hukuk profesörüdür.
vurulduktan sonra yurtdışında yaşamaya başlamıştır.
özellikle felsefe ve tarih anlamında hayran bırakacak bir birikime sahiptir.
"bilme"nin ne kadar yüce bir şey olduğunun yaşayan kanıtıdır.
kaynak niteliği taşıyan eserleri vardır. yaratıcı aklın sentezi gibi..
tespitleri zaten kendi aydınlığının açıkça göstergesiydi...
"işler öylesine tezgâhlanıyor ki, daha liseden başlayarak gençlerin gözlerinin önüne bir "duman perdesi" çekiliyor; içinde yaşadıkları çağa ve topluma yabancılaştırılıyorlar. Liselerden üniversite ya da yüksekokullara bu durumda gelen öğrenciler de, ne kendi aralarında ne de öğreticilerle bir "kültürel diyalog" kurabiliyor ve bir "kör dövüşü"dür gidiyor." (Uygarlık Tarihi'nden alıntı)
Kendisinin çok sağlam bir kaleminin olduğunu düşünüyorum. O kalemi yüzyılarca insanlığı aydınlatacak. Çünkü karanlık üzerinden para kazanmak, pek çoğumuz için alışkanlık olmuş... Aydınlık içinde yatacağı aşikar, sadece eserleri bile insanlığı aydınlatabilecek cinsten...
türkiye'nin yetiştirdiği sosyolog,siyaset bilimci, anayasa hukuçusu, düşün bilimadamı ve aydınlık için her daim mücadele eden, zulme karşı hukuku,insanı, emeği, sanatı savunan, anlatan gerçek aydın. bedeni bu dünyadan ayrılsa da eserleri, aydın ve insan olma sorumluluğuyla yaşadığı örnek hayatıyla ölümsüz olan özel ruh, brecht'in* tanımladığı anlamda insan olmayı başarmış dahası insan yetiştirmeyi başarmış değerli insan.
--spoiler--
Cumhuriyet gazetesi yazarı Ali Sirmen, Tanilli'yi ''bir aydın, bir edebiyat meraklısı ve bir bilimadamı'' olarak niteledi.
Sirmen, Tanilli'nin ayrıca yılmaz bir mücadeleci olduğunu belirterek, ''Toplumcu yanı her zaman önde gelirdi ve uğradığı büyük saldırı dahi onu hayatta büyük bir mücadeleci olmaktan alıkoymamıştı'' dedi.
12 Eylül 1980 darbesi öncesinde istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğretim üyeliği görevini yürüten Tanilli, 7 Nisan 1978'de uğradığı silahlı saldırı sonucu felç geçirip sakat kalmıştı.
Tanilli 1980'den sonra Fransa'ya gitti ve 2000 yılına kadar bu ülkede Strasbourg Üniversitesi'nde akademik çalışmalar yaptı.
Türkiye'ye geri döndükten sonra 2000 yılında Cumhuriyet gazetesinde yazmaya başlayan Tanilli 2006'da ''Sertel Demokrasi Ödülü''ne değer görüldü.
'Uygarlıklar Tarihi'nin yazarı
Yayıncısı Muzaffer ilhan Erdost, Tanilli'yi, akademisyen kimliğiyle değil, kitapları, yazıları ve etkinliklerde insani ilişkileriyle tanıdığını kaydederken, ''Tanilli vurulduktan ve gövdesi yarım kaldıktan sonra yaşama mücadelesini sürdürdü ve bu yaşama savaşını aynı zamanda yaratma ve faşizme, gericiliğe ve ilkelliğe karşı savaşma olarak yürüttü'' dedi.
Tanilli, Erdost ve ilhan Selçuk 1999'da Tüyap Kitap Fuarı'nda birlikte Pen Yazarlar Derneği'nin onur üyeliğine değer görülmüşlerdi.
Tanilli'nin Uygarlıklar Tarihi kitabını en çok ilgi gören ve etkili olan yapıtlarından biri olarak niteleyen Erdost, ''Her şeyden önce içerisinde yaşadığımız toplumun, Türkiye'nin tarihsel derinliğinden ve cumhuriyetle birlikte bir uluslaşma, özgürleşme ve bağımsızlaşma sürecinden kök alan, yaşadığımız sorunları tahlil eden ve geleceğe ışık tutan bir yapıttır Uygarlıklar Tarihi. Uygarlıklar Tarihi insanlığın uygarlaşmasının özünü içerir ve bu özü Türkiye toplumuna gençliğine tanıtan o uygarlık anlayışını geliştiren bir özelliği taşır'' dedi.
