türkiye`de her kesimden farklı insan profillerinin var olduğu tartışma götürmez bir gerçek. buna örnek olarak aşırı dinci şeriat yanlısı bir babanın evladınıda kendi inandığı doğrulara çekme çabası sonucu aile içinde çeşitli kuşak çatışmaları pek aşikardır günümüzde. son türban meselesiyle iyice gerilen ortamdan rahatsız olan babanın televizyon da haberleri izlerken ki medyanın yanlı haberlerinden tutun, cumhuriyet ve türban mitinglerine kadar her şeyde bir güzel bu insanlara sövüp sayması sonucu, evladın arada dayanamayarak babasına karşılık vermesi neticesinde bir nevi tartışma programlarında ki atışmalara dönüşmesi durumu ortaya çıkar.
laik evlat söze başlarken bak baba, sövüp küfrediyorsun ama insanların çekinceleri var. hayatlarını kısıtlama altında hissettikleri için var olan düzeni koruma iç güdüsü var. bunda yadırganacak ne var ki, insanlar istedikleri şeye inanabilir, inanç meselesi tamamen vicdanidir. devlet alanında dini siyasete karıştıranları görüyorsun işte. gerginlik ve huzursuzluktan, kaostan başka bir şey getirmiyor. evet haksızlığa uğrayanlar, isyan edenler olabilir ama bunu kendi çıkarları için kullanıp laik düzeni, binbir zorlukla kurulmuş cumhuriyeti tahrip etme çabasında bazı insanlar var. ortadoğuda ki ülkelerin halini görüyorsun, şeriatla yönetilen bu yerlerde insan hakları ve hukuktan söz edebilirmisin ya da bizden daha gelişmiş olduklarını idda edebilirmisin babacığım.
şeriatçı baba büyük bir sükunetle dinlediği evladına cevaben, ben onu bunu bilmem laik oldukta ne oldu başımız göğe mi erdi. allah inancı yüksek bir milletin, devlet eliyle dinsizleştirme politikasını reddediyorum. insanlar neden maneviyatta dini yaşamaları konusunda zorlanıyor. neden bu fikirleri açıkça empoze etmek yasaklanıyor, hani nerde sizin o çok methettiğiniz demokrasi, insan hakları zart zurt. gencecik kızlar neden üniversite kapılarında polislerce coplanıp göz altına alınıyor. neden yolda yürüyen ya da bir mekanda oturmuş türbanlı kadınları tükürüp yağmuruna tutup hakaret ediyor sizin sözde laik kadınlarınız. neden ezan medyada bilinçli bir tartışma konusu oluyor, yüksek ses ve çevreye rahatsızlık bahanesiyle okunmaması için telkin ediliyor. ona bakarsan arabalar ve uçaklarda çok ses çıkarıyor sürekli ama iki üç dakikalık ezan sesi onlara batıyor.
tartışma bu şekilde uzayıp gidiyor ama yazımızda burda bitiyor. gökten üç elma düştü biri bana, biri bu yazıyı okuyana, biri de tüm vatandaşlarımıza.
