ortadoğu ya gidin. ve şeriatçı olun. orada dinci dostlarınızla birlikte zaten sefil durumda yaşayan insanları kafir diyerek tek tek kafaların keseceksiniz. (deve sidiği eşliğinde)
not: deve sidiğini reddetmekten kaçının. reddedenin de kafasını kesiyorlar. çünkü bu hadisleri reddetmek demek. ben değil. bunu din diyor.
empati kurmayın çünkü kurarsanız kimseyi öldüremezsiniz. zaten katillerin empati yeteneği gelişmemiştir. bu da bilinen bir gerçek.
öldürmemeyi rasyonelliğe veya dogmalara bağlayan insanlar aslında empati yapabildiği için bunu yaparlar ancak özüne indiğimizde temel duygunun korkaklık olduğunu görürüz.
bir nevi içgüdüsel olanı gizleyip rasyonelliğe veya dogmalara başvuruyorlar.
Galatasaray lisesi mezunu olun. Boğazicini filan bitirin. Yarım yamalak da iki kişiyi öldürün. Valla bütün ülke sizi konuşur, ne zeki adammış, okuduğu okuldan belli filan derler..şaniniz yürür.
nerdeyse herkes tarafından kabul edilen bir durum ki şudur; "zeki olacaksın".
ama işin iç yüzü biraz karışık!
şöyle bir mantık var;
şimdi biz bu adama zeki diyorsak, bir bilim adamıyla karşılaştırıp da zeki demiyoruz herhalde. seri katiller, normal katillere göre zekidir sadece.
düşünün ki anlık bir sinirle katil oldunuz, trafikte falan hiç demiyor musunuz "lan şu adamı öldüreyim" diye, yaptınız diyelim. bunu yaptığınız için geri zekalısınız. sinirlerinizi kontrol edemiyorsunuz, psikolojik destek görmeniz gerek, toplum tarafından; bok herif, pis katil, kötü adam, daha fazlası; istenmeyen adam olarak ilan edildiniz. tek insanı öldürünce ve bunu yapınca yakalanınca da aynı zamanda bide becereceksiniz.
ayrıca birini öldürdüğünde 20 sene kafadan yiyorsun, çıkınca da hayat çok boktan olur zaten. seri katil olunca da ömür boyu yiyorsun, ömrün ne kadar ki o hapishanede?
hadi 60 sene olsun. ama 3 adamdan fazla öldürürsen normal katile göre kardasın işte, promosyon hesabı gibi düşün. ki seri katil dediğin en az 6-7 adam öldürür bence, baya karda yani.
adam senin gibi mi, çatır çatır öldürüyor ve her öldürdüğüyle kendine hayran kitlesi oluşturuyor.
ilk öldürdüğünde kendisine yapışmış olan pis katil, geri zekalı imajı öldürmeye devam ettikçe siliniyor, yavaş yavaş kendine has bir tarzı ve taraftarları, şakşakçıları oluşuyor, bir gücün simgesi oluyor.
işine saygı duyuyorsun, "işini iyi yapana her zaman saygı duyulur" lafı da buradan mı çıktı bilmiyorum. hangi işi yapıyorsan yap ama iyi yap gibi bir şey vardı birde. testere film serilerine bakın nasıl da hayranlıkla izliyorlar. ya da v for vendetta, o da bir bakıma katil, adam öldürüyor işte, adam devrim yaptı lan! devrim yapabilen adama nasıl geri zekalı diyebilirsin ki. düşünmüş de yapmış işte.
öncelikle kurban sizinle ilgisi olmayan, daha önce tanışıp konuşmadığınız biri olursa çok iyi olur.
kurban kimselerin olmadığı yere kadar takip edilir.
bir kement yardımıyla boğulurak öldürülür. eğer olay esnasında bir boğuşma yaşanırsa kurbanın tırnak içi temizlenir.(dna örneği için)
kurban soyulur ve yıkanır. kıl tüy yün gibi şeyleri üzerinde taşımaması için. sonra kalbine kendi imzanızı atarak olay mahallinden olabildiğince gizli bir şekilde uzaklaşılır.
her seri katilin bir felsefesi vardır en önemli madde bu heralde :D
ikna kabiliyetinizi geliştirin.
kendinizi saklayın.
her şeyden önce iyi bir oyuncu olun.
içindeki psikopati sadece öldürme yönteminde açığa vurun.
hayal edin ve yapın.
akıllı olun demiyorum, zaten öylesiniz.
bir adet buzdolabı kutusu.
hava geçirmeyecek kalın naylon poşetler.
bir top kadar kumaş.
kireç, tuz ve zirai ilaçlar.
yalıtım köpüğü.
destek için sünger.
cesedin çürüdükçe katlanmaması için sağlam ahşap destekler ve suntalar.
güçlü yapıştırıcılar.
