muzdarip olduğum hastalıktır. ameliyat olma korkusu, tıkanık bir burunla gezmeye razı olma durumunu yaratıyor. Öte yandan kaliteli nefes alamamak isyan ettiriyor. Danıştığım doktor cuma ameliyat olur, pazartesi iş başı yaparsın demişti ama öyle anlaşılıyor ki kanama riski buna izin vermeyecek.
yıllardır erteleye erteleye kabusum haline getirdiğim hastalığım. artık bu hastalık bireysellikten çıktı, toplumsal bir mesele haline geldi yaşadığım ilde. sosyal yaşantımda kendi kendimin burnunu göremediğim için, çevreye nasıl bir rahatsızlık veriyorum onu bilmiyorum doğal olarak ama çevremdeki herkes neredeyse yalvarır durumda benim için hastaneden gün alacak duruma kadar geldi. hatta hastanede bir anestezi teknikeri arkadaşım "sen ameliyathanenin önünden geçerken şırıngayı saplayacağım, görürsün" diye beni tehdit etti. arkadaş tamam burnum karakteristik, kırık, septumum yamuk, ben ameliyat olmaktan çok korkuyorum yahu? adı üstünde operasyon, ameliyat, genel anestezi. allahım çok korkunç kelimeler bunlar. ben nasıl hastanede çalışıyorum bu korkaklıkla hayret doğrusu. zaten başhekim bir dönem mesleki kariyerindeki en kötü kararı vererek beni acil servise vermişti de, ortalığı yok yere hareketlendiriyorum diye daha sonra nazikçe daha sakin bir yerde değerlendirmişti.
bu ara çevremdeki yoğun baskıya cevapsız kalamayarak karar verdim bu ameliyatı olmaya. galiba önümüzdeki ay ameliyat olacağım (çok heyecanlandım yine) masada falan kalırsam (gerçi lokal anestezi ile olurum bu korkaklıkla, en fazla "sandalye" de kalırım) bu yazdığım ben öldükten sonra burada kalsın, annem, babam, arkadaşlarım bu yazdıklarımı okusun da ömrünün sonuna kadar vicdan azabı çeksin, kendini yesin bitirsin. burnu yamuktu mamuktu ama en azından sağdı, yanımızdaydı desinler. o güzel burunla toprağın altına girersem çok pis kavga çıkar hee.
kısaca burundaki kemik eğriliği, pis bir şey. ameliyatla düzeltilir ve sonrasında kronikleşmiş baş ağrıları, çabuk hastalanma ve tonsilit gibi şikâyetler ortadan kalkar. lokal anestezi ile biraz canınız yanar ama uzun sürmez.
düzeltilmesi zor olmayan bir durum. bak daha dün oldum ameliyat bugün bu entariyi giriyorum o derece.
olacaklara genel aneztesiyi öneriyorum, süper oluyor. aneztesi geyiklerine alet olmamak için hiçbir soruya cevap vermedim o ayrı.
yarın tampon alınacak. onu da atlatayım daha ayrıntılı bilgiler vericem inşallah.
yalnız narkozun etkisi bittiğinde kafamda " gömleğim beyaz yakası kolalı" şarkısı dönüyordu, bak o enteresandı. *
Septum, burnu içeride normalde iki eşit parçaya bölen bir duvardır. Bu kıkırdaklı yapının, doğum sırası zedelenme veya bir travma sonucu eğri olması durumuna septum deviasyonu denir.
elinize tomografiyi aldığınız anda eğer burun kemiğindeki yamukluğu siz ble fark ediyorsanız o an bilin ki ameliyat olmanız hayrınızadır.
ameliyat için genelde lokal anestezi önerilse de genel anestezi olmanın pek bir sorun teşkil etmeyeceği aşikardır. tek sorun anestezi öncesi gerek kalbinizi gerekse akciğerlerinizi kontrol ettirmeniz gerekmektedir. en küçük bir sorun dahi anesteziye engel olabilir.
genel anestezi ağrısızdır. bilek üstüne ilaç verilirken doktor un "solu canım içine çek derin derin" dediği duyduğunuz son kelimeler olur. uyandığınızda kupkuru bir ağız ile buz gibi bir ameliyathanede yatıyormuş bulursunuz kendinizi. "ulan zorlu bi ameliyatı bu kadar kolay atlattım ne iyi lan" diye düşündüğünüz anda anestezinin etkisini atarsınız. sonra burundan çeşme gibi kan gelmeye başlar. eğer burnunuz hassas bir burun ise bu kanamanın durması zaman alabilir.
burna tampon takıldıktan sonra en büyük sorun tartışmasız yemek yeme ve uyuma sorunudur. zira burundan nefes alınmayan her saniye ağzınızın içini deli gibi kurutmaktadır. kimi zaman ıslatmaya tükürüğünüz yetmeyeceğinden su içmek zorunda kalırsınız. bu noıktada da burnunuzun açık olması katı ve sıvı tüketiminizi etkiler. açlıktan zorlansanız da fazla yemek yiyemezsiniz. daha doğprusu o yemeği istediğiniz hızla yiyemezsiniz. en iyi önerimiz ise kesinlikle meyveli yoğurt tarzı ağızda eriyen ve çabuk tüketilen gıdalardır.
