askerde bol bol sölemek istediğiniz ama her defasında boğazınızda yumru gibi kalan bir cümledir. babayla konusurken anne yi telefona istersiniz ama anne telefona gelmez. neden die babanıza sorarsınız ya biraz işi varmış der ancak içerden hıçkırık seslerini duyarsınız işte o anda sölemek istersiniz. " anne seni çok özledim"
uzaklarda olan annenin hayalinin gözlerde canlanması.
"Nasıl bu kadar güzel, nasıl bu kadar fedakar, nasıl bu kadar duygusal... kokusunu, kahkahalarını, sesini, yemeklerini, saçlarıma dokunmanı özledim... Yaşantımın çoğu seni özlemekle geçti... okyanus laciverti benim biriciğim; yağmur damlası seni özledi... Can parçası; Canım benim annem........ seni çok özledim"...
sana özlemim anlatmakla bitecekse, seni yeterince sevmemiş yada benimsememişim...hatırlıyor musun, senden ilk dayağımı bir pazarın ortasında yemiştim, benimde şebnem ferah gibi kırmızı rugan ayakkabı hastalığım vardı, daha 5 yaşındayken o ayakkabıları sayıklardım. sonra pazara gittik de; ben görünce o ayakkabıları yine, senin tabirinle' rum damarım tuttu' pazarın ortasına oturup ,o ayakkabılar, diye salya sümük ağladım...sende bıktım be bıktım allahım canımı alda kurtulayım diye isyan edip beni o kalabalığın içinde evire çevire dövdün... şimdi gülüyorum ama o zaman basmışım yaygarayı...ne düşündüm biliyor musun,bir annenin dayağı bile güzel gelebiliyor insana...şimdi uzağımdasın her gün arayıp belini açık tutma diye uyarıryosun. her bir hücremi koruyorsun, kanatlarını gerip tüm dünyaya meydan okuyorsun... bir gün anne olduğumda senin gibi bir anne olamayacağımdan korkuyorum, anne.eminim gelip sen ikimize de annelik edersin... şimdi uzağımdasın, algida kutularını biriktiriyorum, belimi açık tutmuyorum, arkadaşlarımla iyi geçiniyorum ve seni çok özlüyorum...