şahsım tarafından bir insanın ağzından çıkabilecek en kötü cümleler arasındadır.
artık yaşanılan o şey her ne ise, bu durumdan en sağlıklı şekilde çıkmak varken hala insanı bunalıma sokmaya ne gerek var.
yüksek müsaadenizle kendisini ilk dinleyişte aşık olunan şarkılar ailesine doğru uğurluyor, başarılarının devamını diliyorum. feridun abimizin öteki şarkılarına göre biraz daha yavan sanki ama "ben senden sonra kimi öptüysem senin yüzünden" diyor ya hani bağıra çağıra, işte orda kopuyor ip. eski sevgili için tüm yurtta anma törenleri yapıp, bayrakları yarıya indiresiniz geliyor bi'de üstüne sensizlik, cinnet filan diyor utanmadan. bize de haliyle günde en az 3 kere dinlemek düşüyor.
eski fd parçalarına kıyasla kalitesi düşmüş müziktir. herkesin ağzında "sözler çok anlamlı" - "çok süper sözler" falan falan şeklinde söylemler geziniyor fakat bu adam zaten güzel söz yazardı orada sıkıntı yok ve sözler abartı derecesinde güzel değil, biraz daha çalışılabilirdi.
müzik kalitesinde melodik anlamda düşme var. fd melodinin fonunu çok iyi yapan bir müzisyendir. uzun süreler sırf bu nedenle dinledim fakat bu müzikte aradığım lezzeti bulamadım. halbuki eski fd müziklerine bakacak olursak bu kadar güzel bir ön melodiye mükemmel fon melodi yapabilirdi.
klibini izledim ve biraz güldüm işin açığı. yaşlanmaya ve enerjisiz bir görüntüye özenme sözkonusu. adam resmen yılların profesörü imajı vermiş, bir tek altına bez tutmuşlar gibi görünen devasal poposu eksik kalmış. bu nedenle profesör imajı da yarım kalmış. gözlerin altına o torbaları nasıl koydu bilemiyorum herhalde klibi çekmeden önce bir koli tuz tüketmiş olmalı. yıl olmuş 2013 yaşlanma imajı çizmeye çalışan sanatçılar var ilginç.
Feridun Düzağaç'ın 11 martta piyasaya cıkan 9. albümü FLU'da yer alan şarkı.
aynı zamanda ilk klip şarkısıdır albümün. klipde feridun'un ciddi değişikliği de görülmektedir.. **
bir ana sınıfında satranç dersi anlatıyordum. bir çocuğun elinde kızarmış tavuk göğsü vardı ve çocuk ağzına sokuyor ama yemiyordu belki çok küçük bir parça koparıyorsa onu da ben farkedemiyordum. velhasıl çocuğa çocuğum yiyeceksen ye şunu çürüdü elinde gibi saçma sapan bir espiri yaptım. çocuk ne yaptı hiç ilgilenmedim bir ara çöpe atmış meğer. neyse öbür ders bunların öğretmeni geldi ve çocuğa tavuğu ne yaptığını sordu o da çöpe attığını söyledi. öğretmen ceza olarak tenefüse çıkamayacağını söyledi. çocuk ağlamaya başladı. iki gözü iki çeşme ağlıyordu ve bana senin yüzünden diye bağırıyordu. o an hatırladım o saçma şakayı yaptığımı ve öğretmene hocam ben çürüdü artık yiyeceksen ye dedim o da çöpe atmış hakkaten benim yüzümden lütfen ceza vermeyin dediysem de dinletemedim çocuk tenefüse çıkamadı ve hala ağlıyordu benim yüzümden. hakaten çok acayip oldum hiç aklıma gelmeyecek bir durumdu bu.
duvarların üstünde dikenli teller
yaram çok derinde görmezki eller
sensiz sevilmez şu açan güller
günlere küskünüm senin yüzünden
dört duvar içine esmiyor yeller
tatlıyı acıyı ayırmaz diller
bir türlü kelepçeden kurtulmaz eller
kelepçelere küskünüm senin yüzünden
burada hasret çöker şu deli gönlüme
kahredip ağlarım ben giden ömrüme
karışır geceler gündüzlerime
gündüzlere küskünüm senin yüzünden
döküldü saçlarım artık bedenim yorgun
benim yediğim darbe çok büyük vurgun
gözlerim dolgun, yüreğim kırgın
kırgınım can dosta, can yoldaşa senin yüzünden.
kızgınlıkla kavga esnasında senin yüzünden diye dile getirilen sayıca az kiloca ağır kelimeler topluluğudur. Kızgınlıkla bir anda ağzından çıktı diye teselli etmeye çalışırsınız kendinizi ama nafile karşınızdaki insanın buna sıkı sıkı sarıldığını ve gerçekten hissederek, inanarak bunu söylediğini farkettiğinizde yaşadığınız hayal kırıklığının tarifi imkansız olur. Öyle bakakalırsınız...
