Berkan ve yasin'e elenmiş olan yarışmacı. işte her şey performansa bakar. Ama bunlar bakmıyor. Sikiyim smsi sms neymiş amk? Ben hiç yarış kazanmayayım, Sırf popülerim, millet oy veriyor diye rahat takılayım sonra gerçekten iyi yarışanlar elensin.
Sms oylaması büyük adaletsizlik. Bu yarışmanın bugu resmen.
barcelona'ya bile gitse üzülürmüş. ntvspor'a yorum olarak yazdım; buraya da yazıyorum: değil barcelona, racing santander istese buradan ispanya'ya koşa koşa gitmezse ben bu futbolu bilmiyorum.
taa donuna işediği dönemlerde bir gün bursa'yı şampiyon yapacağım demiş. bak sen, attığı dört golle gol krallığını kıl payı kaçırdı tabi. sayısız asistiyle takımını türk futbolunun vitrinine çıkardı.
sercan yetenekli futbolcudur, eyvallah. buna lafım yok. ama bi kendine baksın, bi de arsenal, barcelona gençlerine baksın. sercan, ilk sivrildiğinde de birkaç kişiyi çalımlayıp topu ayağından çıkarmayan, sonunda da topu kaybeden bir futbolcuydu, hala öyle. çalımlıyor felan ama takıma zerre katkısı yok. ne gol atıyor ne de attırıyor. yani kendini zerre geliştirmiş değil. arsenal'de van persie ilk sivrildiğinde anca penaltı atıyordu amına koyim. şimdi bi daha bak van persie'ye. on parmağında on marifet. orta saha ve forvetin neresine koyarsan koy, iş yapar. gael clichy de de aynı durum söz konusu. başlarda kime sorsan "bu adamdan bi bok olmaz" derdi ama şu anda şutlarını geliştirdiği takdirde roberto carlos'un gerçek varisi olacak kalitede bir futbolcudur clichy.
sercan, en az bir sezon daha bursa'da kalacak ve yine bir gelişme kaydedemezse, avrupa'ya gidememiş tüm türk yetenekler gibi fenerbahçe'ye gidip futbol hayatının içine sıçacak. anlamıyor musunuz? büyük takımlar, ben oldum diyen genç futbolcuyu takımında istemiyor.
benim bu oğlana en çok kızdığım nokta; bursa'yı kendisinin şampiyon yaptığını iddia etmesidir. ömer erdoğan, volkan şen, ozan ipek gibi adamlar varken şampiyonluğu kendine mal etmesi büyük terbiyesizliktir.
türk futbolu bugün itibariyle götü kalkmış bir genç yeteneğe sahip olmuştur. hayırlı olsun.
yıllardır söylüyorum, bu sercan halı saha topçusu. anca görsel show. icraat 0!
ilk okul ikinci sınıfta yaptığımız pamuk içinde fasulye yetiştirme deneyinde benim fasulyelerimin yaklaşık 5 katı büyüklüğündeki fasulyeleri yetiştirdiğinden beri kendisine uyuz olduğum, daha ikinci sınıfta bile yaptığımız maçlarda bulunduğu takımın hiç yenilmediği, geleceğin yıldız adayı. peşinden koşmayan dünya devi kulüp de kalmadı hani.
kendisine dün gece bursa' da bir mekanda rastladık. yanında biri sevgilisi olmak üzere 2 kız ve 3 erkek vardı. arkamızdaki masada oturuyorlardı. bir galatasaraylı olarak haftaya oynanacak maç düşünüldüğünde sercan' ın gezmelere çıkmasına kızdım haliyle. adam gezmesin mi kime ne diyebilirsiniz ki haklısınız da. bence de gezmeli, eğlenmeli. parayı kazanıyorsa harcayacak tabii ki adam ama nasıl ki öss sınavına 1 ay kala ya da üniversitede finaller öncesinde bizler -en azından birçoğumuz- kendimizi kampa almış gibi ders çalışıyorsak, gezmelere ara veriyorsak sercan da senede 1 milyon euro kazandığı galatasaray kulübü için ara vermeliydi bence gezmelere. ne bileyim evde oturup fenerbahçe' nin savunma oyuncularının videolarını izlemeli, güçlü ve zayıf oldukları yanlara bakmalıydı. fazla hayalperestim farkındayım.
biz 3 arkadaştık dün gece. birimiz alkol almazken ben ve y.ç birer 20' lik votkayı birer kutu enerjiyle çakmıştık bünyeye. kafalara biraz çakır haliyle. sonra gece 1-1 buçuk gibi gittik işte o mekana ve oturduk masaya. 2 3 masa uzağımızda ezel dizisinin oyuncularından bazıarı vardı, belki de sadece biri oyuncuydu diğerleri onun arkadaşlarıydı çünkü sadece birini tanıdığımızdan emindik, diğerlerini benzetmiş olma olasılığımız çok yüksek. her neyse ilgimizi çekmediler zaten. sonra başta da dediğim gibi arka masada sercan' ı fark ettik yanındaki 4 kişiyle beraber. zaten bizim masa, ezeldeki adamın masası, sercan' ın masa ve birde yan masamızda yine sercan ve arkadaşlarını tanıyan, muhtemelen onlarla beraber olan bir grup vardı 4-5 kişilik. başka da kimse yoktu mekanda.
