkinin ağlamak olmadığını, ağlayan insanlara baktıkça görüyorum. benim canım ve canımın bağlantıları hala sağlam bütünüyle. ama onların çektiği acıyı hiçbir zaman anlayamayacağım belki. çok yorgunum. kaç saattir yardım ekipleri ile beraber çalıştım bilmiyorum ama olaylara daha faydalı olabilmek için biraz dinlenmem gerektiğine birilerinin beni ikna ettiğini hatırlıyorum.

    yıkılan sadece cansız nesleler olsa keşke, malesef birçok şeye neden oluyor bu yıkılmalar. canlar, umutlar, sevinçler , mutluluklar , hayatlar , insanlar , güzellikler yıkılıyor...
    0 ...
  4. 31.
  5. 30.
  6. saat olmuş dört. ev sessiz, sol frame durağan. kırmızı şarabım kadehin dibinde onun bile raks edecek hali kalmamış, bardağı sallıyorum bana bakıyor. sevdicekle ayrılalı bir yılı geçmiş. aradakileri saymıyorum bile. canım sıkılıyor. mevsimden midir bilmiyorum geceler çok uzun son zamanlarda. dostlar bile kesmiyor artık dertleşince.

    kendi hikayemden başka bir hikaye duymak istiyorum sanki. çok sıkıldım elimdekinden. öyle ki bir gün bir fahişeye para verebilirim sırf "nasılsın" diyebilmek için. galiba gitmek istiyorum. sırtıma çantamı vurup, anneme mektuplar yazmak istiyorum.

    sanırım ben kalabalıkta eriyorum. gün ışığıyla kayboluyorum. bağırıyorum, duyuramıyorum.

    sesimi duyan var mı?
    1 ...
  7. 29.
  8. türk lere özgü bir yardım çağrısı; unutulduğunu düşünen çaylağın mod lara seslenişi de olabilir bir nevi. *
    0 ...
  9. 28.
  10. 27.
  11. Grup Yorum'un 17 Ağustos ile 12 Kasım depremleri için yaptığı ve o meşhur feryada yer verdiği, tüyleri diken diken eden, insanın içine işleyen, gözleri yaşartan bir parça..
    1 ...
  12. 26.
  13. grup yorum gibi halkın sesini yansıtan bir grubun yapmış olduğu, duyarlılık abidesi şarkı. hangi ülkücü, hangi kemalist, hangi anarşist müzik grubu halkın acısını bu kadar yürekten hissettirebilen bir parça yapabilmiştir?
    0 ...
  14. 25.
  15. grup yorumun feda albümünde yer alan parça.
    0 ...
  16. 24.
  17. sesimi duyan var mı?

    bir umut kıvılcımı arıyor gözleri. belki kendi canı olsaydı tonlarca yığının altında bu kadar acı çekmezdi. bir ışıltı arıyor gözleri,bir umut... sesimi duyan var mı?

    ilerliyorum dehşetin savurduğu tozların arasında.bir çocuk gördüm yıkılmış bir evin yanıbaşında. duyguları belirsiz,ağlamak istiyor ama şaşkınlığından ne yapacağını bilemiyor ve öylece oturuyor yerde. gözleri buğulu ve körpe aklı olayları kavramaya çalışıyor. bilmiyor 4 yaşında 40 senelik işkence çektiğini. nasıl olmuşsa o orada ve annesi,babası yok yanında. aralarında sadece beton yığınlar var ve o biliyorki bu birkaç beton parçası onları ayırmaya yetmez. onlar sadece biraz uzağında o kadar. sadece göremiyor onları. biraz sonra gelecek ikiside biliyor.

    geçiyorum bu fotoğrafı ve devam ediyor mecburen ayaklarım yığınların ortasında. o küçük kıza yardım ettiklerinden emin olduktan sonra. saatin kaç olduğu umurumda değil ve zamanında bir önemi yok zaten buradaki can pazarında.

