ali poyrazoğlu'nun yapmaya alışık olduğu işe alkış tutan seyircinin içine düştüğü acınası durumdur. Geçmiş defterleri hiç açmayalım Ali, ha Seray Sever ha Zerrin egeliler, ne fark eder? **
vah halimize dedirten seyircidir. o değil de yönetmen açıları o kadar güzel yakalamış ve seray sıfatını ne uygun görürsen kişisi o kadar anlamlı bir bakış atmış ki, sahnenin önceden çalışıldığını anlamamak için mal olmak lazım.
"oha vay şerefsiz!" şeklinde tepki göstermenin çok normal olduğu bir olaya karşılık alkışlayarak tebrik eden seyircilerdir.
ee türk insanına sen "300.000 dolar vereyim benimle yat" şeklinde dizileri izletip, bir sonraki bölümde "aptal onur acaba kaç dolar verecek ve şehrazat teklifi kabul edecek" sorusunun cevabını insanlara bir hafta düşündürürsen, insanlar da gelip böylesine bir olaya alkış tutarlar.
acaba o alkışlayanların kaç tanesi kızlarına ya da kız kardeşlerine böyle birşey yapıldığında aynı tepkiyi gösterirler?
nasıl ki mehmet ali erbil'in don indirme olayından sonra tepkiler geldiyse, ali poyrazoğlu'na da benzer tepkiler gelmelidir.
ben turkcell firmasının başında olsam, bir daha böylesine sapık bir adama asla reklam seslendirmelerinde görev vermezdim.
sözde bu insanlar tiyatrocu gençliğin kendine örnek aldığı önemli şahsiyetler. görün işte bunlar göz önünde olan olaylar. eğer kameralar karşısında böyle olaylar yaşanıyorsa, o kulislerde neler olduğunu düşünmek bile istemiyorum.. gerçi saf değiliz, insanlar neyin ne olduğunu az çok biliyor. ama böylesine bir olayın bu şekilde gerçekleşmesi ve insanların bunu harala hürele şeklinde alkışlaması türkiye'nin nerelere geldiğini apaçık gösteriyor..
otu boku alkışlamaları için para alan seyircilerdir. orda ne oluyorsa alkışlarlar onlar, onu gec de bu hareketi yapanlar nedir öyle?! eve gidip ne düşünüyorlar acaba? peah.
-hanım koş seray sever'i sevdiler.
-aman bey! seven sever, alışkındır onlar bişey olmaz. ocakta yemek var gelemicem şimdi.
(kamuoyu oylama sonuçları, hiç şaşırılmamıştır herhalde)
seray sever'in izleyiciler tarafından beğenilen bu görüntülerinden sonra, iki isimli olduğu ortaya çıkmıştır ve aslında kendisi adına göre hareket etmektedir.
10 sene öncesine kadar türkiye tarzındaki ülkelerde yaşanması akıldan geçmeyen olaylar.
10 sene sonra yaşanabilecekleri tahayyül edemiyorum.
(bkz: OK Musti Türkiye Tamamdır)
kurtlar vadisinde sevişme sahnesi olmadığından rtük'ü arayıp şikayet etmiş seyircidir, yok lan, ne alakası var, rtük'ü arayıp mehtap tv'yi şikayet etmişlerdir bir kültür kanalı nasıl bu ülkede yayın yapar diye, bilemiyorum, belki de yapmamışlardır, günahlarını almayalım.
kendi yapmak isteyipte yapamadığı hareketi ali poyrazoğlu yapınca mutlu olan seyirci.
ali poyrazoğlu'na bile bu hareketi yaptıran bir kadın için seyircilerin neler düşündüğünü tahmin etmek zor değil. üstelik seyirci yurdum insanıysa hiç zor değil.
yapılan hareket hiç tacize uğradınız mı sorusunun ardından gelmektedir.
adamın bunu yapması, kadının yeni gelin gibi buna utangaç edalarla razı olması ve seyircinin yenge edası ile başarılı! damadı alkışlaması bir yana dikkatten kaçan bir başka üzücü gerçek vardır; konu...
konu taciz; günlük hayatın içinde var olan, kimi zaman tepki bile gösterilemeyen bir istismar biçimi...
dikkat edin tecavüz kelimesi ile ne denli benzeşmektedir. taciz ruhsal bir tecavüzdür.. sana ait olduğunu sandığın özel bir alana müdahale edilmesidir. dalgası geçilen, komedi mevzusu yapılmaya çalışılan konu budur..
insanların hassas oldukları konularda duyarsızlaşmasına sebep olabilecek tehlikeli bir yaklaşımdır.
her an her yerde binlerce taciz olayı yaşanmaktadır, eşiyle dans eden kadın kalabalığın içinde poposunda bir el hisseder, elin sahibini göremez bile ama kim olduğun anlamak için yapacakları araştırmayı ve rezilliği düşünür sessiz kalır.. taciz edildiği ile kalmıştır.
işveren yanında çalışan kızın yanağından makas alır, kız taciz edilmiştir ama gıkı çıkmaz, çünkü adamın davranışının dostça ve babacan bir edada olmadığını anladığı tek şey adamın bakışlarındadır. yanağımı sıktı derse gocunuyor durumuna düşmekten çekinir, susar razı olur..
polis bir konuda ifade almaktadır; kişiye aslında pek önemli olmayan detayları ve müstehcen bazı anları anlattırır, taciz vardır ama görev kisvesi altındadır. taciz olduğunu anladığınız durum, soruların zorunlu olmayışı ile polisin bakışındadır. susarsınız çünkü anlatamayacaksınız..
kimi zaman doktordur, kimi zaman bir aile yakını kimi zaman hiç tanımadığınız biri..
