sanırım geldiğimiz son nokta. aslında "umarım" geldiğimiz son nokta demem daha doğru olurdu. bundan daha beterini görmeyelim.
cezalandırma kavramıyla ilgili, sağdan soldan duyduğum bir kaç kelam etmek istiyorum yüksek müsaadenizle. bu nedenle cahilliğimi bağışlayın. ne kadar yazsam da başlık kahramanı kadar dev bir cehalete imza atamayacağımdan cesaretimin mazur görülebileceğine inancım tam.
tabiat halinden devletli yaşama geçilerek cebir tekelinin devlete devredilmesi neticesinde, devletin cebir kullanarak bireyleri cezalandırmasındaki amaç tartışılagelmiş bu noktada belli teoriler, kabul görmüştür. buna göre cezalandırmanın amacı,
kimine göre öç alma,
kimine göre kefaret,
kimine göre önleme,
kimine göre ıslah etme,
olarak izah edilmiştir.
şimdi bu hanımefendinin 3 günlük hapisle tazyikinde, cezalandırmanın hiçbir amacının gerçekleşmediğini düşünüyorum. bilakis, belki de on yıllarca ceza teorisi üzerine kafa patlatmış kıymetli beyinlerin beyhude bir çalışma içinde oldukları hissine kapılmalarını mümkün görüyorum.
hanımefendi, işi şova çevirmiş, reklama ve ranta dönüştürmüştür.
anladığım kadarıyla mahkeme ilamının ihlali söz konusu. bu, elbette aşınmamalı. vatandaşlar ve iktidar aygıtı, elbette ilamlara uymalı ama gelinen nokta keyfimi kaçırıyor.
arkadaşlar, artık her şeyin magazinleştiğine tanık oluyoruz. ama bir gün bana 3 günlük hapis tazyiki magazinleşecek deseler güler geçerdim. durumun vahameti ziyadesiyle ızdırap duymama neden olmakta.
Çok üzgünüm ne diyeceğimi bilemiyorum.nasıl olur aklim almiyo eşyalarını bile kendi taşımış dahası bulasiklari yikamasi da cabasi. Dünya hiç adil değil.