zaman zaman esprileriyle yaran, zaman zaman insanın beynini tiftikleyen sorunlara işte bu dedirtmeyi başaran yazardır. düşünceleri sağlam üslubu serttir.
-omurgasızlar tarafından pek sevilmeyen, haklı mücadelelerini sürdüren kişilerdir.tarih yine onları haklı çıkaracaktır.- şeklinde bir demeç vermiştir. acaba komünistler şimdiye kadar ne zaman haklı çıktı diye merak edilip cevap beklenmektedir.
#4951028 entrysiyle Türkiye'de halkı aşağılayıp demokrasiden dem vuranların zihin yapısını ortaya koymuştur.
tek parti zihniyetinin dibine vurmaktır entrynin demek istediği...
topu olan çocuğun "top benim kuralları ben koyarım" şımarıklığıdır bu bir bakıma.
statükonun ferah gölgesinden 80 yıldır rant sağlayanların , ordunun botlarını yalamadan kendini bulamayanların , üstüne üstlük demokrasiye tecavüz planları yapanlarla kolkola anıtkabire çıkıp , fahri avukatlığa soyunanların zihin demeye bin şahit yapılarını ortaya koymaktadır...
ülkeyi foseptiğe çeviren kısır siyaset tüccarlarının , nasıl da dışkılamalarını paketleyip "al sana düşünce penceresi" diye sunduklarının resmidir adeta...
M.Ö. 300-200 yılları arasındaki dönem, Stoacılar ile septikler (şüpheciler) arasında geçen felsefî tartışmalarla doludur. Septikler Stoa okulunu dogmatiklik ile suçlamışlardı. Onlara göre Stoa okulunun temellerinin tümü dogmatiktir. Septikler bu suçlamalarında haklıdırlar, çünkü bir çeşit dogmatizm, Stoa felsefesi için gerçekten karakteristiktir. Söz gelişi Stoa okulu, savunduğu panteizm'in (Tanrı ile evreni özdeşleşti-ren felsefe) tek doğru dünya görüşü olduğunda direnirler.
Septikler öncelikle bu dogmatik görüşe savaş açmıştır. Sonra da, Stoacıların bir kavramın tüm toplumlarda bulunmasının, bu kavramın gerçekliği konusunda bir kanıt olduğu yargısını eleştirirler. Onlara göre çok yaygın gerçekler olduğu gibi, çok yaygın "hata"lar da vardır.
Septik felsefe denince, bilginin imkânından "ilke olarak şüphelenen" bir felsefe anlaşılır. Septik eğilime Yunan felsefe tarihinin ilk dönemlerinde rastlanır. Söz gelişi Sofistler, açık açık, septiktirler. Protagoras'ın "insan her şeyin ölçüsüdür" varsayımını, "genel bir gerçek yoktur" anlamında anlamak pekâlâ mümkündür.
(bkz: bazı yunan filozofları bu durumu gereğinden fazla abartmıştır.)