Özellikle üçüncü piyano konçertosuna hayran olunası deha. Eseri genel anlamda her dinlemede yalnızlık ile toplumsal dayatmaya duyulan bir tepki olarak ele alıyorum. Piyano breyi ele alırken yaylılar herkesleşme algısı olarak ele alınabilir.
müziğiyle hem geldiği coğrafyanın soğukluğunu,soğukluğuyla beraber getirdiği zarifliği hem de ortodoks ilahilerine benzeyen kısımlarıyla inandığı(ya da inanlarıyla yaşadığı) dinin kültürünü anlatan müzik adamı.
rus romantizminin kayıp prensi. rejimi desteklemeyen tatar olduğu için bolşevik döneminde abd'ye göç etmek zorunda kalmıştır, ''ah'' diyorum bazen; ''yıl 1904 olsaydı da, bu adamı bolshoi tiyatrosunda canlı canlı dinleme şerefine nail olsaydım...'' derken, o ünlü konçertosu çalıyor kafamın içinde.
bir dahi, bir muhalif, bir bestekar ve bir romantik. kısacası, bir müzisyende bulunması gereken tüm meziyetlere sahip.
C# Minor Prelude'ünü 2 hafta sonra bir konserde yorumlayacağım muhteşem bestecidir. Aykırı notalarla Romantik'ten Çağdaş'a geçişi simgeler benim için.. Zordur çalmak, dinlemek ise bir o kadar güzeldir.
2. senfonisinin 3. bölümü tam anlamıyla bir şaheserdir. tabi ki senfoni bütünüyle çok güzeldir ama özellikle 3. bölümü insanı alıp götürür dinlerken...
sergei vasilyevich rachmaninov, rus romantizminin son büyük bestecisi, 28 mart 1943'te california'da beverly hills'te hayata gözlerini kapamıştır.
sovyet devrimi'nden sonra yaptığı müzikler halkı tarafından burjuvai bulunsada, sonrasında hak ettiği değeri görmüştür.
yeni başlayanlar için 1941 tarihli 4.concertosu tavsiyedir.
1 nisan 1873'te rusya'da doğdu. müzik yeteneğini kuzeni aleksandr siloti keşfetti. bunun üzerine rahmaninov önce özel piyano dersleri aldı, sonrada moskova konservatuvarı'na girdi. 1892'de 19 yaşındayken, puşkin'in "tsigani" şiirinden uyarladığı tek perdelik "aleko" operasıyla altın madalya kazanarak mezun oldu. yaşamı boyunca iki kez ülkesini terketmek zorunda kaldı. ilki 1905'te devrim sonrası, ikincisi 1917'de devrim sonrası... ikisinde de amerikay'a gitti. ancak ikinci gidişinde kaliforniya'ya yerleşti. 28 mart 1943'te yaşama gözlerini kapadı.
rahmaninov çağımızın liszt'ten sonra gelmiş en ünlü piyanist-bestecisiydi, ama yanlış yüzyılda dünyaya gelmişti. 20. yüzyılda yaşamasına rağmen eserleri 19. yüzyılın romantizmini yansıtıyordu.
piyano koncertolarindan 1.cisi ve 3.cüsü cok zor olan, genelde melankolik müzikler yazan, rus olmasina ragmen sanildigi gibi komunist falan olmayan, tam tersine hemen bütün kayitlarini abd´de amerikan orkestralariyla yapmis olan, büyük rus bestecisi...zaten beverlly hiils de öldü.
etude tableaux daki etüdlerin bazilari da cok kaziktir. 3 senfoni yazmistir. paganini rhapsody si, piyano icin yazilmis en güc eserlerden birisidir- piyano koncerto 3 ´ten daha kaziktir bu parca-
bestelerine iç dünyası yansımış büyük üstad. eserlerini dinlerken o karamsar havayı rahatlıkla sezebilirsiniz tıpkı beethoven dinlerken şiddeti sezebildiğiniz gibi.
1 Nisan 1873'te Rusya'nın Novgorod ilinde dünyaya geldi. Müzik yeteneğini kuzeni Aleksandr Siloti keşfederek piyano çalışmak üzere Moskova'ya gitmesini önerdi. Bu öneri üzerine Nikolay Zverev'den piyano dersleri aldı, ardından kuramsal bilgisini arttırmak için Moskova Konservatuarı'na kaydını yaptırdı. 1892'de, 19 yaşında Puşkin'in "Tsigani" şiirinden uyarladığı tek perdelik "Aleko" operasıyla altın madalya kazanarak konservatuardan mezun oldu. 1897 yılında "Re Majör Birinci Senfoni"nin ilk seslendirilişinin ardından büyük bir bunalım geçirdi. 1905 Devrimi onu Bolşoy Balesi'nde orkestra şefiyken yakaladı. Fakat devrime katılmaktan çok, dışarıdan gözlemeyi yeğledi. 1909'da ilk ABD turnesine çıktı. 1910 yılının şubat ayında Rusya'ya döndü. Fakat 1917 Sovyet Devrimi'nden iki ay sonra kendi isteğiyle ikinci kez yurdundan ayrıldı. 1942-43'de Kaliforniya'ya yerleşti. 28 Mart 1943'te Beverly Hills'te yaşama gözlerini kapadı.
Yukarda piyano konçertolarını geçmedim, çünkü hayatımda en önemli yere sahip olan Rachmaninoff'un piyano konçertolarını böyle ayrı bir paragrafta yazmam gerekir. Earl Wild, Richter ve Rubinstein yorumlarının dinlenmesini tavsiye ederim. Bu konçertoları çalabilmek için oldukça büyük bir deneyim, olgunluk, çalışma cart curt gerekmektedir, her yiğidin harcı değildir kısaca. Zor yani hehheh *
ayrıca (bkz: rahmaninov-piyano-koncertosu-no-2)
--spoiler--
Shine filmi de bu muhterem Rus bestecinin tanınmasına katkı sağlamıştır. ama filmde konu edilen david helfgott adlı piyanist öyle yüzyılın dahisi filan değildir, nerden çıkardınız kardeşim. geçen hafta türkiyeye konsere geldi dinledim, şeker, sempatik, izlemesi bir acaip geldi ama, umduğumu bulamadım. he bi de 3. piyano konçertosu dışında başka şeyler de dinleyin, rachmaninoff bir konçertodan ibaret değil, ayıp ediyorsunuz.
--spoiler--
not: fazıl say ın sanatcı sayıldıgı ülkede, açılmaması daha uygun olacak başlıktır.
çengilerin baştacı oldugu ülkede gerçek sanatçı bulmak o kadar zor ki, faşizme götünü verenlere sanatcı deniyor bu ülkede, 28 subat yapılıyor gerçek sanatcı tavrı nedir, hastir çekmek degil mi, hayır bizde öyle olmuyor, 10.yıl marşının cover ını yapıyor, pop versiyonunu yapıyor yalamaya sıraya giriyorlar.
shine filmiyle tanışıklığımız başladı ve dostluğa dönüştü. eğer aynı devirde yaşasaydık ve imkan olup tanışabilseydik kendisine kesinlikle şunu sorardım;
insan evladı mısın lan sen? 2 no.lu concertoyu hangi akla hizmet yaptın?
saygıyla anılacak büyük elli büyük üstad.