tampon alınırken biraz sızlatsa da ondan sonra burun hızla iyileşmeye başlar. dip not olarak eklemek istediğim ise tampon varken yaşanıcak en kötü şey hapşırmaktır. bir hapşırma hem tamponunuzu salya ve sümük ile dolduracakken aynı zamanda anında direk kanamayı tetikler. bunun için ise kaşıntı önleyici bilaçlar bulunmaktadır.*
tampon çıkınca ise burunu karıştırma ve temizleme isteği oluşur. parmak hep burunua gider, "yahu bu sert şey de ne. herhalde süömük tabakası. dur onu çekip çıkartayım" diye düşünülebilir. ancak büyük bir olasılıkla o sert şeyler dikiş ve dikişin çevresindeki yaranın kapanaması sonucu oluşmuş kabuklardır. oynanması çekilmesi direk kanama ve akıntı sebebidir.
has kanama azalır. ama kişiye göre değişir. örneğin yakın bir hastamızdan örnek verirsek 1 hafta geöçmesne rağmen kanama durmamıştır.
bu yüzdn edoktor yat diyorsa yatınız. antibiyotiklerinizi aksatmayınız. yoksa herhangi bir uyuşturucu olmadan burnunuza dört ayrı noktadan giren iğnelerle birikmiş kanın çekildiğini ve ordaki sinirlerin dişinizi bile titrettirdiğini, acıttığını hissedersiniz.*
yaklaşık 4 hafta önce geçirdiğim operasyonla düzeltilen hadise.
hikayesine gelirsem,
anestezi esnasında burna iğneler ve uyuşturucular sokuşturulurken acı ve ağrı çekiliyor -çok değil. belki gözden bir damla yaş süzülür -o da insanın kendini sıktığından. ama bunun ardından ne kemik törpülenirken, ne de kırılırken rahatsız eder. az ağrır. yine de gayri ihtiyari gerilir insan, alnını kırıştırır. fakat tüm ameliyat -başı ve sonu- 15dk sürer en fazla (ters bir şey çıkmazsa).
ilginç tarafı, törpülenme, aspiratörle çekme, kırma esnasında çıkan seslerin tuhaf bir eğlence yaratması. komik kısmı, ağrı hissetmemeniz ama tüm kafatasınıza kemikle vurulduğunu duymanız ve basıncı hissetmeniz.
(unutmadan, aspiratör burada acı yaratabiliyor. alışkın olunmayan bir yerde olduğundan ilk başta çok ciddiye alınabilir. burnun boğaza açılan kısmındaki birikintiler çekilirken gerçekten tuhaf bir acı oluyor.)
genellikle lokal anestezi ile gerçekleştirilir.
ameliyat kolaydır, mesele ameliyatın sonrasıdır.
tüm burna tampon takılır. plastiğimsi bir parça (eskiden gazlı bez dürümü koyarlarmış). ağrı yok ama orda bir kütle var sonuçta. uyumak zor (nezleyken tamamen tıkanmış bir burun düşünün ve açılamıyor da. sümkürmek, temizlemek gibi bir şansınız yok).
genelde 2 gün süren ciddi bir kanama süresi mevcut. bu esnada ağrı kesici ve antibiyotik alınır sürekli. hem kanama hem de akıntı (sümük diyelim) için burnun altına sürekli tutulan bir peçete vazifesi gören bir parça gazlı bez yerleştirilir. bez kanlandıkça değiştirilir ve bu esnada ağrı genellikle olmaz. tek sıkıntı ilk andaki gibi burnu temizleyememektir (aslına bakılırsa tüm bu operasyonun sonrasındaki tek sıkıntı, burnunu temizleyememek. resmen pis hissediyor insan. rahatsız oluyor).
kanama, içteki yaralarla, ufak şeylerle beraber 5 ün içinde durur. burna sterilize edilmiş okyanus suyu sıkarak hijyen ve yaraların ve şişlerin daha çabuk iyileşmesi ve temiz kalmaları sağlanır. bir iki haftaya kadar burnun içindeki dikişler yok olur ya da alınır (doktorun tercihine göre). 2. haftadan itibaren bariz olarak rahat hissedilir, birinci ayda ise hassasiyetin azalıyor. (bu zamana kadar burnunun alt ortası çok hassas. darbe almaması gerekiyor)
tamamen iyileşme (sıfır buruna ulaşmak için geçen süre) -her şey, kdv, vs. dahil- 3 ay sürüyor.
çok zor bir operasyon değil. insanlar genellikle çok daha kötüsünü bekliyor. oysa temizlik ve tıkalı bir burunla uyumaya alışmak haricinde zorluğu ve acısı çok az.
unutmamak lazım tabi ki, ağız ve dudaklar kuruyor. su şişeleri ve lipstickler imdada koşuyor.
(metni 2. tekilden 3. tekile alırken ufak hatalar yapmış olabilirim. hatalı solluyorsam lütfen bildirin)
burun septumunun burnun alt ortasında pozisyonlanmamış olması durumu.
deviasyon doğumsal olabileceği gibi, daha sonradan bir travma sonucunda da meydana gelebilir. yarattığı problem hava yolunu daraltması ve hatta tıkamasıdır. tek çözümü ameliyattır.
(burun septumu burnu ikiye ayıran duvar vazifesi gören kemiksel dokudur.)
(deviasyon, yani sapmasından kasıt da septumun anormal bir pozisyonda yer almasıdır.)