"ölüm orucu direnişçisi serdar demirel, 7 ocakta zorla müdahale işkencesiyle katledildi.
serdar demirel, 9 mayıs 2005te 12. ölüm orucu ekibi direnişçisi olarak başlamıştı ölüm orucuna. 200lü günlerindeki açlığı boyunca hücre hücre erimişti. artık, direnme hakkını yoketmek isteyen iktidarın zorla müdahalesi her an ihtimal dahilindeydi. serdar demirel, işte bu politikaya karşı, daha önce de bazı direnişçilerin yaptığı gibi, direnme hakkını savunmak, tecrit ve sansür duvarlarını parçalamak için bedenini tutuşturmaya karar verdi.
18 aralık 2006: serdar demirel, bulunduğu hücresinde bedenini tutuşturdu. ancak eylemi hapishane idaresi tarafından fark edildi ve müdahale edildi. revire kaldırılan serdar demirelin sadece ellerinde ve kulaklarında hafif yanıklar vardı.
7 ocak 2006: serdar demirel, işkencecilerin her yanını kesip delerek zorla besleme girişimlerine karşı direnişini sürdürüyorken, son yapılan zorla tıbbi müdahaleyle katledildi. serdar demirel de toprağa serpilen tohumlardan biriydi. tohum, onun yüreğine, devrimcilerin 1970lerde faşizme, emperyalizme karşı kahramanca mücadele ettiği yıllarda serpilmişti. tohumların fidana durması ise, devrimci solcuların 12 eylüle karşı direnişinde, özel olarak da 1984 ölüm orucu dönemindedir. sonrası fidanın boy vermesi dönemidir. ve o, 17 yıllık devrimci yaşamını bir feda direnişçisi olarak tamamladı.
serdar demirel, 3 eylül 1964 çankırı doğumludur. orta halli bir memur ailesinin çocuğudur. yaşamının büyük bölümü istanbulda geçti. ailesi ve çevresinin devrimci, demokrat yapısı nedeniyle devrimci düşüncelere her zaman yakın oldu. istanbulda yeni levent lisesinde öğrenciyken devrimcilerle iç içeydi. örgütlü olmamakla beraber, mücadelenin içindeydi. direnişlerde, boykotlarda yer aldı... ağabeyi 12 eylül yıllarında tutsaktı. soran herkese, "kan bağıyla devrimci solcuyum" derdi. hapishanelerdeki irade savaşının cisimleştirdiği kararlılık, cüret, haklılığa ve meşruluğa inanç, onun kendi kişiliğinde de somutlanmaya başladı. artık sadece kan bağıyla değil, her şeyiyle devrimci olacaktı.
1989da örgütlü bir devrimci solcu oldu. daha sonra silahlı devrimci birliklerde istihdam edildi. halk düşmanlarına karşı halkın adaletinin temsilcisi olarak mücadelede yerini aldı.
1991 haziranında tutsak düştü. 15 gün boyunca işkencelerden geçirildi. "devrimci sol sdb üyesi olmak"tan malatya dgmde yargılandı ve müebbet ağır hapis cezası verildi. 19 aralık 2000 katliamına kadar malatya, bursa, yozgat, ordu ve bartın hapishanelerinde kaldı.
17 yıllık devrimci yaşamının 14 yılını tutsaklıkta geçirdi.
5 yıldır sincan 1 nolu f tipinin hücrelerindeydi."
kendisini yakmasına rağmen ölmeyip devletin tıbbi müdahalesiyle hayatını kaybetmesi manidardır.