son günlerde türban konusu ile gündeme gelen "özgürlük" tartışmasında birbirine karıştırılan durum.
Yaklaşık 2 hafta önde dersimde, ahlak felsefesi dersini işemiş ve konuyu tartışmaya açtığımda, öğrencilerin sürekli "serbestlik" ile "özgürlüğü" eş değer tutması nedeniyle konuyu yeniden ele almak istedim.
Aristoteles, özgürlüğü aklı kullanmak olarak tanımlarken, bizlerin akılına özgürlük denilince akla neden ilk serbestlik gelir.
Türban konusunda örnekleyelim. Türkiye'de türbak özgürlüğü vardır. inanmayan yarın sabah işine, okula giderken, etrafına baksın. Kaç kişi türbak takıyor diye kovuşturmaya alınacak.
Türkiye'de a) Kamu hizmeti verenlerde b)Üniversitelerde "serbest" değildir.
Eğer Aristoteles'in özgürlük tanımını hem doğru hem veri kabul edersek, türbak takanlar bu kararını aklı ile değil, emir ile takar. O zaman türban takan kişi aklını kullanmadığı için özgür değildir, bağımlıdır. Sadece serbestliği için mücadele edebilir. Eğer özgürlüğü için mücadele etmek isterse, başını açma ya da kapamayla ilgili kararında dini emri değil aklını kullanması gerekir.
Hemen belirteyim, Aristoteles'in özgürlük kavramını doğru bulmuyorum. Sadece özgürlük ve serbestlik arasındaki farkı göstermek için, biline bir filozof'un tanımını kullandım.
Sadede gelelim.
Özgürlüğün ne olduğuna dair düşünmeyenler (laik de dail buna), serbestlik için mücadele edebilir ancak. Ama bu serbestliket her zaman aslında bir başka şeye tutsak olmak ile mümkün olur. Bu tutsaklığın kaynağı, inanç adına din ya da akıl adına kişi kültü olabilir. Amaçları, kapsamları farklı değildir.