ben ve y.ç. sercan hakkında ufak bir kritik yaparken m.s. ise telefonundan check in ya da ona benzer bir şeyler yapmanın derdindeydi. her neyse, bizim arkadaşla aramda şöyle bir konuşma geçti
y.ç: ben çok içmemişim daha yoksa giderdim sen galatasaray yalakasının ne öyle twitterdan bugün günlerden galatasaray yazmalar filan derdim, gitmediğime göre daha olmamış benim kafa
meursault samsa: bırak ya zaten sezon sonu gider galatasaray' dan. o gitmezse ben bırakırım galatasaray' ı. hem senede 1 milyon euro kazanacaksın hem de kariyerinin belki de en önemli maçından önce istanbul' dan bursa' ya gelip arkadaşlarınla dışarı çıkacaksın. bir de önünde kokteyl... derken bizim y.ç kalktı ve gitti sercan' ın masaya;
elini karşısındaki adamın omuza koydu ve ''müsaden olursa biraz sercan' la konuşmak istiyoum'' deyip bir sandalye çekip oturdu sercan' ın yanına. bu andan itibaren sercan' ın kurduğu bir iki cümle hariç gözlerinde tek bir ifade vardı 15 20 dk. boyunca; ''kim lan bu adam, nereden çıktı nereden geldi kalk git amk''
ve bizim arkadaşın ilk cümlesi: ''galatasaray' a yalakalık yapıyorsun, bursa' da oynarken yazmıyordun böyle şeyler'' ama allah için 20 dk. boyunca kurduğu en terbiyesiz ve belki de tek terbiyesiz cümleydi. bunun dışında en ufak bir saygısızlık olmadı. sercan daha ağzını açmadan yanındaki arkadaşları savunmaya kalktılar onu: ''o zamanlar twitter mı vardı'' dan ''geçmiş geçmişte kaldı şimdi galatasaraylı, yazmak zorunda'' gibi savunmalar yaptılar. sonrasında alkolün de etkisiyle tüm masa susarken bizim arkadaş anlattı da anlattı serdar aziz' den girdi, ahmet arı2 dan çıktı filan. yalnız şunu da belirteyim; bu arkadaşım küçüklükten beri sağlam bir bursasporlu ve pek çok bursasporlu futbolcu ile de tanışmış, ama kısa ama uzun süreli olarak sohbet etmiş bir oyuncu. daha 2 hafta önce aynı mekana gelen turgay ve hakan aslantaş' ın masasına gitmişti. aynı zamanda swenson ve serdar aziz' e çok yakın oturuyor ve bursaspor' un yedek kalecisi yavuz' un da kapı komşusu. ayrıca sercan ile de aynı okuldan mezun(sercan onun iki devre altı hatta) yani öyle serseri bir tip filan değil ve masaya da sercan hayranlığından filan değil, ciddi anlamda sercan ile bursaspor' u konuşmak için gitti. evet alkolün etkisiyle biraz uzattı muhabbeti ama bir terbiyesizliği de olmadı.
sonrasında mekanın işletmecisinin yardımcısı (nasıl bir tanımlamaysa amk) yanıma geldi. ben gülüyorum tabii masada. ya kaldırsak ayıp olur mu, telefonunu filan arasak dedi. sonuçta adamlar gelmiş oturmaya ayıp oluyor dedi, ben az sonra alacağım onu dedim ve konuşmanın bir yerinde fazla uzadığını düşünerek kalktım masadan ve gittim yanlarına. ''oğlum sen bizle oturmaya gelmedin mi'' diyerek kaldırmak istedim masadan ama moda girmişti bir kez y.ç. ve ''geleceğim az sonra'' deyip kalkmadı. onu kaldırmak için masaya gittiğimde sercan' ın sevgilisinin minnet dolu bakışları da aslında birazcık özetiydi olayın. *
sonrasında mekanın işletmecisi olan bayan gitmiş masaya 'bir sorun mu var' demiş, bizim arkadaş da ters ters bakıp 'konuşuyoruz ne sorunu olabilir ki' demiş. kız da ''yanlış anlamayın y.ç. bizim arkadaşımızdın hep gelir vs'' gibi şeyler söylemiş. bunlar olurken ben hesabı ödedim diğer arkadaşla, sercan' ın masaya gittim ve ''yarın işe gideceğim eve bırakmayacak mısın kanka'' diyerek kaldırdım y.ç' yi masadan. sercan' ın da elini sıkıp ''şampiyonluğu istiyoruz'' dedim. kusura bakmayın dedi diğer arkadaş da ki bunu y.ç' ye duyurmadan dese daha iyi olurdu hani. kalktık mekandan.
uzun, çok uzun oldu farkındayım, bitiriyorum bir iki tespitle.
