size de olmaz mı bazen, aklınıza bir fikir gelir, başlığı açarsınız yazılmış bile... yazan yazar çok da güzel yazmıştır, kıskanırsınız... benim aklıma gelmişti lan o fikir, belki ben yazsam daha güzel yazacaktım. ama, geçti bor'un pazarı sür eşeği niğde'ye... geçerken de idare eder, iyi fikirmiş*, ama ben yazsaydım ohoooo... anlamında eh işte'yi göndermek adettendir *
seri eh işte oyu veren yazar, kendi aklına gelen konu ile ilgili yazıldığı için yazı, ufak bir acı ile vermektedir oyunu, işte eh işte oyu, bazen böyle doğmaktadır...
kesin küçüklüğünde bakkal amca bezdirmiştir bunlar. inelim hemen çocukluklarına; harçlığını alıp bakkala giden küçük eh işteci, bütüüün raflara tek tek bakar, her şeyi eller, her şeyin fiyatını tek tek sorar, bezdim bakkal amca, kaşlarını çatar; ama nafile. küçük eh işteci, sanki hayatının son harçlığını almışçasına, en iyisini bulmalıyım en iyisini en iyisini diye aranır da durur. fakat sonrasında, bir türlü tatmin de olmaz bunlar. o kadar çok düşünmüşlerdir ki, artık her nesnenin kafalarında ayrı bir yeri vardır. yaptığı şeyi yaparken bile, yapacağı diğer şeyleri düşünürler. bu eh iştecilerimizin topluma verdiği zarardan daha çokunu kendilerine verdikleri mikroskopla gözlemlenmiştir. başka şeylere odaklanmaktan, içinde bulundukları "an"ın tadını asla çıkartamazlar çünkü.
büyüyünce, şıklı soru doldurma, "hangisini giysem?", "ne yesem?", "kimi arasam?", "bu yazar iyi mi demiş, kötü mü demiş, ne demiş?" vb. sendromlar vazgeçilmezleridir.
dün itibariyle yaran youtube yorumları başlığındaki girileri eksilemiş yazardır.
şahsen benim üç girimin üçüne de eh işte verilince başlığa girip diğer yazarların girilerinin de eh işte oylandığını gördükten sonra varlığından emin oldum.
ancak bunun adı kararsızlık değil düpedüz ibneliktir.
kendisine seslenmek istediğim yazardır.
sevgili kardeşim. varlığına an itibarı ile inandım. senden bir ricam olacak. bak gözünün çapağını yiyim, eksi ver, eh işte verme. ne oluyo lan öyle tabelamızın her yerinde halkalar. valla estetik olarak bilem kötü.
sonra argoda o işaret, top musun oğlum sen demek, ayıp oluyor ama.
Hayat, hepi topu bir "Eh işte..." Bir eh işte, sanki bir "Ah işte..." gibidir. Bir "ah" tır da sanki o an yakıcılığını hafifletip bir "eh"e dönüverir. Bir "ah" ile bir "eh" arası geçiş yürekte hiç de böyle kolay olmayan bir geçişe sahiptir oysa. teşekkürler okuduğun için ve "eh işte" lerin için *
insanı garip duygulara sevk eden yazardır. ne artı oylar ne eksi böyle orta halli bir duygu ama son iyi oylanan entrylerime tıkladığınızda çok güzel durduğu kesin. *