Serdar Tuncer gibilere baktığımda hem kendileri adına hem de islamcı düşünce adına büyük bir trajedi, hayal kırıklığı görüyorum. Erken 90'ların yükselen islamcılığında hızla ünlenirken ahlak, irfan, medeniyet gibi kavramları buğulu bir sesle zikrediyor; bunları da Kudüs, gönül, Üsküdar, adap gibi bir islami-muhafazakar estetik ile birleştiriyorlardı. Böylece derin bir düşün dünyasına atıf yaptıklarını düşünüyorlardı. Bütün bu duygu ve düşün dünyasının siyasal iktidarın tatlı nimetleriyle altı boş, kof bir sözler öbeği olduğu ortaya çıktı. Hepsi kendini koşulsuz bir Erdoğancılığa adarken, Erdoğancılık da islami söylemi ve estetiği aşılması zor derin bir krize soktu.
islami düşünce ve gelenek ciddi bir krizin içerisinde. Bir yandan kendi evlatlarını yediler, bir yandan da birçok kadro iktidarın güç sarhoşluğunda yozlaştı. Ahlaki üstünlüklerini ülkenin geldiği hal ile kaybettikleri yetmedi, birçoğunun kendi çocuğu savruldu gitti.
Çocukların bir kısmı iktidar nimetleriyle BMW anahtarını masaya bırakan kısa paçalı nargileci zengin erkekler oldu. Büyük bir kısmı ise bu dünyaya dair bir şey söyleyemeyen islamcılığın içinde büyürken bir kimlik krizi içerisinde.
Kimleri dinleyecekler? Kimleri örnek alacaklar? Şu iktidarın yanında konumlanmış birine kulak kabartmıyorlar. 80 yaşında sakalları dizine gelmiş adamlar mı onları anlayacak? Rol model krizi var. Yeni dünyayı yaşayan, onların dilinden konuşan bir entelektüel islamcılık yok şu an.