birçoğuna karşı çıkmak mümkün değildir. tacize uğrayanın psikolojisi buna izin vermez ve her kabulleniş derin yaralar açar..
tacizciler rahatlıkla yeni avlara yelken açar, biz de bunun parodisine güleriz.
hah işte tam güleriz ağlanacak halimize öğreği..
tipler oraya zaten seyirmek için değil de alkışlamak için geldiğinden hoşgörüyle karşılanası durum.bırakmak lazım onları kendi hallerine öyle mutlular onlar.
bilinçli seyircilerdir zira bugün bir manken kızımızın çırılçıplak soyunduğu zaman o manken kızımızın sanat için soyunduğunu bilirler. yılların tiyatrocusu ali poyrazoğlu'nun da sanat için seray hanımı mıncıkladığını idrak etmişlerdir ve "sanatçı alkışla beslenir ulan" mantığıyla bu aktiviteyi alkışlayan insanlar bütünüdür. **
makina olan seyircilerdir. her programdaki kemik kitlenin bir promosyonu bir demosudur. gerçek insan olmayan bu araçlar, yönetmenin elinde bulunan bir tu$ ile hep birlikte alkı$lamaya ba$lar, hep birlikte susarlar. çok iyi organize olmu$lardır.
yanlış yapmasına rağmen yadırganmaması gereken seyircidir. kadın orda birsürü insanın gözü önünde, hadi onu da geçtim gayet ucuz ve basit bir kadın yerine konulup elleniyor, ellenmek ne kelime resmen mıncıklanıyor. buna rağmen verdiği tepki, kahkahalar atarak ay biyerim göründü mü diye sormak. sen ki boğaziçi gibi bir üniversiteden mezun olmuş, yani eğitimin dik alasını görmüş olması beklenen bir kadınsın. nasıl bu kadar aciz ve orospu yerine konulmayı kabul edebiliyorsun, aklım mantığım almıyor. ya en cahil kadın bile buna bir tepki gösterir, utanman arlanman yok mu senin, yarın öbür gün anne olacaksın. belki bu adamla da ilişkin oldu, onu da bilemeyiz ama ucuz reklam için kendini bir fahişeden daha değersiz göstermeye, üzerine yapışan aptal sarışın imajını tazelemeye, kendini ve aileni bu denli küçük düsürmeye değer mi? sorduğun soruya cevap vereyim. yok güzelim açıkta biyerin görünmedi de beyninin ve namusunun olmadığı apaçık görüldü. bundan sonra fiyatın tavan yapar, piyasada kapış kapış gidersin artık.
gelelim seyirci kısmısına. bunlar zaten alkışlamak için para alıyorlar. sahnede ne görürlerse, yerli yersiz alkışlamakla yükümlüler. ortada da ellenen ama bundan mutlu olan, etrafa gülücükler saçan, neredeyse bidaha yap ali diyebilecek düzeyde bir hatun var. yani ezilen, hor görülen, namusu ayaklar altına serilen bir zavallı yok. bu durumda tacize uğrayan kadının verdiği tepki doğru da alkışlayan seyirci mi yanlış?
yillardir yutturmaya çalistilar, hala da calisiyorlar ; "40 yillik sanatci", "50. sanat yili" , " sanatci çatlaktir" diyerek. ulan bu da mi çatlaklik? bunu da mi normal karsilayalim?. hadi oradaki seyirci şov'dur dedi, yuhalasak olmaz dedi alkisladi. bunu da mi anlamayalim artik. bagırın istediginiz kadar ben sanatciyim, şu kadar senelik tiyatrocuyum diye. daha da bagırın. televizyon kanallarina cıkıp, bizden cok kulturlu, farkli, gormus gecirmis gibi atın tutun. ahlak dersleri verin bize hadi, catali hangi elimizle tutacagimizi da sizden ogrenelim, nasil tokalasacagimizi da. turkiye'yi siz ogretin bize, onu da sizden ogrenelim. diyet yapmayi da , saglikli yasamayi da.
yazik be. size! size!. alkıslayan seyirciye filan değil. onlar yine senden- sizden kat kat daha temizdir. cunku sen utanilacak bir seyi, cahil kalabaliga dogru, sanki modern olmak boyle bir sey gibi gosterip, uzerine bir de eveeeeeet eveeeeeet diye gazlarsan, onlar da alkislar. alkislayani alkislar. ama madem o kadar zekisin, burada bir de yaziklar olsun diyen, terbiyesiz diyen bir kalabalik da var. ne senin hazirladigin oyuna gider, ne senin soyledigini ciddiye alir. bu da sanat degil mi? bu da show'un bir parcası. utanın'! diyecegim ama o da verili bir şeydir. onun için lanet olsun. seray sever ne kadar şarkıcıysa, sen de o kadar tiyatrocusun.
- abi seray sever'i ellemişler. ne diyosun?
+ allah kimseye nasip etmesin o kıçı. zor durum vallahi.
- peki ali poyrazoğlu'na ne demeli?
+ onu anlıyorum ben. erkeklerde yoktur yumuşak kalça.
- peki seyirci için yorumun?
+ ne bulursa yediler içtiler bugüne kadar kendilerine izlettirilen, bunu da yerler.
- bu muyuz abi biz? elleyen, elleten, bunu alkışlayan bir ülke miyiz?
+ fındık reklamını bu kadar yaparsan sonucuna katlanacaksın...
- bu mudur tek sebep?
+ budur, tabi yersen.
sadet; fındığın fazlası zarardır. günde en fazla beş tane yiyin. en büyük zararı ise cüneyt zapsu'yu zengin edersiniz.
şaşırılası ve hatta acılınacak hale gülünesi olaydır. şöyle düşündü seyirciler sanırım:
- süper süper!
- biraz daha sık iyice kavra!
- harikasın ali bravo!
- şak şak şak
