emre aydinin sozleriyle olusan bu sarkinin ilk iki kitasini bir arkadasimin bana mesaj attigi ve okuyunca beni saskina ceviren ve o sirada tabu oynarken yaptigim aptal hareketlerin sebebi olan dizeler ve bu sarkiyla birlikte aklima ilk gelen cumle;
simdi istanbulda olmak vardi...
aşık ve hasret ceken bünyeler üzerinde uygulandıgında kişilerin kendilerinden gectigi rahatca gözlemlenen şarkı. şarkı bile demek istemiyorum, bu şarkı ise sebebinisenlegecegezenlereaçbirsor! ne diye??! sorasım gelir. bu sarkıyı dinlerken içimdeki sevgi bendini çiğneyip aşıyor, helecan basıyor, zannediyorum ki en büyük bu aşk başka büyük yok ve ben bir güney iline* kadar koşabilirim*. ehmm ne diyorduk; güzel şarkı,evet.
"sevgiliye seslenmek ve aşkı anlatmak başka bir şarkıda bu kadar güzel işlendi mi?" diye düşündüren şarkı. yılın düeti. insanda bağışıklık yaratıyor, dinledikçe dinleyesi geliyor.
kelimelerden alacaklı bir sağır gibi
içimi döktüm bugün yokluğunla konuştum
tutsak gibi enkaz gibi kendim gibi
içimden çıktım bugün içimle konuştum
yüzünü ilk kez gören bir çocuk gibi
gördüm kendimi gördüm
kırıldı ayna
paramparça
ne varsa kadınım
yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adım
ne olur gel, gel, gel, gel,
ben sensiz istanbula düşmanım!
kestiğim ümitlerden yelkenler yaptım ama
yokluğunda ne gidebildim ne de kaldım
gerçek miydi tutumaya çalıştıklarım
hediye süsü verilmiş ayrılıklarım
kaybetmenin tiryakisi bir çocuk gibi
sustum kendime kızdım
kırıldı ayna
paramparça
ne vara kadınım
yokluğunda kaç damla gözyaşı eder adım
ne olur gel, gel, gel, gel
ben sensiz istanbula düşmanım!
sevgilimle kavga edip istanbula gidip ordan ona dinletmek isteyişime sebep olup, sonra anne ben manyak mıyım dedirten şarkı.bir süre pop rock dinlemiyeceğim demiştim.
başlangıcında emre aydının girişiyle insanı yakalayan, gripinin solistininse insanı koparma noktasına getirdiği, sözleri ise bir hayli güzel olan son favori şarkıdır.
sensiz istanbula düşmanım..
uğramıyorum artık semtlerine, uçmuyor semalarından yüzmüyorum denizlerinde..
çevirmiyorum telefon kodunu, konuşamıyorum kimsemle..
havasını solumuyorum, kokunu barındırır diye..
asya avrupadan kopmuş tüm şehir yokmuş sanki, ne barındırırsa içinde..
aslında sözlerinde çok büyüleyici birşey aranmasa da müzik ve yorumla mükemmel bir bütün oluşturan şarkı. fazla söze gerek yok dedirten tipten. yüz kere dinleten cinsten.
kırıldı ayna paramparça...
Kelimelerden alacaklı bir sağır
içimi döktüm bugün yokluğunla konuştum
enkaz gibi, tutsak gibi, kendin gibi
içimden çıktım bugun içimle konuştum
gittiğinden beri düşünüyordum, cesaret edemiyordum... bugün muhakemesini yaptım yaşadıklarımızın, mahkemesini yaptım ayrılığımızın... yüreğime; sormaya yürek isteyeeck soruları sordum, kanadı cevap verirken yüreğim... durmadı, durmuyor... sanırım ben durmamış bir kanamanın üzerine soru sordum...
yüzünü ilk kez gören bir çocuk gibi
gördüm kendimi gördüm
kırıldı ayna paramparça
paramparça ne varsa kadınım
yokluğunda kaç damla eder adım
ne olur gel gel gel!
ben sensiz istanbula düşmanım
yüzleştim aynada, kendimden bile sakladığım yanlarımla... dağılan yanlarımla dağıttığım aynada hesaplaşmaya çalıştım, olmadı... görebileceğim bir ben yoktu baktığım aynada... aksin geldi sonra aynaya, heyecanlandım, elimi kesti keskin bakışın, düşürdüm aynayı... dönsen diyorum hani, bu şehirde bir çiçek büyüse... küresel yalnızlığıma bir son versen...
Kestiğim ümitlerden yelkenler yaptım ama
yokluğunda ne gidebildim ne de kaldım
gerçek miydi tutunmaya çalıştıklarım ?
hediye süsü verilmiş ayrılıklarım
cazip geliyor teoride, çekip gitmek olmadığın bir yerden... ama gidilecek yer, yine olmadığın bir yer olunca tüm cazibesini kaybediyor o tren yolculuğu... bana yaşadıklarımızın doğru olduğunu söylesene, ihtiyacım var buna, sana olduğundan daha fazla... hani her şey benim iyiliğim için ya, yalnızlığı ve iyiliğimi yanyana koyunca mantığa aykırı şeyler çıkıyor ortaya... ve en kötüsü; ben taksit yaptırmak istemiştim halbuki bu yalnızlığı, peşin geçirdin sen bana, hem de hiç indirim yapmadan...
klibi daha farklı olsa dinleyeni sağ bırakmayacak derecede muhteşem şarkı. aslında emre aydının klip çekimine şebnem dönmez'i getirmediğine şükretmek gerekir. her gripin klibinde beste bereket olsa da fena olmaz hani. ağlasa,bağırsa,çağırsa vs. vs.
ayrıca birol namoğlu'nun şarkının insanı sarsan 'gel gel gel gel' kısmını haykırışını ben niye sokak satıcısı gibi söylüyorum dedirten şarkıdır da. **