Tanilli'nin çok sayıda eserlerinden bazıları, ''Uygarlık Tarihi, Devlet ve Demokrasi: Anayasa Hukukuna Giriş, Nasıl Bir Eğitim istiyoruz?, Yüzyılların Gerçeği ve Mirası, Candide ya da iyimserlik, Yaratıcı Aklın Sentezi: Felsefeye Giriş, Değişimin Diyalektiği ve Devrim, Dünyayı Değiştiren On Yıl, Fransız Devriminden Portreler ve Din ve Politika.'' *
--spoiler--
--spoiler--
'O SÖZLER Ki BiR KEZ ÇIKMIŞTIR AĞZIMIZDAN..."
Server Tanilli'nin ' Uygarlık Tarihi ' adlı kitabının sonunda, istanbul DGM'ye verdiği savunması yer alır. Server Hoca şöyle diyor:
''... Çağına ve topluma karşı görevini yerine getirmiş bir hocanın huzuru içindeyim şu anda. Yazdıklarım yazılması gereken şeylerdi. Bugün yazmaya kalksam, -en azından- gene aynı şeyleri yazardım. Hiçbiri hakkında en ufak bir pişmanlık duymuyorum. Kalemimden çıkmış her cümlenin, -cümle ne demek- her kelimenin ve hecenin altında, entelektüel şeref ve haysiyetim yatmaktadır. insanım, hayatta dönebileceğim şeyler olabilir. Ama entelektüel şeref ve haysiyetimden - ölüm pahasına da olsa- dönemem. Attila ilhan'ın o yeni ve unutulmaz şiirlerinden birinin son mısraları geliyor aklıma:
O sözler ki kalbimizin üstünde/
Dolu bir tabanca gibi /
Ölüp ölesiye taşırız/
O sözler ki bir kez çıkmıştır ağzımızdan/
Uğrunda asılırız.''
--spoiler--
kelimelere dökülemeyecek kadar değerli bir yazar..yazdığı kitaplarda fransız ihtilaninden çok etkilendiği görülür. türkiye de özelikle liseler de tarih, sanat, felsefe, edebiyat ve sanat gibi temel kültür konularında gençlere bilinçli olarak bir şey verilmez, öğrencilerin kafalarına yalan yalnış, abuk sabuk, bir şeyler doldurulmaktadır. amaç ne yapıp edip gençlerin uyanmasını engellemektir.bu oyunu bozmak için de uygarlıklar tarihi adlı şahaser kitabını yazmıştır..okuyun, elinizden bırakamayacaksınız...
tarihsel bilgi birikimi hakkında yorum yapmaya zaten gerek yok, tarifsiz bir bilgiye sahip. fakat asıl bahsedilmesi gereken iki şey var ki,
tarihsel bilgiyi yorumlama, karşılaştırma yeteneği ve olaylar arası ilişkileri kurup benzerlikler ve farklılıklar üstünden bugün, geçmiş, gelecek üçgeninde tarihi sürekli yaşayan bir bireymiş gibi sunması, sosyoloji ve politika felsefesiyle harmanlaması onu başarılı kılıyor.
tabi cesaret ve doğruyu söylemekten çekinmemek de onu başarılı kılan en önemli etkenlerden...yadsınamaz.
Kimilerinin kapalı gözlükleriyle okuyarak elbette anlayamayıp, anlayamadıklarını ateş püskürerek gösteren,aslında 'saygı' isterken , kendilerinin 'saygı'sızlık yaptığını fark edemedikleri usta kalemdir.islam çağımıza yanıt verebilir mi adlı yapıtında bir saygısızlık yapmamış, sadece din'in kendi düşüncesine göre çağımıza yanıt veremeyeceğinin sebeplerini sıralamıştır. Ha, bu fikre ister katılırsınız ister katılmazsınız..Aslında onu anlamadan acımasızca yargılayanlar kitapta demek istediğini ispatlamış oluyorlar ,Tanilli'yi eleştirerek onun söylediklerinin belgesi konumuna düştüklerini , (kitabı anlamadıkları için) göremiyorlar. Üstada saygım sonsuz.