bazı şirketlerin çalışanlarının, işe gidiş gelişlerini kolaylaştırmak ve dakikleştirmek için sundukları hizmet.
sabah gelir kapınızın önüne, alıp işe götürür, sonra paket gibi alıp tekrar evinize bırakır. the sims'ten hiçbir farkı olmayan hayatın oluşumunu tamamlayan unsurlardandır.
geçen sabah saat 7.30'da uykusuz bir halde işe giderken, şoförünün, "karpuz kestim yiyem mi ben soğuktan ölem mi" gibisinden, kendini yırtarak şarkı söyleyen yıldız tilbe'yi dinlettiği, bu nedenle ilk defa işe gitmeyi çok istememe neden olan araç.
ingilizce service sözcüğünden türkçeye telaffuzu ile aynı yazılımla geçmiş, aslında hizmet anlamına gelen sözcüktür. yani servis hizmeti sözcük kalıbı da benzini full doldur, otobüs full dolu gibi yabancı dilde sözcüklerin yanlış kullanımına bir örnektir.
fransızcadan dilimize sızan sözcük. ona da latince "kölelik" anlamına gelen "servus" sözcüğünden sızmıştır. yerine göre "hizmet" sözcüğünün kullanılmasında fayda vardır.
yaz gunu kaloriferi bozulan ve bu ayda fırın gibi olan, klimayı acsada soguyamayan, ısrarla masraf çıkacak diye tamire götürülmeyen berbat bir arac, not: kısın bu kaloriferi boyle yakmadı lan bu herif, yakında dayak yiyecek olan şoförün kullandığı arac..