yahu sercan; gençsin, yakışıklısın, zenginsin... tabii ki gezecek, güzel kızlarla takılacaksın ama kariyerinin belki de en önemli maçından 6 gün önce istanbul' dan kalkıp bursa' ya gelip gece çıkmaya bence gerek yoktu.
mekan işletmecisi olan hanımefendi; sercan bizim masamıza gelse gelip bir sorun var mı demezsin değil mi? çünkü o sercan, o zengin, o ünlü... kızmıyorum sana haklısın. ben sercan' a kızıyorum. yolda değiliz, gecenin bir vakti böyle bir mekandayız. mekanda kimse yok ve belli ki sağlam bursalı bir taraftar, üstelik seninle aynı okuldan mezun bir taraftar gelmiş masana ve seninle ciddi anlamda bir şey konuşuyor. o hanımefendiye ''yoo niye sorun olsun ki arkadaşımla konuşuyoruz'' deseydin bugün benim gözümde de, y.ç' nin gözünde de kraldın. tamam allah için çok sağduyulu ve saygılı davrandın, ama içinden geçenleri gözlerinden okumak çok kolaydı.yahu yarım saat sonra kalkıp bizim belki hayalini bile kuramadığımız milyon euroluk hayatına geri döneceksin sercan, o yüzden orada tek bir cümlenle hem y.ç' yi o mekanda kral yapardın hem de bizim gözümüzde kendini öyle bir konuma getirirdin ki ne galatasaray yalakalığını konuşurdu bir daha y.ç. ne de ben boşu boşuna 1 milyon euro para kazanmanı hatırlardım.
her ne kadar sizler profesyonellik deseniz de, meslek deseniz de böylesine büyük kitlelere hitap eden kurumları temsil eden adamların daha büyük sorumlulukları olmalı bence var da zaten. 1 milyon euroyu sadece antremana çık diye vermiyor sana galatasaray. beni her alanda temsil et, ben ile seyircim arasında köprü ol diye veriyor bence ya da vermeli. evet profesyonellik iyidir, evet insanlar özgürdür, istediği mekana gidebilir ve evet 20' lik votkayı içen birinin masanıza gelmesi çok da eğlenceli değildir ama daha birkaç gün önce arma sevdasına kalbi dayanmayan bir kardeşimin olduğu ülkede de futbol sadece futbol değildir.
edit: ve twitterdan bir galatasaraylının sorduğu şu soru da tüm galatasaray camiasına gelsin; Sercan Yıldırım sezon başından beri 3 Günde bir Twitter adresinden ''Kamp'' yazmak dışında ne işe yarıyor sorarım size...
3. kez milli formayı giydiği, 5 eylül 2009 türkiye estonya maçında ilk golünü atarak hem maddi hem manevi "milli" olmuş yıldız. şu an'a kadar pek sansasyonel hareket tavır sergilememiştir. mütavaziliğini korumaktadır. en azından basından bizlere yansıyan kadarı ile. umarım bu şeklini şemalini bozmaz da, uzun süre giyer o formayı.
baros un muhtemel sakatlığında elmander ile birlikte açığı kapatma kapasitesi olacağını düşündüğüm futbolcu. bence kötü bir transfer olmaz, hele ki karşılığında ayhan ı da verebilirsek çok da iyi güzel olur. bunca görüşmelerden sonra borsaya bildirilmişse artık almadan gitmek olmaz.
Gece hayatı var diyenlere gelsin. Adamın kazandığı para belli, kariyer belli. çok afedersin sen öyle yapıyorsun diye o da evde pes oynayıp 31 mi çeksin yani? Gezecek tabi. kararında gezecek ama. Bursaspor'umdaki şımarıklıkları takımın yıldızı, artisti oluşundandı. Gelsin bir de galatasaray'da fatih hocanın yanında denesin o zıpırlıkları bakalım.Adamı silerler yemin ediyorum. Orduspor'da bulursun kendini sonra. Son şansı bu kendisinin. O da biliyor, Allah yüzüne baktı da, Galatasaray'a, fatih hocanın kanatlarına geliyor.
Hele bu travmadan sonra o biraz zor, eğer gelirse -ki yüzde 90 geldi artık- adam gibi çalışıp forma savaşına girecektir. Takımdaki yerini de zaman zaman bulacaktır.ileride tekrar milli takıma çıkıp, bizim forvetimizde olması işten bile değil. Çünkü yetenek var, kapasite var. yerli santrfor tipi olarak galatasarayıma çok uygun görüyorum ben sercanı, özellikle soldan hakan balta - riera,elmander , sağdan kazım-ujfalusi-sabri-eboue topu taşıdığında artık ortada bir adam olacak. Hızı ekstra avantaj. Ara paslarıyla kaçırılacak mükemmel bir silah sercan. Ortadan da artık bir selçuk inan - sercan uyumu görebiliriz diye düşünüyorum.
Velhasıl kelam, yürüyedur demek düşer bize, parçalıyı giydiği an.
editto: bu arada hakkaten evde pes oynayanlar rahatsız, eksiler geliyor beyler :)