uzun zamandır görüşmeyen ayrı olan çiftlerimizin kavuştuklarında birbirlerine haykırdıkları cümledir. içtendir, yürek sızlatır aslında acı bir yakarıştır.
Bir yazar kişisinin "kendi ismini" bile reddedecek kıvama getirten iki kelimelik sessiz harf ve biraz hardal korosunun gönlümüze narenciye sıkan suç aletidir. ****
--spoiler--
Özleme bir diyeceğim yok. O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası. O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı. O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.
insanlığımız özleyişlerimizle alımlı, yaşantımız özlemlerle güzel. Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin. Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem. Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.
Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam; seni özlediğim içindir. Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni; seni özlediğim içindir. Yaşıyorsam; içimde umut varsa, yine seni özlediğim içindir.
Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!
--spoiler--
aşık olduğunuz, deliler gibi sevdiğiniz fakat bu sadece platonik olan kişi tarafından size söylendiğinde, o anki mutluluk tarif edilmezdir. çok kişiden duyulsada, o kişiden duymak hele içtenlikle duymak eşsizdir.
kendisine karşı gram dahi sempati beslemememe rağmen (bkz: gökhan özen), ''sevilmeyen kişiler de tabii ki güzel parçalar yapabilir'' dercesine nazire ettiren, hoş parça. nakaratı da can yakar efendim.
karşılık olarak "ben de özledim kendimi" diye bir cevap alıyorsanız keşke söylemeseydim, kendime saklasaydım diyebileceğiniz söz...
oysa ki ne kadar içtendir seni özledim demek, yanından ayrılalı 4 saat bile olsa özler bazen insan birini...
ama işte bazen o, kendini özlemiş olabilir...