ses

    34.
  1. hızı suda- 1300 metre/saniye, çam ağcı tahtasında da- 1700 metre/saniye olan, işitebilinir titreşimlerdir.
    4 ...
  2. 40.
  3. turgut uyar bu şiiri okurken, ki ussuz durursan sen de duyabilirsin, sesimi keserim. sesini keserim her şeyin. bir tek ses yeter. o da bu ses:

    "seni sonsuz biçimde buldum o biçimi almıştın
    sandviçlerle, kötü şehirle, terle başbaşa kalmıştın
    yürüdü üstüne herkesin neonu, herkesin babaannesi
    herkesin en eski olan kökü, en eski hanesi
    yeşili bozup suya çevirdin, akşamı sonsuz uzattın
    ne buldunsa o akşama uygun, ne buldunsa ona kattın
    sen bir atmacanın en uzun çığlığısın, her türlü gökte
    göğü büyüttün, otobüsleri aldın, şehirleri ufalttın
    seversin diye söylerim her şeyi, sana uygun olsun
    çünkü her şeyin birbirine uygununu sen bulursun
    gel ellerini ver en güzel ellerini öyle
    ruhum, ateş yüreğim, kokum birlikte öyle..."

    ...

    çok güzel şiir di mi? lakin bir turgut uyar şiiri, asla bir kere okunduğuyla kalmamalı. başa dönelim sevgili reji...

    "seni sonsuz biçimde buldum o biçimi almıştın
    sandviçlerle, kötü şehirle, terle başbaşa kalmıştın
    yürüdü üstüne herkesin neonu, herkesin babaannesi
    herkesin en eski olan kökü, en eski hanesi
    yeşili bozup suya çevirdin, akşamı sonsuz uzattın
    ne buldunsa o akşama uygun, ne buldunsa ona kattın
    sen bir atmacanın en uzun çığlığısın, her türlü gökte
    göğü büyüttün, otobüsleri aldın, şehirleri ufalttın
    seversin diye söylerim her şeyi, sana uygun olsun
    çünkü her şeyin birbirine uygununu sen bulursun
    gel ellerini ver en güzel ellerini öyle
    ruhum, ateş yüreğim, kokum birlikte öyle..."

    ...

    böylesi daha güzel di mi?

    mesai saatleri dahilinde çaktırmadan turgut uyar okuyanlar, bi gün masa altı votka yapmalısınız usta için. evet, kesinlikle...

    meşguldüm ben. yorgundum. dalmıştım. sarhoş değildim ama hatırlayamadım. belki de sarhoş olmalıydım. buralardan bir votka kokusu geçmeliydi. şehri dolaşıp dolaşıp geri gelmeliydi. tam buraya. bu yazıya.

    neyse...
    çok güzel şiir di mi? uyar babanın, bu şiiri kime yazdığını biliyorsun.
    peki sana şu fani hayatında, böylesine bir şey yazman için, böylesine ilham veren bir güzel oldu mu hiç?
    peki o ilham servis edildi de, sen alabildin mi?

    "bir yağmur yağsa da beraber ıslansak" senfoni'si var şimdi istanbullu bir yaz yağmurunun damlalarında. çok açık ve seçik ifade ediyorum böyle bir şiir -ses- yazmadan şu hayattan geçip gitmek istemem. bunu en ulvi amaç bellerim hatta. belledim. az önce. biraz önce. hani dedim ya, yağmur... ses... votka kokusu hayali... güzel... ilham... filan...

    böyle belledim şimdilik.
    şimdilik,
    ya sonra?

    "aşkım da değişebilir gerçeklerim de..."

    ...

    hakkında yapılan hiç bir konuşma, ki genelde hepsi lakırdıdır, ki bu dahil, şiirin kendisinin muaazzamlığının yanından bile geçemez. o yüzden bi daha bi daha bi daha okumak bu şiiri. bi daha... be hey canına yandığımın turgur uyar'ı... tazeliyorum votkanı...

    "seni sonsuz biçimde buldum o biçimi almıştın...
    4 ...
  4. 47.
  5. --spoiler--
    o neydi yarabbim filmi. ya abicigim yapamıcaksanız yapmayın bu tarz filmleri. bu ne ya. ''derya onuru seviyo derya onuru seviyo'' pardon ama zikerim ben böyle iç sesi. yer yer gerecek derken o ses ne komedi konuşuyor öyle. konu basit, oyunculuk ben amatörüm abi diye bagırıyor. filmin ortasında püff sesleri ile dışarı çıkanlara sesleniyorum. en iyisini yaptınız. ekşi sözlük reklamı da fiyakalı olmadı kendimce.
    --spoiler--
    4 ...
  6. 38.
  7. içimdeki john nash'in fısıldadıklarını duymamı sağlayandır.
    3 ...
  8. 49.
  9. mehmet günsür ve serra yılmaz 'ın alınlarına sürülmüş bir kara lekedir benim için.
    3 ...
  10. 5.
  11. insan için en etkileyici olanı kendisinin ki olan şey.*
    3 ...
  12. 30.
  13. kimi zaman bir nefestir nefesini adadığın bir ömrü bir ana sığdırdığın.

    "yıllarca sesini duymadığım oldu. yıllarca yüzünü görmediğim hem de hiç. bazen günlerce aklıma gelmezdin bile. severdim ama seni. bu nasıl bir sevgiydi sensiz yaşıyordum. hatta senin varlığına rağmen seviyordum da, öyle sanıyordum şimdi anladım sevmiyormuşum. sesini duymak istemiyordum bazen. sesin acıtıyordu çünkü, sesin hiç gelmeyecek şafak vaktini hatırlatıyordu. sen yoktun.

    bir tek sesin var bende senden kalan senden yadigar
    bir tek sesin var bende ondan vazgeçer miyim kendimden geçer miyim?
    özledim çok özledim
    bakışının bittiği noktada ölmez miyim?
    gel desen gelmez miyim ?

    seni seviyorum

    elleri hiç dinlemedim
    bitecek olsa biterdi bitmedi benimle kaldı
    16 baharı sattım 17. bahardayım

    sesin kaç bahar eskitti benim sessizliğim senin yokluğun
    ayrı çoğrafyalar ayrı insanlar ayrı diller

    hep bir kumral ten üstünde ezildim

    ben bir hayali bekledim sen o kişiysen

    gelecek misin ?

    sesimsin sessizliğim "
    3 ...
  14. 7.
  15. 6.
  16. gaz, katı ve sıvı cisimlerin moleküllerinin hava basıncında yaptıkları dalgalanmaların kulakdaki etkisinden oluşan duyudur. bu basınç miktarı normal atmosfer basıncının milyonda biri olan mikrobar veya dyne/ cm2 olarak belirlenmiştir. (bkz: desibel)
    2 ...
  17. 3.
  18. Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşim.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük