ufak bir ümit kırıntısıyla hemen sazan gibi ikinci cümleyi kurduktan sonra babayı alacak insandır. kendisini bol bol teoman'dan aşk kırıntıları şarkısına verir, herhalde.
+ seni sevmiyorum artık Timuçin
- hiç mi?
* Sen kimsin lan manyak mısın?
- ya ben başından beri kulak misafiri oldum da, heyecanlandım birden. meraktan tutamadım kendimi.
* sigigit lan! zaten sinirlerim tepemde
- Hemen kaçtım. yenge hürmetler...
- seni sevmiyorum osman.
+ hiç mi sevmiyorsun?
- evet hiç sevmiyorum.
+ lan ne diye sevgili olduk o zaman ha? param pulum da yok zaten. sen de az mal değilmişsin nihohoha.
Yaşadığım bir durumdur. Kalbinize bir acı girer. Her nefes alışınız zorlaşır. O soruyu sormak öyle koyar ki insana. Ve gelecek cevabı beklemek. Büyük bir korkuyla sorulan sorudur. Akıldan çıkmaz o verilen cevap. Belki aylar geçse yıllar geçse sorulan insan gerçek aşksa unutulmaz. Hiç. Hiç cevabını duymak? Verilen tüm emeklerin boşa gittiğini düşünmek. Gecelerce onun için ağladığın için kendinden nefret etmek! Kendine küfürler etmek, ona edememek. Sen tanıdığım en orospu çocuğu insansın diyememek. Ben sana deli gibi aşıkken, kendine aşık ettikten sonra bana bir kaç aylık mutluluk verdikten sonra bu yaptığın şerefsizlik diyememek. Çok koyar insana. Akla her gelişinde gözyaşları sicim gibi yağar yanaklardan. Unutmak dileğiyle sözlük.