siz, 2000'lerin; ben ise, 40'larımın başını yaşıyordum.
selbest galerici bir arkadaşımla ankara'ya gitmiş idik. bekar bir seyahatti. ancak sadık insanlar olarak, bekarlığın keyfini belli sınırlarda çıkaracaktık.
saklıkent vardı. hala var mıdır bilmem. oraya gitmiştik. nefis bir yerdi, vega da nefisti.
bu sabah galeriye giderken çaldı bu parça. eskilere götürdü beni. ankara bile daha güzeldi eskiden. ki ankara ne kadar güzel olabilir değil mi?
uzattım. bu harikulade şarkıyı birlikte dinleyelim mi balım?
Kıpır kıpır ama bir o kadar da insanın içini acıtan vega şarkısı. Hanım ablamız önce yara aldığından sonra ise yaralanan değil öldüren olduğundan bahsedince boş ver be ne gerekti bu itirafa diyorum, öldürdüysen vardır bir sebebi hem yaralanmadıysan bile çizilmiştir bir yerlerin yoksa neden öldüresin diyorum. Kimi teselli ediyorum şarkıyı dinlerken belli değil. Sen yine de sil ablacım savaş boyalarını, olmaz ki öyle.