öncelikle surat ifademizde sürekli bi ''hiçbir boku beğenmemezlik'' olması lazım. ve öyle takınmalıyız ki o şekli, hem haklı olucaz hem mağrur olucaz hem de otoriter olucaz, yani son karar mercii havası yaratıcaz biraz. bu kadar yetenekli olmayabiliriz tabi sorun değil.
geçelim 3 cümleden 2 sinde kullanmamız gereken kilit sözcüklere:
''sıkıntı'' --> söz hakkı aldığımız an lafa direk ''sıkıntı'' ile başlıyoruz bu çok önemli. bu sözcükte zorlancağmızı sanmıyorum, geçelim.
''düz'' --> avrupa futbolunun yaklaşık yüzde 75'i, türk futbolunun ise yaklaşık yüzde 95'inin düz futbolculardan oluştuğunu baz alarak, her türlü futbol adamının başına ''düz'' sıfatını yerleştirmemiz çok büyük yüzdeyle doğru bi cümle kurmuş olduğumuz anlamına gelir. bunu da unutmuyoruz, mümkün mertebe sık kullanacağımız bi sıfat.
''mustafa doğan'ın dediklerine katılmıyorum, abi şimdi öle iş mi olur ya'' ---> bunu çok sık kullanmıyoruz. karşı tarafı fazla yormaya gerek yok.
''bu futbolcular antremansız abi'' ---> sıkıştığımız yerde ortama ittirebiliceğimiz joker laflardan. baktık çok üstümüze geliniyo, sal gitsin bu lafı.
''ne zaman bitecek abi bunların uyum süreci, 3 hafta olmuş kardeşim'' ---> futbolcunun düzlüğünde fazla ısrar edemiyosak, uyum sürecine laf atıyoruz. yine sıkıştığımız anların lafı.
''vasat bile değil'' ---> cümlelerimizin virgülü kıvamında.
''o bölgede ciddi sorunlar var'' ---> noktalı virgül kıvamında bu da.
''x'te(futbolcu veya takım) bi ışık göremiyorum abi, görüyomusunuz siz? --> genelde sonlara doğru bu lafla olayı bağlayıp sözü mustafa doğan'a şutluyoruz.
evet bu rehbere en ufak bi katkımız olduysa ne mutlu bize can ciger kuzu sarmalarım. aklımıza gelmeyenler olabilir, unuttuklarımız olabilir, hatırladıkça editleriz artıkın. kendinize iyi bakın.