Üniversitede Staja giderken hemen hemen herkesin yaptığı idi. Bir kız ile hep en son ikimiz bindiğimizden yan yana otururduk. Edirne'ye kadar uyurdu. Bayağı uykucu bir tipti sanırım. Bindiği gibi "günaydın" der ve uyurdu. Kafası omzuma düşerdi, ilk başlarda uyanıp "ay çok özür dilerim" derdi, sonra umursamadan 1 saat boyunca öyle giderdi. Kıza dair bunun dışında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum. Sevimli bir kızdı ama pek konuşmadım, böyle saçma ve tatlı bir rutin olarak kalsın istedim. Eminim şimdi de uyuyordur koala gibi.
sabahın köründe uyanmayı katlanılır kılandır. hele ki trafik varsa.
zaten istanbul'da herkes trafikten şikayet ederken, "inşallah trafik vardır" diye dua edenler sadece işe servisle gidip gelenlerdir.
yeriniz sabit ve oturduğunuz koltuğun hemen üzerindeki hoparlörden, arabesk bir radyo kanalının yaptığı yayın kulaklarınızda çınlıyorsa, serviste yanında oturmaktan başka çareniz olmayan, her sabah işkembe çorbası içen ve konuşmayı da bir onun kadar seven bir mesai arkadaşınız varsa rezaletin tavan yaptığı durumdur. bırakın uyumayı, taksi tutup gitmeyi bile düşünürsünüz. fakat aldığınız maaş ve patronunuzun zam yapma olasılığı aklınıza geldiği an her şeyin yalan olduğu andır.