öğretisi 'her şeyi yerine göre yap' yeri gelince namaz kıl, yeri gelince oruç tut, yeri gelince plaja git, yeri gelince cenazeye git! olan ailenin allah'a gereği gibi kulluk yapmaya çalışan evladına söylediği söz...
dinin eksikliğini içinizde duyduğunuz zaman allah'ın gündüz ve geceyi nasıl mükemmel bir biçimde çevirdiğini gözlemlediğinizde, kainatı okuduğunuzda, okumaya yeltendiğinizde, kendinizin 'işittik itaat ettik' sözünü hatırladığınızda bir şeyler değişmeye başlar yavaşça hayatınızda. daha çok düşünmeye, daha çok okumaya başlarsınız, ibadete ayırdığınız vakit daha fazla olmaya başlar...
her an yanınızda olan ve her dua ettiğinizde sizin duanıza icabet eden rabbinizin sizi niçin yarattığını sorgulamaya başlarsınız, kainatı okuduktan sonra, her yaratılmışın ayrı ayrı görevlerini keşfettikten sonra kendinize dönersiniz, işte şu can alıcı soruyu sorarsınız kendi kendinize 'ben niçin yaratıldım' evet sahiden ben niçin yaratılmıştım... kainattaki bu mükemmel dengeye yakışmıyordu hayatım, bu kusursuzluğun çizgisini saptırıyordu sanki bir şeyleri eksik yapıyordum, bir şeylerde boşluğa düşüyordum. insanların ne kadar bencil olduğunu fark ettiğinizde ana rahmindeki 'güven içinde olan durumunuzu' özlediğinizde o ana tekrar geri dönmek istersiniz. işte o zaman rabbinizin sizi dünyaya boşu boşuna sadece iş ve eğlence olsun diye göndermediğini kavramaya başlarsınız...
bu mükemmel tabiatın sahibi size de bir şeyler demiş olmalı, size indirilmiş klavuzu merak etmeye başlarsınız, gece gündüz okuyup anlamaya azmedersiniz, dua edersiniz... işte bu süre içinde sizde olan değişiklikler eğer aileniz için çözülmemiş sorularsa sizi 'eyvah bu çocuk kafayı yiyecek' ' hangi tarikata üye oldu acaba' şeklinde kaygılara dönüşür...
siz rabbinize yaklaştıkça onların korkuları büyür. namazınızı kılmaya başlarsınız onların içlerinde bir ürperti belirir, eyvah! ya eyvaaaah! eyvah ki ne eyvah. işte tam bu zamanlarda üzerinizdeki sorular artar ve tam bu zamanlarda sizi ciddiye alıp nerdeyse doktora götürme isteği uyanırlar...
senin beynini yıkamışlar! evet çok şükür dersiniz beynimi yıkadılar, tertemiz oldum, vahiyle yıkandı beynim, rasullerin yolu, ne mutlu... ana rahminde bulduğunuz güveni, huzuru ve mutluluğu bulursunuz rabbinizin yanında.
insanın fikrinde sabit kalmasından daha doğal ne olabilir ki?
bu fikrin sabit kalması beyin yıkanmasına mı delalet?
buna karşı üretebilinecek daha farklı olgulara sabitlik edelerin beyinleri yıkanmış olmuyor mu o zaman?
senin beynin yıkanmış olgusunu tarikat veya cemmat mensuplara diyoruz genellikle o halde üstteki sorulara cevvap niteliğinde ne var açıklamalısınız.