okuyunca hatırladım, şöyle hüzünle karışık bir gülümseme geldi. Evet, bir zamanlar bu ülkede on numara diziler vardı.
Korkutla jale hep o denize bakan, seyyar köftecinin çalıştığı ve bir bankın olduğu yerde buluşurlardı ve korkut jaleye her seferinde gazoz ısmarlardı. Bu havalı nazlı edalı jaleye her seferinde şu şekilde sitem ederdi korkut:
-Allahın kitabın yok mu lan jale!
aynı dizide sözü geçen jalenin:
-balta girmemiş ormanın hayvanı korkut şeklinde bir repliği vardı. Zaten o jale dizinin aptal sarışınıydı.
Dağ gibi adam fırıncı nusret baba vardı. Nusret babanın en büyük kızı mehpareyle sonradan evlenen süha vardı, kılıbık dombili. Bunun böceğim dediği kırmızı bir arabası vardı.
-irtibatı kesmeyelim, diyen celal vardı.*
-bu su işi bizi bosmasın cengiz,**
-küçük aptal hahaha,**
-gelin şöyle yamacıma.*
-ölmeden ölmek lazım,***
-ğıııağağ Allllahhh!**
-kafama takılıyo aga**
Gibi sürekli tekrarlanan ve her seferinde güldüren lafları vardı. Velhasılı var oğlu vardı o dizide ama, mehmet akifin asım şiirinde dediği gibi,
Bugün artık biri yok, hepsi masal, hepsi yalan
Bir onulmaz yaradır, varsa yüreklerde kalan. https://galeri.uludagsozluk.com/r/480415/+