    ağlamanın oluşturduğu boşalmışlık ve tepkisizlik kaldı vücudumda. ne hissetiğimi bilemiyorum ama benimkinin ağlamak olmadığını, ağlayan insanlara baktıkça görüyorum. benim canım ve canımın bağlantıları hala sağlam bütünüyle. ama onların çektiği acıyı hiçbir zaman anlayamayacağım belki. çok yorgunum. kaç saattir yardım ekipleri ile beraber çalıştım bilmiyorum ama olaylara daha faydalı olabilmek için biraz dinlenmem gerektiğine birilerinin beni ikna ettiğini hatırlıyorum.

    yıkılan sadece cansız nesleler olsa keşke, malesef birçok şeye neden oluyor bu yıkılmalar. canlar, umutlar, sevinçler , mutluluklar , hayatlar , insanlar , güzellikler yıkılıyor...
    2 ...
  18. 23.
  19. 17 agustos depremini yasayanlarin unutmamasi gereken soz. en cok da bu donemi yasatan, curuk bina yapan muteahhitlerin unutmamasi gereken soz.
    (bkz: veli göçer)
    0 ...
  20. 22.
  21. akut ve tiyatrokare elemanlarının ortaklaşa gerçekleştirdikleri sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde, funda arar'ın hiçbir ücret almadan stüdyoya girerek seslendirdiği yeni eserinin adıdır.
    1 ...
  22. 21.
  23. ... ve sessizlik.
    kulakların duyabileceği en düşük frekansda dahi olsa duyulmayı bekleyen o ses. çoğundan ses çıkmadı, çıkamadı. tükenen umutlar boş arazilerdeki gözyaşları. ses çıkarabilen insanlar uzaklaştı. sonrası alabildiğine sessizlik.
    o ölüm sessizliği şehirleri sardığında neredeydik? peki şimdi neredeyiz?
    5 ...
  24. 20.
  25. 19.
  26. 17 ağustos 1999 marmara depremi'nden sonra depremzedelere yardım ve evsiz kalan çocukları evlat edinmek isteyenleri teşvik etmek amacıyla yayınlanmış reklamın sloganı.
    2 ...
  27. 18.
  28. güzel gitmekte olan bir günü mahvedebilen cümle. flashback yaptırabilme kudretinde.
    eşyaların altında ezilmek üzereyken uzanan annenin eliyle tekrar nefes alabilmeyi, korkunç ışıklı bir gökyüzünü ve şehirden yükselen ceset kokusunu hatırlatır.
    1 ...
  29. 17.
  30. eğer bu söz azınızdan çıkıyorsa bilin ki sizi duyan yoktur..
    2 ...
  31. 16.
  32. bir dönemin en dramatik sözüydü.
    milli maçtan milli maça kitlenen bir ruhu sarsmıştı '99 yılında. herkes haberler izliyordu, herkes hemde. bu cümleyi duymak herkesin tüylerini ürpertiyor, amansız bir korku salıyordu yürekle. nefesler tutuluyordu haberler başında. kazılıyor kazılıyordu, bir tek köperklerin havlama sesi geliyordu. ankarada, izmirde, trabzonda ne bliyim erzurumda sen çayını içerken, bir anne yüreği elinde sesin netleşmesini bekliyordu. "allah korusun" diyorduk hepimiz ama o sıralar pek korumuyordu.
    yaşamanın diğer adıydı bu söz.
    herkesin radyoda, televizyonda en acısıda enkazda tanımadan bilmeden duymayı beklediğiydi.
    belleklere kazınan sarılmalar, bağırışlar, ağıtlar, annenin toprağı elleriyle kazıması fotoğraflardı.
    yaşıyorum demekti.
    3 ...
  33. 15.
  34. her duyuldugunda o anlari hatirlatan insanin gozlerini dolduran soz.
    2 ...
  35. 14.
  36. 13.
  37. depremde enkaz altında kalmış, ölümü bekleyen bir insan için tekrar yaşama dönme umudu doğuran söz dizisi.
    1 ...
  38. 12.
  39. insanın boğazına bir yumru gibi oturan söz, 8 yıl önce ilk duyduğumuzda da öyleydi, halen daha öyle. sesini duymadıklarımız, sesimizi duyuramadıklarımızın acısı.
    2 ...
  40. 11.
  41. şu ülkede yaşayan her vicdan sahibi insanın kanını donduran söz.
    4 ...
  42. 10.
  43. 9.
  44. Her duydugumda tuylerımın diken diken olmasına sebebiyet veren söz.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük