ses

entry113 galeri4 ses6
    79.
  1. bazen ufacık bir çıtırtı sesi bile yeter tüyleri diken diken etmeye.
    (bkz: sesimi duyan var mı)
    1 ...
  2. 78.
  3. ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşim .
    1 ...
  4. 77.
  5. kulağın duyabildiği titreşim , seda , ün .
    1 ...
  6. 76.
  7. 75.
  8. Bir insanın güzelliğini veya yakışıklılığını belirleyen en önemli etkendir.
    Bir insanin sesi kotu ise olan tipini de sıfırlar.
    1 ...
  9. 74.
  10. Sesin maddeyi şekillendirdiği ve bir yapı verdiği, isviçreli bilim adamı (mühendis ve tıp doktoru)Hans Jenny tarafından 1960 yılında tartışılmaz bir şekilde ispat edilmiş ve Jenny ses dalgalarının maddenin temelini oluşturduğunu göstermiş ve bu yeni alana ‘’cymatics’’ adını vermişti.
    Bu amaçla yaptığı deneylerinde; müziğin ve metal bir plaka üzerine serpiştirilmiş çeşitli maddelerin (kum, demir, talaş, su, cıva) üstündeki sesle ilgili ses tonlarının filmini çekmiş. Böylece yüzlerce farklı frekansın ve ritmik bileşimlerin yönetilmesinden doğan ses mandalalarının (geometrik şekillerin) kataloğunu hazırlamıştı.
    Dr Jenny çalışmalarında "om" sesini de fotoğrafladı
    Dünyayı meydana getiren kelâmın işitilmez sesi Hinduizm'de 'om' sembolüyle simgele­nir.
    Felsefi Veda metinleri olan Upanishadların birçoğunda ele alınan "OM",Hindu yogileri tarafından kozmik ses olarak nitelendirilmiş bir ses ...
    Tüm inanç sistemlerinde görülen kutsal metin, dua ve kelime tertiplerinin kullanış gayesi düşünce dalgaları ve sesin meydana getirdiği yüksek tesirlerden faydalanabilmek amacını taşır.
    Etnoloji ve Teozofi araştırmacıları bunu majik bir uygulama olarak ele alarak adına "ses majisi" derler.
    Dini kültürdeki adı ise okuma’dır.
    Dünya üzerindeki en eskisinden en yenisine kadar bütün mistik ve ezetorik kültürler bu bilgiyi kullanmışlardır. Bütünlüğün senfonisini dinlemek ve kendimiz diye bir şey olmadığını görebilmek...
    Varolan her şeyin ve herkesin ortak noktası olan, bizleri evrenin birer parçası haline getiren müzik...
    Büyük destanlar, şiirler ve kelimelerle anlatılamayan duygular müzikle anlatılmaya çalışılmış, Orfeus’un kitarasında, Pan'ın flütünde ve Aşık Veysel'in sazında evrenin rezonansıyla titreşen hissedişleri bizlere iletilebilmiş.
    Evrenin müziğinin bizleri bu kadar çok etkilemesinin nedeni, tüm benliğimizin özünde müziğin yatması olamaz mı?
    "Eğer müzik akla ve duygunun üst katlarına seslenmemiş olsaydı ona sanat diyemezdik, onu basit gösteri danslarının estetik katına alırdık. Bütün sanatlar içinde yapısı gereği insan duygularını en çok avucu içine alan fiziksel olarak insanı büyüleme gücü en yüksek olan sanattır müzik" sözleri Nietzche'ye ait...
    Duyular dışı yeteneklere sahip kişiler özellikle canlı icra edilen müziğin güçlü bir enerjiye sahip olduğunu ifade etmektedirler.
    Müziğin bu etkisi enerji alanımız (aura) üzerinde çeşitli etkileşimlere yol açmakta ve bizler de bundan etkilenmekteyiz.
    Sesin görünen ve bilinen etkilerinin yanı sıra duyularla algılanmayan pek çok etkilerinin var olduğu özellikle eski kültürler tarafından çok iyi bilinen bir gerçekti.
    Ve belki de müzik böylesine sıradan hale gelmeden önce özel etkiler meydana getirmek için kullanılıyordu. Nitekim buna ait pek çok araştırmalar sesin ve müziğin olağandışı bilinç hallerini başlatmak ve elde etmek için yoğun biçimde kullanıldığını göstermektedir.
    Başta Müslüman hekimler olmak üzere, pek çok insan tedavi maksadıyla müziği kullanmıştır.Eski Türk toplumlarında, hastaları, müzik ve ritimle tedavi eden kişilere baksı ve kam adı verilirdi.
    Çoğu okullarda müzik ve ritimsel sesler meditasyon yapmak için kullanılır. Hıristiyan geleneklerinde özellikle korolar meditasyonda yaygın olarak görülür.
    islamiyet’te tespih çekerek okunan dualar, Budizm ve Hinduizm’deki Mantra’lar benzer meditasyon özelliklerine sahiptir. Hinduizm ve Budizm’de Mantra’lar ya sessiz, kısık sesli söylenir ya da şarkı olarak söylenir.
    Özellikle Hint Sitar müziği, klasik batı müziği çakra terapisinde kullanılmakta.Ses şifa yöntemine göre; bedenin her parçasını temsil eden bir ses var ve bedendeki herhangi bir bölgeye uygun ses üretildiğinde ise o bölge bazında denge sağlanmış oluyor. Dolayısıyla mantra söylemek, zikir yapmak bedene, zihnimize ve ruhumuza çok iyi gelir.
    Mantra kişiyi düşüncenin kaynağına yani bilincin kaynağına taşıyan bir elemandır.
    Doğanın kendisi bir titreşimdir.Titreşim, titreşim ile etkileşmekte ve ortaya ritmik ve müzikal sonuçlar çıkmaktadır.
    Mantra öncelikle zihinsel titreşim yaratır. Ve bu titreşim saf bilinç yani ruha götürür.
    Evrende her şeyin titreştiği bilgisi artık Kuantum fiziği ile bilimsel olarak da ifade edilmiş durumda.
    Doğadaki iki yüce değer; Işık ve Ses.
    ilk olarak ışık algılanmasına rağmen, olay ve nesnelerin özüne inenleri için algılanan şey, doğadaki diğer yüce değer 'ses'...
    Eski inanışa göre ses, evrensel zihnin ifadesidir.
    Müzik; doğadaki renklerde, şekillerde, bitkilerde ve bunların birbiriyle olan etkileşimlerinde, insanlar arasındaki dostça kurulmuş ilişkilerde gizli.
    Belki de hayatın sırrı ve ruhun evrenle dansı...
    Isveç'teki Biyomüzikoloji Enstitüsü'nden Prof. Bjorn Merkur, müzik konusunda şunları söyler:
    "Müzik, bu âlemdeki canlıların ve cansızların yaşama ve üreme şanslarını artırıcı değerli bir özelliktir.
    Ayrıca yer yüzündeki hayati ve dengeyi mümkün kılan nizam ve ahengin seslendirilmesidir.
    Pek çok canlı, farkli aileleri ve grupları seslerinden ayırt edebilirler. Üreme mevsiminde her iki cinsin birbirini bulmaları kolaylastırılır.. Hattâ birlikte koro hâlinde sesler çikararak kendilerinin bilinmesini saglarlar. Bilhassa kuş ve memelilerdeki müzik kabiliyeti biyolojik açıdan fertler arasinda bir üreme avantaji saglar.
    Bu tabiatin içinden bir parça olmakla beraber birçok bakımdan hususî farklılıklarla donatılmış insan ruhunda da müzigin bir yeri vardir."
    Müzik, beynin mezolimbik bölgesindeki merkezleri uyararak, endorfin, oksitosin ve enkefalin gibi nöro-transmitterlerin salgılanmasını tetikler.
    Açıkça görülmektedir ki, yaratılıştan beynimize, uyumlu ve ritmik seslere cevap veren bağlantılar konmuştur.
    insanlar müzik kulağına ve güzel sese sahip olmasa da, seslerin ahenkli şekilde söylenmesine karşı duyarlıdır. Müziğin moleküler seviyede nasıl bir mekanizmayla tedavi edici tesirlere sahip olduğu günümüzde yeni yeni anlaşılmaktadır.
    Yapılan birçok araştırmada, sakinleştirici melodilerin endişe ve korkuları gidermeye, tansiyonu düşürmeye ve kalb atış ritmini yavaşlatmaya vesile olduğu anlaşılmıştır.
    Bilimsel olarak Müziğin; stres hormonu kortizolün sentezini yaklaşık % 25 azaltmaya, vücudun tabiî kas gevşeticileri endorfinlerin salgılanmasını artırmaya, ameliyat sonrası sancıları hafifletmeye, böylece sakinleştirici ve ağrı kesici ilâçlara olan ihtiyacı azaltmaya, ameliyatlı hastaların daha hızlı ve hafif ağrılı bir şekilde iyileşmelerine, soğuk algınlığını önlemeye, bağışıklık sisteminin savaşçı maddeleri imiglobin A’nın % 14’e çıkmasına ve ilâç almadan doğumu kolaylaştırmaya vesile olduğu bilinmektedir. Müziğin ayrıca, yoğun bakımdaki prematüre bebeklerin gelişmesine, çocukların beyinlerinin nöral (sinirsel) bağlantılarının uyarılmasına ve çevreye olan hassasiyetlerinin artmasına, hafızalarının güçlenmesine, tansiyonlarının 5 birim kadar düşmesine, kalb atış ritimlerinin azalmasına, kardiyak (kalbe ait) kan çıkışının düzeltilmesine, kas gerilmesini gevşetmeye, ilâç kullanılmadan ağrı ve rahatsızlıkların azaltılmasına vesile olduğuna dair bazı tespitler vardır.
    Sufi Inayat Khan'ın diliyle ;
    "Gerçek müziğin farkına varan ve onun arkasındaki sırrı çözebilenler bütün evrenle aynı frekansta titreşir ve her şeyle anlaşıp konuşabilir.
    Çünkü müzik evrenin ortak dilidir"
    1 ...
  11. 73.
  12. istanbul ve bodrum türkbükün de bir gece club'ü dür.
    1 ...
  13. 72.
  14. yorgunken duyduğunda insana işkence gibi gelen ama normalde hayatın olmazsa olmazı olan kelime.
    1 ...
  15. 71.
  16. otobüste arka koltuktan gelen tesbih yada bozuk para sesi.
    gece uyurken saatten gelen tik tak sesi.
    dağda kamp yaparken gece sallanan ağaçların sesi.
    bülent ersoyun o lanet sesi.
    yabancı filimlerde kadın kıçını yırtarken dublaj yapan hatunun sadece ayy diye çıkardığı ses.
    sabah erken saat muhabbet kuşlarının cak cak cak diye çıkartığı ses.
    ramazanda davul sesi.
    orkestramla tam coşmuşken klarnetçimin klarnetinden ayarı kaçırıp viik diye çıkan o tavuk gırtlaklama sesi.
    sabah uyanmaya yakın komşuda başlıyan matkap ve çekiç sesi
    kayınpederin yüz desibellik horlama sesi.
    çocuklar uyurken arkadaşını arabayla almaya gelen gençlerin korna sesi ki birini fena benzettim 4 ay önce.
    osuruk ve geğirme sesi.
    tam uykumun tatlı yerinde ikizlerimin odasından gelen çifte vıyaklama sesi.
    okan bayülgenin heeyy falan şeklinde götünü yırttığı ses.
    cep telefonlarındaki apaçi marşı sesi. bunlar da uyuz sesler.
    1 ...
  17. 70.
  18. insana ait olan ve görüntüsüz, şekilsiz de olsa sadece ona özgü olan takribi 15 yaşından sonra ölene kadar kullanacağı etiketi.
    2 ...
  19. 69.
  20. 71.
  21. insanın saklayamadığı türden birşeydir. hani bir reklam var ya "yüzünüz, kimliğiniz" diye aslında herkes bilir ki bu şey ses için geçerlidir.

