osmanlı kültüründe, adalet anlamıyla telaffuz edilmiş, dini yönetim olarak kullanılmamıştır.
ancak tarihsel süreçler incelendiğinde, osmanlıcılık kavramının yavaş yavaş yerini ümmetçi anlayışa bırakmasından sonra şeriat kelimesi gerçek anlamıyla telaffuz edilmeye başlanmış, ve tüm devlet sisteminin din kurallarıyla belirlenmesi isteği olarak ortaya atılmıştır.
bilimsel olarak değerlendirildiğinde şeriat, 16. asra kadar hıristiyan toplumu geriye, islam toplumunu ileriye götürmüştür.zira islamiyet kuralları ve sistemi bakımından hıristiyanlıktan ilerde bir sistem/felsefedir.
ancak tüm ideolojiler/sistemler gibi islam da belirli bir zaman dilimiiçin ileridir.koşullar ve kuşaklar değiştikçe(değişmez dogmatik kurallar bütünü olduğu için) islami kuralar toplum düzeni için tehlikeli olmaya başlamıştır.
zaten dikkat edilirse 17/18. yüzyıldan sonra isevi toplumlar din kurallarını devlet yönetiminin dışına itmiş ve dogma olmayan değişebilen sistemlerle, ortaçağ avrupasına dönen islam toplumlarını arkalarında bırakmışlardır.
şeriat isteği ilk zamanlarda adalet isteğini ifade ederken, bir süre sonra şeri hükümlerin gerici hal alması dolayısıyla adaletten ziyade imtiyaz isteğine ve din toplumu oluşumuna doğru kayma göstermiştir.
avrupa bu hastalıklı durumu 18. yüzyılın sonunda aşmış ancak islam kültürünün egmen olduğu ortadoğu toplumları hala aşamamıştır.çünkü islami anlamda skolastik çağ 18. yüzyılda yeni başlamıştır.
umarım islam kültüründeki reform ve rönesansı yakın zamanda görürüz.ve yine umarım öncesinde hıristiyan toplumlarındaki sancılı ortaçağ kültürünü az hasarla atlatırız.
tuhaftır, bu cümle devletin yönetim biçiminin şeriat olduğu bir dönemde söylenmiştir. meali alisi, adalet, hak talep ediyoruzdur. ama m. kemal ve avanesi bu cümlenin masumiyetini sonraki yıllar aha bunlar o mürtecilerin devamı şeklinde öyle şık bir edayla kullanmışlardır ki bir anda dans edip alkol tükettikleri için modern olabilmişliklerini ayakta tutacak bir dayanak halini almıştır.
bir dönemin en popüler söylemi, ama sonunda sert bir şekilde bastırılmış bir istek, bir rüya o rüya şimdi gerçek olabilir. bitmek tükenmek bilmeyen bir fikir, şimdi bizi yöneten durumunda.