bu da o dahili ve harici bedbahlarımızın aramıza soktuğu fitne fesatlardan biridir. türkiyenin yönetim şekli bellidir...
I. Devletin şekli
MADDE 1.; Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
MADDE 2.; Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti
MADDE 3.; Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Millî marşı; istiklal Marşıdır.
Başkenti; Ankaradır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
MADDE 4.; (bkz: Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.)
Herşey burda açık ve net bir şekilde ortaya koyulmuştur ve buna ne başbakanın ne cumhurbaşkanının nede imf nin amerikanın gücü yeter! yönetim şeklimizin değişmesinin tek yolu ülkemizin istila edilmesidir.
anlamıyorum ya bizim halkımız cidden gazlamı çalışıyor?
şeriatın kelime anlamını bile bilmemesi muhtemel insanlar tarafından yumurtlanan uydurmadır.
bilgi değildir, safsatadır, uydurmadır, provokasyondur.
yahu kardeşim siz adamı zorla akp'ci yaparsınız... akp'li değilim, eleştirilecek bir sürü noktası var.
terörist yardakçılarıyla görüşme yapıyor diye eleştiriyoruz, entellektüelizm oynayıp faşistlikle itham ediyorsunuz...
en köklü kurumlar birkaç yıllık ciroları fiyatına satılıyor diyoruz, ekonomi cahili ilan ediyorsunuz.
ülke yavaştan yavaştan kuklalaştırılıyor diyoruz, provokatörlükle itham ediyorsunuz.
amerika'nın oyuncağı oluyoruz diyoruz, paranoyaklıkla itham ediyorsunuz..
ab bir aldatmacadır, almayacaklar diyoruz içe kapanık olmakla suçluyorsunuz...
sonra da bunları bırakıp hiçbir zaman ispat edemeyeceğiniz bir isnadı; insanların türbanı siyasal simge olarak taktıklarını uydurursunuz..
beynini mi okudun güzel kardeşim? açıp baktın mı kafasının içine?
yolumuz bir.. ikimiz de tayyip gitsin istiyoruz. ama sen ona türban kisvesinde saldırırsan seni de gömer tayyip başbakanlık koltuğunda...
türban takan milyonlarca insanı rencide edersen, onların temsilcisi olarak ta akp'yi atamış olursun...
türban takanlara aşağılık mahluk gözüyle bakarsan onlara tek çıkış noktası olarak akp'yi bırakırsın...
sokaklara çıkmaz mısın? anadolu' da hiç bulundun mu? sosyete olmayan civarlarda başörtülü insanların çokluğuna hiç şahit oldun mu? her yerde başı açık/kapalı insanların birarada yaşadığına, dostluklar kurduğuna tanık oldun mu?
daha da can alıcısı:
oğlunu vatan için şehit vermiş annenin gözyaşlarını başörtüsüne sildiğini gördüğünde hiç utanmadın mı?
utanmazsın biliyorum. çünkü şehit erde başörtüsü yoktu...
siz laiklik elden gidiyor diye feryat eden chp'nin, diğer marjinal dinciler*de ülkeyi sizi kullanarak karıştırmak isteyen akp'nin maşası olmuşsunuz bağırıyorsunuz.
lakin ezici çoğunluğun temsilcisi yok ortada...
türban veya başörtüsü takan ama ülkenin yönetim sistemiyle hiçbir alıp veremediği olmayan sessiz çoğunluğun temsilcisi yok.
hem müslüman hem laik olan insanların temsilcisi yok...
bir tarafta dine saldırarak prim yapmaya çalışanlarla, diğer tarafta dini kullanarak prim yapmaya çalışanlar bas bas bağırıyor.
ama başörtüsü takıp ta şeriat istemeyen ezici çoğunluğu savunan yok..
yakala oğlum deniyor birilerine, onlar da hav hav hav koşuyor...
-şeriata çeyrek var.
-neden türbana saldırıyorsun.
-ben türban ile ilgili hiçbir şey söylemedim.
-şehitler ölmez.
-şehitlere nereden geldik?
-özelleştirmelere hayır.
-ne özelleştirmesi?
-adamı zorla akepeli yaparsınız.
-konumuz bu muydu?
-siz şeriat nedir de bilmezsiniz?
-bilmediğimi nereden biliyorsun a cahil, a aklı evvel?
tipik bir cumhuriyet okuru olan ulusalcı-laikçi-baskıcı-jakoben bünye iddiasıdır.
- pardon saatiniz kaç acaba?
* şeriata çeyrek var.
- amca ben saati sordum. otobüs 12:15'te bu duraktan geçiyor.
* otobüsü çoktan kaçırdık evladım. biz durakta beklerken "durmak yok yola devam" diyenler şeriati getiriyor.
- amca bırak allahaşkına cumhuriyet gazetesi nutuklarını saati söylemeyeceksen söyleme. çattık ya.
* söyledik ya oğlum şeriata çeyrek var.
- ???!!!
girilen entrylere bakarak yeni neslin akp nin ve islami kesimin beyin yıkama sürecinden ne kadar başarıyla etkilendiğine üzülerek şahit olmama sebep olan başlık. hey gidi atatürk gençliği böyle mi olacaktın ?
çeyrek kelimesinin izafi olduğunu gösteren durumdur. bu cümledeki çeyrek, her an olabilirle eş anlamlı olup Mustafa Kemal'in kemiklerini sızlatan bir icraat girişimidir.
(bkz: kime göre neye göre). her ne kadar amaçları o gibi görünse de bunu yapamayacaklardır. çünkü ağababaları izin vermeyecektir. rahat bir hayatı terkedemezler.alışmışlar bir kere. şeriat kolay değil arkadaşım. uygulayıcısı açısından da uygulananlar açısındanda.
çeyrek bütünün dörtte biridir ve bu ifadede bütün de belirtilmemiştir. dolayısıyla ifade bu haliyle belirsizlik belirtir. siz bu ifadeleri kullananların içinde bulunduğu duruma kısaca çağı yakalayamayanların kafa karışıklığı da diyebilirsiniz.
