alışamazsın, gölgeler oyun oynar da, korkarsın. yalnızlık belki başa çıkılabilir bir durum olur. sonrası o evin içinde kaldığın zor anlardır. zaman öğretir bize bu şarkıyla bazı şeyleri.
Doğaya bakıyorsun 2 tane kuş yuva yapıyor. Karıncalar arılar kalabalık.
Mezarlarda yan yana yatan aileler.
Aynı meyvenin iki çeşit ağacı olmadan meyve bol olmuyor.
Günah bile tek başına islenmiyor. Tadi olmuyor korkusu.
Sevaplar tek başına anlamsız.
Hayaller tek kişilik olmamalı.olmuyor.
Uzun geceler olur ya en sessizinden..
iki kelime ile yanıp tutuşurken kalp denen içimdeki serseri,
seni yani seni sorarken her atışında,
Uzaklık sonu gelmeyen bir tutsaklıktır işte..
bir bisiklet yolunun kenarındaki kaldırım taşına oturdum. önümden akıp geçen akarsuyu seyrederken zamanın, sensiz geçen bu zamanın anlamsızlığının da hızla geçip gidebildiğini ve seninle olacağımız günleri anımsadım bir an. Ama sadece bir an. Gerisi yine hüzün, yine özlem... Yine aşkından yanan kalbimin o ağlamaklı hali.
hayallerin yarım, umutların bir hiçe dönüştüğü yoksunluk durumu.
ellerim bedeninini sarmak istediğinde alışkanlıktan dolayı gözlerim seni arar. ama yoksundur her zamanki gibi. sıcaklığın yerine ölüm soğuğunu andıran yalnızlığın çöker yüreğime. koca bir dağ olur yalnızlığın. aşamam... hüzünler bu dağda döne döne büyür ve sensizlik çığ olur ve yüreğim altında kalıp ezerek öldürür varlığımı..
var mıydın bilmiyorum ama seni yaşadım içimde hep. hani şair demiş ya; "ne kadınlar sevdim zaten yoktular" benimki de o işte...
--spoiler--
hayatın ne anlamı var,
yaşamanın ne tadı var,
yanımda sen olmayınca.
aşkın hasret çölüyüm ben,
bir gözyaşı gölüyüm ben,
yaşayan bir ölüyüm ben,
yanımda sen olmayınca...
--spoiler--