Adam diyor ki biz reklamla geçiniriz. Peki kabul, peki siyasi perti reklamı gördük mü, görmedik. Sadece planlı ve kirli bir algı yönetimi gördük. Hoş buradaki kitle gerizekalı değil. En azından bir kısmı değil. O yüzden o paraların boşa ödenmiş olduğunu, hatta ters etki bile yaptığını açıkça gördük.
ikinci nokta da şu; adam diyor ki, siyasi partiler envanterinde fatura tutmak zorunda, o da basına yansımış, bunda yanlış olan bişey yok. Biz kurum olarak her partiye eşit mesafedeyiz. Ona da kabul. Peki madem eşit mesafedesiniz, bu adı geçen parti ve iki sözlükte de yapılan kara propaganda neden örtüşüyor? Nerede kaldı eşit mesafe?
Zurnanın zırt dediği asıl nokta da en sonunda, "ben atatürkçü ve türk milliyetçisiyim" demiş. işte bu kısmı çok can alıcı. Pkk bayrağının altında poz kesen dansöz de asenaydı zaten.
Senin ne olduğunu herkes biliyordu zaten. Şimdi iyicene kalıba döktün, sıvayıp kimlik şekline soktun, soğuk mührü basıp üzerine de tüyü dikmiş oldun.
Her gece sözlüğe ekip halinde gelip evet propagandası yapan ve nefret saçan müşrik ak trollere Referandumdan 2 hafta öncesinde "müşrik" dedim diye hesabım 3 günlüğüne askıya alındı ama referandum gününe kadar açılmadı. Yani 10-15 gün sürdü.
Özetle demek istediğim şu: kimi kime şikayet ediyorsun? Bu müşrik piçlerden moderatörler içerisinde yok mu sanıyorsunuz? Siyasette fetöcü yok denilen bir ülkede yaşıyoruz bırakın adalet aramayı.