o kuytu köşede beklerdim seni
elinde kitaplar koşardın bana
tertemiz duygular kaplardı bizi
hiç unutulur mu okul yılları...
söz konusu servisin okul servisi olduğunu anlatabilmek için cengiz kurdoğlu'nu entrymin başına getirdim. ha, ömrü hayatında bir kez olsun fabrika servisinden kafalarını dışarı sarkıtıp yoldan geçenlere laf atan elleri nasırlı işçileri görmüş biri çıkar derse ki, artistlik yapmak maksadıyla uzun cümle kurmaya yöneldin ama sonunu getiremedin, hızlı atın boku derse hak vermekten başka yapabileceğim hiçbir şey olmaz.
beni en çok korkutan şeylerin başında geliyor bu. kendimi, kısa deri montlu serseriler tarafından java motosikletlerin üstünde zincir sallayarak tacize uğramış gibi hissederim (öyle bi korku ki, cümle devrim devrim devrik). camdan yarı beline kadar sarkıp 'şişşş laaaaan sakallıııaaaaa' diye bağıran 13-17 yaş arası piç kız! çok büyük tehdit unsurusun benim hiçin. ve de mecip türk milleti için.
karşılık versen çare olmaz. en iyisi başını öne eğip yürüyüp gitmek. tek sakallı sen değilsin. ya da mavi kazaklı tek mal (ki kendisi bu ifadeyi kullanmaktan zerrece çekinmedi)...
şimdi işin diğer tarafına bakalım. hayata, o okul servisinin camından bakalım. içerden, olayların tam ortasından, göbeğinden. oradaydım belgeselinin bu bölümünde sibel var. sibel, o anda ve ona benzer her anda servisin içindeydi. evet, bu hareketinin nedenini açıklar mısın bize? amaç neydi o eylemde?
- ne biliiim yaaa, canım istedi işte.
cevap bu işte. canım istedi yeaaa! işin bir de üçüncü boyutu var:
ahmet bey 42 yaşında. bıyığı ve gözlüğünden de rahatlıkla anlaşılabileceği gibi, o bir baba. kız babası. kızını çok seviyor, bir dediğini iki etmiyor. üzerine titriyor.
çok sıkılmadıysan, olayın dördüncü ve son boyutuna (valla bu son bak) da göz atalım: ahmet bey'in içindeki diğer ahmet'e. o yıllarca bastırılan, ortaya çıkmaması için büyük çaba sarfedilen iç ahmet. şu kızı bi adam akıllı dövebileydik, böyle başına buyruk olmazdı. canım istedi yeaaa'yla olmaz ki canım! terbiye veremedik buna. yarın öbür gün kaçar gider bu. kaçar gider de 4 gün sonra haberimiz olur. şimdi nerde misal? arkadaşında ders çalışıyor. ben geri zekalıyım ya! bi döveydik adam akıllı...
servisin içindeki çocukları baya bir eğlendiren dışarıdakileride dumur eden olaydır. bir şey de diyemezsin yolda mal gibi kalırsın böyle ne geçti lan şeklinde.