öncelikle cesedi kireçle ve tuz ile birlikte kumaşa saracaksınız. iyi sardığınızdan ve dağılmayacağından emin olun ve iple bağlayın, yapıştırın bantlayın. paketleyin işte canım.
sonra üzerine zirai ilacı bolca sıkın. ki ceset kurtlanacaktır ve bu ilaçlar kurtların dışarı çıktıkları anda ölmesini sağlar.
bir iki kat naylon poşete koyun.
ama poşetleri bir baş kısmından bir ayak kısmından geçirin ki havanın dışarı çıkması zorlaşsın.
poşetlerin ağızlarını da eriterek ve yapıştırarak sağlamlaştırın. bu işlemi tekrarlarken araları yine ilaçlayın.
tavsiyem ilaçlama yapacağınız zaman tekrardan kumaş ile sarmanız. çünkü bu tarz ilaçlar kumaşa işler ve tutulur. naylonda durmazlar.
sonra ahşap desteklerimiz ile cesedi bükülmeyecek şekilde bir kafese alın. naylonlarla istenilen kalınlığa kavuştuktan sonra zaten sıkışacaktır.
kafesi sıkıca yapıştırıp çivilerle çakarak yapabilirsiniz, bu size kalmış bir tercih. yapıştırma ve çakmayı birlikte tavsiye ederim çünkü ceset şişince bu kafesi zorlayabilir. sonra kafesin çevresini suntalayın ve dışını yine naylon bir torbayla kaplayın, cesedi iyice muhafaza edin.
buzdolabı kutusunun köşelerine ve kenarlarına süngerleri güçlü yapıştırıcılarla yapıştırın.
kafesi buzdolabı kutusunun tam ortasında asılı kalacak şekilde yerleştirin. kenarlarını iyice sağlamlaştırın destekleyin yalıtım köpükleriyle doldurun.
içinde ne kütük gibi dursun ne de çok sallanarak dağılsın. kutuyu dikkatlice kapatın ve açılmayacak şekilde plastik şeritlerle mühürleyin.
yapmamanız gereken şeyler; kutuya gazete kağıdı koymak, tarih verir çünkü. kutuda görülebilecek markaları yok etmek. seri numarası fatura gibi şeyleri imha etmek. parmak izi gizlemek zaten farz. kutulama işlemi sırasında sigara içmeyin. deri hücrelerinizi gizleyin, çünkü ceset yıllar sonra bulunduğunda 60 70 yaşınızda hapse girmek istemezsiniz. bu işlemi yaparken kıl saç gibi şeylerin dökülmemesine de özen gösterin. bone filan takın ne bileyim.
artık cesediniz bir buzdolabı kutusunun içinde mumyalanmış bir vaziyette, koku yapmayacak çürüse dahi dışarıya hiç bir etki çıkartmayacaktır.
tabi ki dikkat de çekmeyecektir.
şimdi bu büyük ve ağır kutu ile ne yapacaksınız? kimse evinin bir köşesinde cesetle yaşamak istemez.
ne yapmalı?
ülkenin bir başka şehrinden bir apartman dairesi kiralayacaksınız. apartmanın büyük olmasına dikkat edin ve bodrumunu mutlaka görün.
kendi evinizin içindeki eşyaları taşımanız sıkıntı yaratacağı için, ikinci el eşya kiralayın ve şehirler arası nakliyat ile kutunuz da içinde olacak şekilde bu binaya taşının.
kutunuzu ve bir kaç eşyanızı apartmanın bodrumuna koyun evinize yerleşin.
bu süreçte bodruma inin diğer eşyaların bir kısmını alın ve kutunun yerini değiştirin. genelde her daire için ayrılmış bölüm olur, kutuyu kendi bölümünüzden genel bir bölüme koyun ve diğer bir kaç şeyin arkasına saklayın. ve kutunun zemininin ıslanmayacak olmasına dikkat edin.
1 2 hafta sonra evi kiralamaktan vazgeçin ve geri taşının, kutunuzu bodrumda bırakın. kimse ayıkmaz zaten.
aldığınız ikinci el eşyaları bir yerlerde satın, ve rahatça dolaşın.
kutunun akibeti ne olacak?
kutunuz kimse tarafından farkedilmeyecek önemsenmeyecek. bodrum temizliği olsa dahi çekilip arkası temizlenecek geri yerine koyulacak.
kimse bodrumlarla bu kadar dikkatli uğraşmaz. zaten içinde ceset olduğunu kimse tahmin etmeyecektir.
biri söylemediği taktirde kimse içini açıp bakmakla uğraşmayacaktır. kutu yıllar boyu o bodrumda muhafaza olacaktır.
ayrıca bodrumlar da soğuk olur. mis gibi.
hukuki boyuta geleyim başıma iş açılmasın.
işbu fikir az evvel buzdolabından kola alırken aklıma gelmiş olup, detaylar bizzat götümden sallanmıştır.
belki dünyanın bir çok yerinde bu şekilde cesetler vardır. ilk bulduğunuzu gelip benim başıma itelemeye çalışacak olursanız,
kavga çıkar, iftiradan dava açarım tazminat alırım, ona göre! dağılın şimdi.
(nesli tukenmis yazar ?, 01.07.2013 21:06)
