sensiz üşüyerek uyanıyorum sabahlara. yorganı kafama çekip uyandığım halde hala devam eden bir kabusu sorguluyorum. buz gibiyim. sana uyanırken sensiz olmak hele de üşümek sensizliğin volkanlarında...
sensiz üşüyerek uyanıyorum sabahlara
üşüyerek uyuduğum gibi gecelere
her nefes alışım kitleler halinde buz soluyuşum gibi
üşümeye her uyanışım
ruhumun kara tahtasına tozlu tebeşirlerle
kulak tırmalayıcı bir sesle
acılarımın kelimeleştirilmesidir.
tahta yalnızlıklarla dolmuş olsa da
üzerine yazılır eski kelimelerin.
her uyanışım sensizliğin soğuklunda
çizmelerime su sızmış oluyor
parmak uçlarını hissetmiyorum ayaklarımın
ellerimin de...
kirpiklerini de hissetmiyorum gözlerimde
gözlerini, kirpiklerlimde...
aşık olanın aşkını ifade etme eylemidir.aşkı yakmıştır içini her akşam gözyaşlarının ıslaklığında uykuya dalar kalbinin sancısına dayanamayan sevgili belki olurda rüyasına gelir,olurda özlemini rüyasında görerek giderir diye bir ümit besler .uykusu bile buluşma noktası olmuştur sevgiliyle...
bazı geceleri aklına gelir ya insanın hani sorumlulukların dizboyu olduğu anlarda ,hani başını birinin omzuna yaslamak istersin,yaslanıcak bir omuz bulamazsın.başlarsın hıçkırarak aglmaya,aklında binbir düşünceyle canın hat safhada sıkkın olur.bir umut olsa bir umut kapıdan içeri girsin diye bakarsın yollara boş boş yaşlı gözlerinle..yüregin terkedilişlerin başkenti,sen kırık düşlerin başkentisin..birşey olsa ,bir mucize de beni diriltse diye beklersin..saatler geçer bekleyişlerin ardından ,sonra günler,sonra aylar ve belki seneler...her gün bir asır gibi yaşlanır yüreğin.bu arada hayat devam eder bir yandan bu yıkık halinle ayaklanıp bütün sorumluluklarını yerine getirmeye çabalarsın,arkadaşlarınla görüşürsün,herkese yalancı gülücükler dağıtırsın,her bulunduğun ortamda bütün sevenler birbirine kavuşmuştur sanki mevlanın tek unuttuğu kulu senmişin gibi hissedersin...o arada alakasız insanlar kapını eşiştirir sanki seni farketmişler gibi bir takım hallerle sana ilanı aşk ederler bu da seni iyice yerin dibine gömer.çünkü ayrıldığınsevgiliyi hergün bir forma giyer gibi üstünde taşırsın.çekip gitmek istersin düşlerinden,bulunduğun yerden yeni bir hayat kurmak istersin ama birini yapamazsın..çünkü herşeyin bir zamanı var.o zaman gelinceye kadar acını çekmek ve bununlabüyümek zorundasın.herkese bu zamana kadar boş boş gözlerle bakmak zorunda kalırsın.hiçbirşeyin manası olmaz be..
işte böyle düşünceler yine birbirini kovalarken,uyku saati gelmiştir.şimdi yastığa başını koy,büütn sorumluluklarını sağ omzuna yükle,sol tarafında bir acı mı hissettin ağrıyan kalbini unut..çünkü senin bu kadar sevdiğin sevgili belki bir başkasının kollarında sabahlıyor,çünkü senin sevdigin sevgili korkak adımların ustası,çünkü senin sevdigin sevgili seni zerre kadar sevmemiş bırakıp gitmiş.değer mi bu bedeni onun için öldürmeye ?bırak gitsin sen nasıl terkedildin sen de terket,onu onsuzken sevmeleri bırak,özlemlerini taa okyanısların dibine yolla,sızlayan kalbini uçan beyaz bir kuşun kanadına tak..bırak gitsin...
sizleri bu dereceye getiren birini sevmeyin,nefret edin,kin bağlayın,kapanan yolları kimse açmıcak size kimse geri dönmeyecek,çünkü sizin acınız ona bir sevinç olmuş,egosunu tatmin etmek olmuş,sizni hayatınızda tek sevdiğiniz insan için siz onun gelip geçici insanların kervandında yer alıyorsunuz bilemicem kaçıncı sırada kaldınız..
ben üşürken sensizliğin kıyısında
sen yeni rüyalar peşinde
ben eskileri kendime giysi yapmış yamalı kalbimle gezinirken
sen uçurumun kenarında
elimi uzatıp çekmek isterim seni kendime
gücüm yetmez,yüzüm tutmaz
beklerim geceleri sana kavuşayım diye
ne mümkün ..
herkesde bayram havası bende acıların rüzgarları
kaç yılbaşı daha geçer sensiz,yada hangi sevgililer gününde birlikte oluruz
hangi doğum günüme yetişir gülücüklerin
hangi duvarları ördük aramıza hangi yıkılası izole sistem kesti seslerimizi
hangi dertlerin o belini büktü ki bana yürüyemiyorsun
hangi kuduz köpeklere yedirdin cesaretini
şimdi bana düşen sırtımı dönüp gitmek
herkes gibi sana da sırtımı dönüp gitmek
herkes gibi yaraladın beni
artık hiçbirşeyimsin
hiçkimsemsin..
sakın gelme ördüğüm duvarları yıkamam,yüzümü yere dökemem
sakın gelme bu sessiz sakinliğimi bozma
korkarım açamam sana bir daha yüreğimin kapılarını
sakın gelme kurduğum saçmalık düzenini bozamam
bu saçmalığın içinde kaybolmak istiyorum sakın bana beni sevdigini söyleme
sakın bana bir umut verme bu karanlıktan çıkamayan bu beden o güzel ışıkta ölür
sakın gelme ..