    yaşadığınız acılar, sevinçler, ağlamalarınız misal, gülüşleriniz, düğümlenmiş boğazınız, anılarınız hep yer etmiştir sesinizde ve dolayısı ile konuşmanızda.

    bir insanı en çok da sesinden tanırız misal. her ne kadar değişmiş olsa da çocukluk arkadaşınızla herhangi bir yerde karşılaştığınızda uzun süre bakıp da emin olamayınca, emin olmak için yanaşıp da "bahadır" demeniz yeterlidir sizi hatırlaması, tanıması için.
    2 ...
  22. 70.
  23. "‘Her şey zikreder ancak siz bilemezsiniz,’" ayeti çerçevesinden bakarsak her şey gibi ses de dalga yapısına sahiptir ve basınç dalgaları şeklinde yayılır. Duyma eşiğimizde olan dalgalara ses diyoruz. Tabiî algı sınırımızın dışında fark edemediğimiz sesler de var. Bunlar algı düzeyimize yansımadığı için yokmuş gibi geliyor. Çünkü o türden bir zikir duymadık. Farkındalık alanımızda tanımlanmadı. Orada olmadığından değil bizim nakıslığımızdan ses orda ama tanımlanamadı.
    1 ...
  24. 69.
  25. an itibariyle star tv'de başlayan, yerli korku filmi.
    2 ...
  26. 68.
  27. 1986 yapımı bu filmde usta aktör müşfik kenter, rahmetli aktör orhan çağman ın seslendirmesini üstlenmiştir.
    1 ...
  28. 73.
  29. 72.
  30. fazıl say'ın behçet aysan, metin altıok ve aziz nesin şiirleri için bestelediği ve 2 haziran 2012 de kadıköy süreyya operasında seslendirilen eserin adıdır.
    1 ...
  31. 71.
  32. 70.
  33. birisi sarhoş olmuş şu anda naralar atıyor. birini sevgilisi terk etmiş odasında tek başına ağlıyor. bir sürü insan son nefesini veriyor şu anda. bir çocuk doğdu şimdi ilk kez ağlıyor, annesi deli gibi sancılı çığlıklar attı az önce. biri vuruldu hemen şimdi, bir tabanca patladı. birileri sevişiyor şu anda, binlerce kadın aynı anda orgazm çığlıkları atıyor. bir kaza oldu, acı bir fren yaptı iki araç birbirine doğru. maç izliyor birileri, kaçan gole bağırıyor binlerce insan. müzik dinliyor bazıları bangır bangır açmış hoparlörü. konser var bir yerde insanlar müziğe eşlik ediyor. yas var bir evde ölen kişiye ağıt yakıyor koca karılar...

    sesleri duymuyor musunuz? yan komşudan geliyor bazıları, bazıları iki sokak öteden, diğer mahalleden, binlerce kilometre uzaklıktaki bir şehirden, dilini dahi bilmediğiniz başka bir ülkeden geliyor bazıları. çok ses var, hepsi beynimin içinde.

    sevinçten, üzüntüden, acıdan, heyecandan, stresten, sarhoşluktan, zevkten, açlıktan, sinirden, aynı anda bağırıp çağıran milyonlarca insanın sesini düşündükçe siz de delirecek gibi olmuyor musunuz?
    1 ...
  34. 69.
  35. müzik okuyanları iyi bakmasını gerektiren artık hayatlarını ondan kazanacakları gerçeğini hatırlatan insanın içinde bulunan bazen iyi, bazen kötü zamanlarda yardımcı eştir.
    1 ...
  36. 68.
  37. 1986 yapımı orta karar zeki ökten filmi.
    filmde tarık akan hapishanede işkenceler görmüş ve psikolojik yaralar almış daha sonra hayata dönmeye çalışan durağan adam rolünde hayli başarılı. nur sürer daha yavan kalıyor. sadık reis rolünde tam bir deniz ve aşk insanına bürünmüş orhan çağman başta olmak üzere gülen ökten , yavuzer çetinkaya ve diğer yan oyuncular doğal oyunculuklarıyla filmi taşıyor.
    sakin akan insanın psikolojik derinlerine inen fakat aman aman da olmayan lakin yakın dönem türk sinemasını etkilediğini düşündüğüm bir konuya sahip izlerken sıkılmadığım fakat birçok kişinin sıkılacağını umduğum bir film.
    çok şey beklemeden izlenilesi.
    10 üzerinden 6,5!
    1 ...
  38. 67.
  39. doksanların başında çekildiğini sandığım bir tarık akan ve nur sürer filmi.
    kötüydü be.

    edit: 1986 yapımı imiş.

    http://www. imdb. com/title/tt0457128/
    1 ...
  40. 66.
  41. hiç bi b*ku beğenmeyen sözlük yazarlarının eleştirdiği gayet de güzel film.
    1 ...
  42. 65.
  43. ne olacak, ne olabilir, nedir ki, diye beklerken salak saçma bir sonla sizi dehleyen film olmuştur. gerilim filminden komedi filmine doğru kayışın en baba örneğidir.

    --spoiler--
    sen de bi sus artık yaa
    --spoiler--
    *
    2 ...
  44. 64.
  45. insana nice tuhaf şey anımsatır. Ses yeri geldiğinde ten olur, zaman olur, buse olur.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük